22 Aralık 2012 Sabahı…

Anlama Çağı’ndayız. Herkes 21 Aralık 2012’den bahsediyor. Ancak siz tüm planlarınızı 22 Aralık’a göre yapmalısınız. O günlere çıkan kestirme yolun bugünlerden, şimdiden başladığını bilmelisiniz. Anlama süreci yıllardan oluşur, ama son noktaya, bir damlayla gelirsiniz. O yüzden şimdiden anlamalı, ama “şimdi”de kalmalısınız.

Tüm bu süreci anlamak için, farkındalığa ihtiyacımız var. Ama günümüzde o kadar içi boşaltıldı ki… Farkındalık, anda kalmak beş duyunuzu tepe tepe kullanmaktan başka bir şey değildir. Tüm fiziksel ve metafiziksel dünyayı bu beş duyuyla anlarız, içinde yaşar, sonra onu dönüştürmeye başlarız.

İşte hepimize yapılan en kötü şey, bu duyuların kanallarını kapamak, dünyayı anlamak değil, anlatılan şeye katılmak haline getirilmesidir. Bundan büyük günah ve bundan büyük hesap yoktur. Oysa bu duyuları kullanmak o kadar basit, kolay ve mucizevîdir ki…

Duyularınızı kullandığınızda hayatınızı yönetirsiniz. Yönetmediğiniz zamana ise oyuna dahil olursunuz.

Şimdiden hemen fark edin. Fark etmek için uzun kurslara, seminerlere, eğitimlere gitmeye gerek yoktur. Fark etmek, bir anda olan şeydir. Şimdi burada olanı anlamaktan başka bir şey değildir.

Anlamak için bakmak, bakmak içinse durmak lazımdır. Durun, hemen durun, kıpırdamayın. Kolunuz nerede? Peki ayağınız? Gözlerinizi bile kıpırdatmadan etrafınıza bakın. Ne var etrafta? Bakın şimdi, etrafınıza, oturduğunuz koltuğa, sandalyeye… Tüm detaylarıyla incelenin. Biliyorum zaten diyen, bilmiş iç sesinizi kısın. İnceleyin, ne renk, dokusu nasıl, üstünde ne var, ne işinize yarıyor? Detay detay bakın. Baktıkça ne kadar kör olduğunuzu göreceksiniz.

Kişisel fikrim, beden, bu muhteşem uzay yolculuğumuzda kullandığımız ana gemidir. Hep 2012’le ilgili senaryoların içinde uzaydan gelen garip yaratıklar anlatılır. Oysa bu süreçte, bedenimizi, yaşı, cinsiyeti, mekanı, zamanı bulunmayan “ruhumuzun bindiği” bir uzay gemisi olduğunu anlayacağız.

Frekanslar, dalgalar arasında gidip geldiğimizi sadece akılla anlamayacak, gözle de göreceğiz. Ne kadar büyük, ama bir o kadar küçük, zerreden başka bir şey olmadığımız anlayacağız. Uzaydan birilerinin bizi ziyarete gelmesine ihtiyaç duymadığımızı, zaten şu an beden gemisi içinde, evrende mermiden 1.000 kat hızlı bir şekilde yol aldığımızı fark edeceğiz.

Peki, beden, bu kadar önemliyse onu neyle besliyorsunuz? Yediğiniz, içtiğiniz, her şeyi, ama her şeyi seçiyor musunuz? Yoksa önünüze konulanlara hiç bakmıyor musunuz? Hormonların, genetik uygulamaların ne kadar zararlı olduğunu sağır sultan bile biliyor artık. Peki, günlük hayatta gerçek besinlere ulaşıyor musunuz? Yoksa gittikçe ucuz ve kolay hale gelen hazır mutfaklardan mı besleniyorsunuz? Yediğiniz şeyin, masanıza gelmeden bir önceki hali ne kadar doğal?

Beslenme şekliniz vücut sağlığınızdan başka enerji sağlığınızı da sağlayan en önemli kaynaktır. Doğru beslenen vücut, doğru rezonansta kalmayı başarır. Böylece farkında olursunuz, duyularınız kesinleşir, yaşam amacınıza ulaşırsınız, kendinizi bulursunuz. Fark etmezseniz başkalarının amaçlarına hizmet eden robotlar haline gelebilirsiniz. Zaman sona erdiğinde, gözünüzü kapadığınızda, kendinizi bulamamaktan dolayı yaşayacağınız pişmanlık tarif edilebilir mi? Kendinize yapacağınız bundan daha büyük kötülük ve işleyeceğiniz daha büyük günah var mıdır?

Bedeni anlamakla başlar her şey… Başlamak içinde durmak gerekir. Bütün öğretilerde, dinlerde, semavi kitaplarda “bina yapın, çok çalışın, teknolojiyi geliştirin, iletişimi artırın, sanayi devrimler yapın, ekonomiyi güçlendirin, ülke savunmasına fon ayırın” diye bir şey yazmaz. “İnsanın kullanma kılavuzu” olarak inen bu kitapların hepsinde, “durun, anlayın” der. Çünkü durduğunuzda bakarsınız, görürsünüz, koklarsınız, duyarsınız, tadarsınız, hissedersiniz. Hepsini, hemen şimdi alt alta toplar, sonuçta anlarsınız. İşte şimdi durma, anlama zamanı…

Bedenimizi, duyularımızı kullandığımızda, önce kendi dünyamızı, sonrada gerçek dünyayı kurtarma şansımız, zorluluğumuz, sınavımız var; bunu anlamalıyız. Her zaman iyinin kötüye galip geleceğini bilmemiz yeter. Biz iyi olmayı; her şeye rağmen kendimize hesap verebilmeyi; kendimizden kaçamamayı becerebiliyorsak, bizim zerrelerimizden oluşmuş kâinat içinde aynı iyilik geçerlidir.

Tabii ki 2012 fenomeni hafifleyene kadar, bazı konular zorla gündeme getirilecektir. Uzaylıların istilasından, toplu beyin kontrollerine, mavi ışın projelerinden, İsa, Mesih, Deccal bağlantısına kadar, arka bahçede tutulan tüm bilgiler ortada olacaktır. Hangisinin doğru, hangisinin yanlış olduğu sorularıyla birlikte… Tek çıkış yolunun yine içte ve bedende olduğunu bilmelisiniz.
 
İşte bu dünya sistemi içinde astroloji, insanın beden saatini gösterir. Akrep insansa, yelkovan evrendir. Birbirinden ayrılmadan işlerler. Arkanıza astroloji bilgisini aldığınızda olaylara değil, sebeplere yoğunlaşırsınız. Astroloji hiçbir zaman başınıza gelecek “mutlak”ları anlatmaz, anlatamaz. O zaman sizin seçim şansınızı yok etmiş, kul hakkınızı yemiş olur.

Astroloji potansiyelleri anlatır. Külli iradenizle size sunulandan, seçme hakkınız ve sorumluluğunuz vardır. Zaman sonundaki, cennet, cehennem de bu yüzden anlam kazanır. Başkasına bakmadan sizin için en uygunu seçmelisiniz. Evren tek düzelik değil, çeşitlilik üzerine kuruludur.

Tüm bunları yapmak, anlamak, fark etmek için en önemli, en etkili; kesinlikle hiç şaşmadan, her zaman hedefi 12’den vuran, en hızlı mermiyi sona sakladım; o da “niyet”tir…

Bir şeyin henüz tohum halinde bile olmadığı andaki, niyet…

Niyet ettiniz mi hiç?

Gerçekten durup, kendinize bakıp, anlayıp, gözlerinizi dünyevi değerlere kapatıp, ruhunuzdan içeri bakıp niyet ettiğiniz mi, kendinizi bulmaya?

Burada ne işiniz var? Hiçbir şeyin boşa olmadığı evrende sizin, tek, biricik, yegane özelliğiniz ne? Niyet ettiğiniz mi onu bulmaya? Dışarıda ne oluyorsa olsun…
Bari şimdi durun, niyet edin… İtaat değil, idrak edin…
Sonra, aslında altın bir anahtar olan, derin bir besmele çekin.
Öyle bir çekin ki, bütün meleklerle beraber, hâşâ Allah da dönüp baksın, “kim bu beni anan zât” diye…
Sonrası kolay…

22 Aralık sabahı, farkındalık kapılarınız açılsın, şeytanlarınız kaçışsın.
Artık Anlama Çağı’ndayız…
Bu dünyada,
Hemen şimdi de;
En küçük ölçekte bile geri gelmeyen;
En sınırlı kaynak olan;
İşin kötüsü elinizde ne kadar olduğunu da bilmediğiniz;
Hiç bir torpil, para, iltimas kabul etmeyen;
Babadan oğla geçmeyen;
Satın alınamadığı için, değer biçilemeyen;
“Zamanınızı” iyi kullanın…
Bitmeden…
Son dönemece girmeden…

Unutmayalım ki, yıldızlar sadece karanlık geceleri aydınlatmıyor!

KOÇ ve yükselen KOÇ 21 Mart – 19 Nisan

Yeni kişilerle tanışma, ufkunuzu genişletme imkânına kavuşabilirsiniz. Ancak zor şartları aşmak için, olaylara daha üst boyuttan bakmanız gerekecektir. Özellikle konusunda uzman olan kişilere danışmanız gerekebilir. Yurtdışı, yabancılar ya da farklı kültürlerle ilişkilerinizi geliştirmeye özen göstermelisiniz. Hukuksal konuları dikkate almanız gerekebilir.

BOĞA ve yükselen BOĞA 20 Nisan – 20 Mayıs

Ay boyunca maddi açıdan zorlanamamak için hesaplı hareket etmeye özen göstermelisiniz. Elinizdeki paranın kıymetini bilmeli, bütçenizi düzenlerken ek harcamaları da göz önünde tutmalısınız. Özellikle partnerinizle olan maddi ilişkileri düzenlemelisiniz. Borç, alacak dengesi sizi zorlayabilir. Kredi almak için pek de uygun bir zamandan geçmemektesiniz.

İKİZLER ve yükselen İKİZLER 21 Mayıs – 21 Haziran

Ay içinde zorlukları aşmak için, tek başınıza hareket etmeniz pek yarar sağlamayacaktır. Eşinize, ortağınıza danışmanız gerekecektir. Ortak amaçlarınıza uyum sağlamanız daha iyi sonuç verecektir. Kendinizi göstermek istiyorsanız ilişkilerinizi geliştirmelisiniz. Dikkatiniz eşiniz, ortağınız ya da partnerinizin üzerinde olmalıdır. Evlilikle ve ilişkilerde sınandığınızı bilmelisiniz.

YENGEÇve yükselen YENGEÇ 22 Haziran – 22 Temmuz

Yoğun bir aya girmek sizi endişelendirmemelidir. Pek çok konuya çözüm bulmaya çalışırken kendinizi ihmal etmemelisiniz. Sağlığınıza, diyetinize, hijyene özel önem vermelisiniz. İşleri pratik bir şekilde düzenlerseniz yükünüz hafifleyecektir. Size yardım edenlere, çalışanlarınıza daha yakın olmalı, onların sorunlarına da çözüm bulmalısınız.

ASLAN ve yükselen ASLAN 23 Temmuz – 22 Ağustos

Bu ay birçok kişiye oranla daha şanslı olacaksınız. Zor günlerin etkisinden sıyrılıp, kendinize zaman ayırma fırsatı bulabilirsiniz. Ne zamandır yapmak istediğiniz uğraşlara yönelebilirsiniz. Sanatla ilgilenebilir, spor yapabilir, hoşunuza giden bir hobiye yönelebilirsiniz. Aşk hayatınız da bu keyifli günlerden nasibini alacaktır. Çocuklarla ilgili konularda da gelişmeler olabilir.

BAŞAK ve yükselen BAŞAK 23 Ağustos – 22 eylül

Ay içinde her ne kadar işinize yoğunlaşsanız da evdeki sorumluluklarınızı ihmal etmemelisiniz. Özellikle aile büyüklerinizle ilgilenmeli, gerekiyorsa onların sorumluluklarını almalısınız. Evde yapılacak olan tamirat, tadilat gibi konulara da zaman ayırmalı, güvenliğinizi düşünmelisiniz. Biraz içe çekilmek, eve zaman ayırmak sizi dengeleyecektir.

TERAZİ ve yükselen TERAZİ 23 eylül – 22 ekim

Ay boyunca etrafınızdaki hareketlilik artacaktır. Kısa seyahatler yapıp komşuluk ilişkilerinizi geliştirebilirsiniz. Yeni şeyler duyabilir, öğrenebilirsiniz. Kardeşleriniz ya da yakınlarınızla ilgili konular gündeme gelebilir. Bazı zorlukları aşmak için fikirlerinizi nasıl ortaya koyduğunuza dikkat etmelisiniz. Önemli anlaşmalar, bağlantılar gündeme gelebilir. Ancak dedikodulara önem vermemelisiniz.

AKREP ve yükselen AKREP 23 ekim – 21 Kasım

Ay içinde kaynaklarınızı kontrol etmeniz önem taşıyacaktır. Başta maddi konular olmak üzere, yeteneklerinizi, kazançlarınızı daha iyi değerlendirmenin yollarını aramalısınız. Sizi zorlayana konulara rağmen daha karlı yatırımlar yapmaya özen göstermelisiniz. Alışveriş yapmanız gerekiyorsa önce bütçenizi düzenlemelisiniz.

YAY ve yükselen YAY 22 Kasım – 21 Aralık

Herkese göre bir adım önde olacağınız bir aydasınız. Bunu fırsat bilerek kendinizle ilgili yapmanız gerekenlere yönelmelisiniz. Kılık, kıyafet, sağlık ya da kişisel isteklerinize yönelmek için, gelen bu şansını bilinçli kullanmalısınız. Böylece ne zamandır hissettiğiniz ağırlıktan kurtulacak, rahat bir nefes alacaksınız. Yeni adımlar atmak, yenilenmek için hevesli olacaksınız.

OĞLAK ve yükselen OĞLAK 22 Aralık – 19 Ocak

Ay içinde çok kesin planlar yapmasanız iyi olur. Olaylar sizin düşünmediğiniz gibi gelişebilir. Şartları zorlayıp boşa enerji kaybetmek yerine sakinliğinizi korumalısınız. Vereceğiniz tepkiler boşa öfkelenmenize sebep olacaktır. İş için yurtdışı bağlantılarınız varsa onlara zaman ayırmanız en iyisidir. Bu ayı sabırla geçirmeli, gelecek aya hazırlık yapıp, olayları zorlamamalısınız.

KOVA ve yükselen KOVA 20 Ocak – 18 Şubat

Ay boyunca ne kadar tek başınıza hareket etmek isteseniz de arkadaşlarınız sizi yalnız bırakmayacaktır. Sosyalleşmeye özen göstermeniz yararlı olacaktır. Birlikte hareket etmeniz, ortak hedeflere yol almanız gerekebilir. Birlikten güç doğacağını bilmelisiniz. Herkesin yararına hareket etmek size de iyi gelecektir. Her ne kadar zor koşullar altından geçsek de geleceğe umutla bakmalısınız.

BALIK ve yükselen BALIK 19 Şubat – 20 Mart

Bu ay sizin için önemli kişilerle görüşebilirsiniz. Saygınlığını artırmanın yollarını bulmalısınız. İnsanların sizi takip ettiğini fark etmeli, işiniz, kariyeriniz adına daha dikkatli adımlar atmalısınız. Gerginleşen gökyüzünü etkisini pozitif düşünmeli, engelleri aşmak için fırsat olarak görmelisiniz. Hedeflerinizi netleştirmeli, sorunları aşmak için formül geliştirmelisiniz.

Önceki İçerikHayal Et Gerçek Olsun
Sonraki İçerikTost – Toast

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz