Gelenekler yazılı olmayan, kuşaktan kuşağa aktarılan kural ve davranışlardır. Aidiyet duygusunu geliştirerek yaşama sevincini artırır. Türk toplumunda sünnet töreni, cenaze töreni, kına gecesi, düğün, asker uğurlaması, bayram ziyaretleri ve yeni doğan bebeğe hediye alınması bu anlamlı günlere değer katan geleneklerimizdendir.
Çocukluğumu düşünüyorum, evlerin bahçelerinde evcilik, saklambaç, yakan top, beş taş oynarken uzatılan salçalı ekmeğin lezzetini, ailelerimizin dostluğunu hâlâ kalbimde hissediyorum. Paylaşmanın cepten değil gönülden olduğunu öğrendiğim, mutluluk ve huzuru doyasıya tattığım canım çocukluğum. Bir cenaze varsa tüm mahalle günlerce televizyon açmaz, yüksek sesle müzik dinlemez, her gün sırayla cenaze evine yemek götürürdü. Bir düğün telaşı varsa o bütün mahallenin heyecanı olurdu.
Geleneklerin sosyal yaşamı nasıl sıcak tuttuğunu o günlerde öğrendim.
“Paylaşılan bir sevinç iki kat olur, paylaşılan acı ise yarıya iner. ” (Atasözü)
Dokuz yaşımdan sonra büyük şehire taşındık, burada gördüğüm ilişkiler benim çocukluğumdan çok farklıydı. Tabutu evden aşağı indirmek için sokaktan geçenlere rica eden şehir cenazelerine, hiç kapıları çalınmadan tek başlarına ölüm yasını ve şokunu atlatmaya çalışan merhum yakınlarının yalnızlığına şahit oldum.
Gün geçtikçe geleneklerin saçma olduğuna inananlar artıyor ancak bireysel yaşamın daha rahat olduğunu söyleyenlerin, manevi desteğe ihtiyaç duydukları süreçte daha çok zorlandıklarını görüyorum.
Bilim ve teknolojiyi yakından takip etmenin ve bu konuda yatırımlar yapmanın gelişmek için şart olduğu değişmez bir gerçektir, bununla birlikte kendi değerlerine yabancılaşan bir milletin birlik olması da gittikçe zorlaşacaktır.
Atatürk, bazen yaşayarak bazen konuşarak ve bazen de ilgilileri teşvik ederek geleneklerin önemine dikkat çekmiştir.
” Efendiler, yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri eğitimin hududu ne olursa olsun, en evvel ve her şeyden evvel Türkiye’nin bağımsızlığına, kendi benliğine, ulusal geleneklerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek gerektiği öğretilmelidir.”
” Ulusumuzun tarihini, ruhunu, geleneklerini gerçek, sağlam, dürüst bir görüşle görmeliyiz.” Atatürk
Semra Çetin