Emeklilik kelimesi, yıl sonuna yaklaşırken gelen ve uzun zamandır mücadelesi verilen EYT haberi ile gündemimizde.
Tüm dünyada gitgide artan ekonomik zorluklar nedeniyle, ”Yaşlılık aylığına” hak kazanmak anlamına gelen emekli olma ve gerçekten emekli olma arasındaki anlam farkı daha da netleşmeye başladı. Sadece Türkiye’de değil tüm dünyada da emekliliğin yasal yaşına gelenlerin çoğu, yaşam standartlarını sürdürebilmek için aktif olarak çalışmaya devam etmek durumunda. Bazı şirketler emekli olan ve emekli aylığı almaya hak kazananları çalıştırmaya devam etse de bazıları bu konuda çok keskin. Emekli aylığı ile maaşınız arasında bir seçim yapmaya mecbur kaldığınız bir durum söz konusu.
Bugün, yaşam süresinin de uzaması ve sağlıklı yaşamak için farklı yöntemlerin de radarımızda olmasıyla emeklilik hâli kariyerinizin sonu değil, ikinci kariyerin başlangıcı. Eğer çalışmam gerekmiyor, bana emekli maaşım yetiyor diyorsanız da heyecan ve macera ile dolu bir dönemin başlangıcı olabilir.
Esenlik/wellbeing eğitimlerimin mesleki esenlik /occupational wellbeing bölümünde, özellikle çalışırken emeklilik döneminde bütünsel iyi olma halini desteklemek adına yapılması gerekenlerden sık sık bahsediyorum. Bunlardan en önemlisi ise hobiniz! Fiziksel kariyeriniz bittiğinde, sizi hayata bağlayacak hayat amacınızı da destekleyecek bir hobiniz olması da sizi ikinci baharda destekleyecektir.
Finansal olarak rahat olmak güzel ancak mutlu bir emekliliğin garantisi değil tabi… Mutluluk ve anlamlı hayat sürmek adeta el ele hareket ediyor. Vaktinizi nasıl değerlendirdiğiniz, emeklilik döneminizde iyi olma hâlinizi çok etkiliyor. Bunun için birkaç öneri:
- Emekli olmadan, emeklilik hayatınızı planlayın. Çoğumuz bunu yapmıyoruz. Sonra sudan çıkmış balığa dönüyoruz. Onca zamanla ne yapacağınızı bilmeyip televizyon önünde uyuşuyoruz.
- Bir amacınız olsun. İşiniz sizin kimliğiniz değil. Çoğumuz 30 yıl boyunca işimiz, unvanımız ile takdim ediliyoruz. (Bu yüzden unvanlara karşıyım) Kişiliğimiz, unvanımız ile eş anlamlı hâle geliyor. Ve o apoletler gidince kendimizi çıplak hissediyoruz. Daha da kötüsü amaçsız. Bu da bazılarına çok ağır gelebiliyor. Emeklilikten sonra “Çok çöktü!” cümlesini duymayanımız yok sanırım.
- Emeklilik, gerçekten hobilerinize zaman ayırabileceğiniz hatta onlardan gelir elde edeceğiniz bir dönem. Nihayet o kitabı yazabilirsiniz ya da hep hayal ettiğiniz gibi resim yapmaya odaklanabilirsiniz. Uzun süren yolculukları yapabilmek için zamanınız var artık. Hedefler belirlemek ve onları sadece kendinizi için belirlemenin keyfine varın.
- Hayat arkadaşınızla konuşun, birlikte tasarlayın. Uzun toplantılar, stresli iş hayatı bittikten sonra birbirinizle nasıl bir ilişkiniz olsun? Bu kısım gerçekten çok önemli!
- Emekli olup hep hayalini kurduğu gibi kendi işlerine başlayanların sayısı hiç de az değil. İkinci kariyerinizi kendi istediğiniz gibi şekillendirin. Erken plan yapmak bu konuda sizi hep motive tutacaktır.
- Farklı sosyal platformlara üye olun. Sizin kariyerinizde ulaştığınız noktaya gelmek için hayal kuran birçok genç var. Gönüllü mentor olun ya da sosyal platformlarda çalışın. Paylaşmak, hem paylaşan hem de paylaştığı kişi için çoğaltıcıdır. Şu anda bildiklerinizi 20 yıl önce biri size söyleseydi. Düşünsenize, ne büyük zenginlik olurdu.
- Sosyal çemberinizi genişletmek size de zihinsel olarak gelişim ve yeni heyecanlar getirecektir. Artık biliyoruz ki sürekli öğrenen zihin yaşlanmıyor. Zihinsel, duygusal ve fiziksel esenlik için öğrenmeye devam etmeliyiz.
- Fiziksel deyince, emeklilikte hareket etmeyi bırakıp hareket kabiliyetini kaybeden birçok kişiyi tanıyorum. Şimdi hareket edin, zorlamadan hareket edin. En iyisi yüzün. Yerçekimsiz ortamda yapılacak egzersizler eklemleri de zorlamadan sizi daha sağlıklı tutacaktır.
Demem o ki, her konuda olduğu gibi emeklilik de bakış açısı ile şekillenen, zor zamanlarda gelen o maaş ile nefes aldıran yeni bir yaşam tarzı. Açıkçası daha “az” ile daha “çok” arasındaki köprüyü tam orta noktada buluşturan bir yolun başlangıcı…
Bu yolda, sevgili arkadaşım Zeynep Boneval’in söylediği gibi
Haz ve Hız yerine Az ve Öz
Tüketim yerine Üretim
Atık yerine Fayda
Sahipdaşlık yerine Yaşamdaşlık
Ego yerine Eko
Odaklanınca sürdürülebilir yaşama katkımız müthiş oluyor.
İkinci bahar şarkıdan öte olsun!
Ece Sueren Ok