Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, 2014 tarihinde Kerem adında bir çocuk yaşarmış. Kerem’in hem son model akıllı cep telefonu hem tableti hem laptobu hem de bilgisayarı varmış. Bu yüzden evde sürekli bunlarla oynar dururmuş. Bazen de parka gider, arkadaşlarıyla kola kutularını ayaklarıyla ezip futbol oynarmış.
Bir gün evde oturup bir yandan bilgisayarında oyun oynayıp bir yandan telefonunda chatleşirken ve bir yandan tabletine yeni sürümü yükleyip cips yerken bilgisayarında siyah bir ekran açılmış. Kerem korkuyla erkana bakakalmış. ‘Yoksa bilgisayarıma virüs mü girdi’ diye düşünüp endişelenirken ekranın üzerinde beyaz kalemle çizilmiş çöp adam şeklinde bir çocuk belirmiş. Kerem’e el sallamış. Kerem ise ne olduğunu anlamadan öylece bu çöp çocuğa bakıyormuş.
-Merhaba
demiş Çöp Çocuk. ”Hey sana diyorum! Merhaba!”
Kerem’in gözleri fal taşı gibi açılmış. Gözlerini ovuşturmuş, kendini cimciklemiş ama Çöp Çocuk hala konuşuyormuş.
-Dilini mi yuttun çocuk?
Kerem kendini toparlamış, ekrana doğru eğilip
-Sahiden konuşuyor musun sen ya?
demiş.
-Konuşuyorum tabii. Bundan sonra seninle çoook konuşacağız.
demiş gülerek. Kerem bu işe şaşırdığı kadar sevinmiş; böylece artık yeni bir arkadaşı varmış. Artık Kerem okuldan doğruca gelip cipsi ile kolasını alıp bilgisayarının başına geçiyor, Çöp Çocuk’la oyunlar oynuyormuş. Çöp Çocuk bir gün yeni bir oyun bulduğunu söylemiş Kerem’e. Bu oyunun adı değiş-tokuş oyunuymuş. Artık Çöp Çocuk’un adı Kerem, Kerem’in adı Çöp Çocuk olacakmış.
Bu oyun Kerem’in çok hoşuna gitmiş. Çünkü Çöp Çocuk, Kerem’in yerine okula gidip derslere girerken Kerem de bilgisayarın içine girip orada yaşayacak, oyun karakterleriyle maceradan maceraya atılabilecekmiş.
Böylece oyun başlamış. Çöp Çocuk bilgisayardan çıkmış, Kerem bilgisayara girmiş. İlginç şekilde Çöp Çocuk çıkar çıkmaz Kerem’e benzemiş. Kerem ise çizgiden bir karaktere dönüşüvermiş. Neşeyle bilgisayarın masaüstündeki çimenlikte koşmaya başlamış. Bu sırada Çöp Çocuk okuldaymış. Kendisi gibi bir sürü çöp çocukla birlikte…
Akşam Çöp Çocuk eve geldiğinde Kerem bilgisayarın masaüstünde bağdaş kurmuş sıkıntıyla Çöp Çocuk’u bekliyormuş.
-Oh sonunda geldin!
demiş Kerem, çocuğa. ”Sıkıntıdan patladım. Hadi artık değişelim akşam oldu”
Çöp Çocuk ise gülmüş:
-Nedenmiş? Sen sanal dünyayı çok seversin. Niye değişmek istiyorsun ki?
-Arkadaşlarımla maç yapmayı özledim. Parkta koşu yarışı yapmayı, bir sürü şeyi… Buradaki her şey donuk! Valla annemin yemeklerini bile özledim.
demiş Kerem özlemle.
-Senin gibi Çöp Çocuk’lar Geri Dönüşüm Kutusu’ndaki cipslerle beslenir
demiş Çöp Çocuk ve bilgisayarın ekranını tek tuşla kapatıvermiş. Kerem sanal, karanlık bir dünyada kilitli kalmış. Çocuğun arkasından bağırsa da ekrana vursa da onu duyan olmamış. Çok kötü bir tuzağa düşürülmüş. Ne yapsam diye düşünerek, karanlıkta zorlukla yürürken aniden aklına bu oyunu bozacak bir fikir gelmiş. Mouse okunu el yordamıyla bulup önce başlat düğmesini tıklamış sonra kapat tuşunun yanındaki Kullanıcı değiştir düğmesine basmış ve bilgisayar kapanmak için hazırlanmış. Bu süre boyunca Kerem masaüstü çimenliği üzerinde bağıra bağıra koşturmuş:
-Ben Çöp Çocuk değilim, ben Kerem’im. Futbol oynamayı parka gitmeyi severim. Buraya ait değilim!
Az sonra bilgisayar yeniden açıldığında Kerem bilgisayarının başındaki sandalyede otururken bulmuş kendini. Kullanıcıyı değiştirmeden bilgisayarını kapatmış ve guruldayan karnını doyurmak için neşeyle mutfağa koşmuş.
Gizem Pınar Karaboğa