Benim Yolum

Oysaki küçük bahçemde toprakla uğraşmalıydım…

Bol kahkahalar eşliğinde yenecek, akşam yemekleri hazırlamalıydım…

Bahar günlerinde çiçeklerle donattığım bahçemde, uzun uzadıya kahvaltılar etmeliydim sevdiklerimle…

Sahilde bronzlaşmış yüzüme vuran meltemle iyot kokusu çekmeliydim içime, o an şükrederek bakmalıydım sevdiklerimin gözlerine…

Papatya tarlalarında koşmalı, meyve ağaçlarına tırmanmalıydım…

Tarihi koklamalıydım, yabancı bir ülkenin kitaplardan fırlamış sokaklarında…

Nemrut olmasa da olurdu, ama güneşin doğuşunu izlemeliydim bir tepede…

Yeni keşifler için heyecan duymalıydım, coşkuyla planlar yapmalıydım…

Gülmekten ağlamalıydım dost meclisinde…

Papatyalardan taç yapmalı, sahilde çıplak ayak basmalıydım kumlara…

Yorulduğumda tutunmalıydım, ben halledebilsem de tek halletmemeliydim mesela…

Çocuk kadın diye sevilmeliydim…

Ellerim ve ayaklarımın küçüklüğünden değil elbet, içimde var olan çocuğun varlığı duyulmalı, bilinmeliydi… 

Şefkat ve sevgiyle aydınlanmalıydı günüm. En ince ayrıntısına kadar düşünüp, ilgilendiklerimden aynı güzellikleri görüp kamaşmalıydı gözüm…

Geç değil bunlar için, fark ettim yaşamın ışıltısını. Varım ben, var olacağım. 

Ela gözlerimde ki yeşil halenin ışıltıyla baktığı fark edilmeli artık. Nasıl da yaşam dolu ve heyecanlı…

Yaşamın kollarına bırakmalıyım kendimi… Dönüştüğüm ve gerçekten ne istediğini bilen bu kadını ve dahi isteklerini sevgiyle kucaklayacağım…

Emel Kızıldağ

Önceki İçerik2024 Astrid Lindgren Anma Ödülü Sahibini Buldu
Sonraki İçerikAyın Çocuk Edebiyatı Çizeri Deniz Oduncu