Annem konuşuyor, ben dinliyorum. Ne anlattığından emin değilim ama hoşuma gidiyor.
— Doğum yapacaksın, sen hâlâ Cioran mı okuyorsun? Bu kadar karamsarlık yeter!
𝘖𝘬𝘶𝘮𝘢𝘬 ne demek bilmiyorum. Sanırım annemin anlattıklarına sitem ediyor babam. Oysa bana çok tanıdık geliyor 𝘰𝘬𝘶𝘯𝘢𝘯𝘭𝘢𝘳:
“Saat sabahın üçü. Şu saniyeyi duyumsuyorum, sonra da öbürünü, her dakikanın hesabını tutuyorum. Bütün bunlar niçin? Çünkü doğdum.”
Bugün anneme onuncu aydan sonra doğum için gecikme olduğunu söylediler. Beni rahat bırakın, gecikmiş falan değilim; 𝘰𝘬𝘶𝘯𝘢𝘯𝘭𝘢𝘳ı dinlemek istiyorum sadece:
“Özgür olmak, çılgınca özgür olmak isterdim. Ölü doğmuş bir çocuk kadar özgür.”
DAVUT KARALI