Dünya herhalde oluşumundan beri yeniye karşı hiç bu kadar şehvet duymamıştı!
İnsanları en çok ne heyecanlandırıyor? Bütün hormonlarımızı en çok ne harekete geçiriyor?
Sorusuna sanırım hepimiz; “yeni bir şey!” diye yanıt veriyoruz… “Evet evet öyle!” diyenler de “Hayırr!” diyenler de devamını okusun, sonra dileyenler görüşlerini de paylaşsın… İnteraktif dünyanın nimetlerinden hep beraber yararlanalımJ
Neden “yeni bir şey” heyecanlandırıyor?
Çünkü “yeni” kelimesinin her dilde beynimize kazıdığı kısa kod, yarattığı otomatik algı. Yeninin “daha iyi, daha gelişmiş, daha çok mutlu etme, heyecanlandırma olasılığının yüksek” olduğuna dair umudumuz, öyle zannetmemiz. Daha iyisine erişim, daha çok, daha uzun, daha mutlu olma, sürdürülebilirlik arayışımızı tatmin etme beklentisi…
Kısacası “yeni olanın bizi mutlu etme ihtimalini seviyoruz…”
Ve içinden geçmekte olduğumuz çılgın Dijital Çağ bakın Yenilikçiliği, Newism’i hangi sebeplerle kışkırtıyor da kışkırtıyor;
- 1. Buluş sayısındaki artış
Dünyadaki toplam patent başvuruları 2000’de 1.4 milyon iken 2012 de 1.4 milyona, 2013 de 2.5 milyonu geçmiş durumda (Kaynak: WIPO-World Intellectual Property Organization). Bu şunu gösteriyor; dünyanın en çok buluş, icat yapılan döneminden geçiyoruz. Sürekli bir şeyler icat ediyoruz. “İcat çıkarma!” diye fırça atan Türk ebeveynlerinin kulaklarını çın çın çınlıyorJ
- 2. Her şeyin hızlanması
Online yaşam, insanları her an, her yerde birbirine bağlayan cihazlardaki, uygulamalardaki artış ve sosyal ağlardaki inanılmaz yaygınlığın kışkırttığı heyecan, ilgi her şeyi daha hızlı kılıyor, yaptırıyor, istetiyor. Buluşlar ve bunların getirdiği farklılıklar adeta bir kamçı gibi “Koş koş koş koş!.. Durursan yok olursun!” diye insanların beyninde şaklıyor…
- 3. Deneyim çılgınlığı
İnsanların kendilerini gösterme, yaptıklarını paylaşma isteği, yeni şeyler deneme ve bildirme açlığına dönüşüyor. Hiç doymayan, hep daha farklı, ilginç deneyimlerle beslenmek isteyen haris bir insanlık hali ortaya çıkıyor. Başkalarının yaptığını gören, onları birbirine karıştıran, başka şeylere uydurmaya çalışan, sürekli değişik tecrübelere heves duyan insanlar yenilik peşinde koşup duruyor…
- 4. Durum değişkenliği
Sosyal Durum (Social Status) pek çok şeyin göstergesi, özellikle de dünyanın “Prestij, İtibar Ölçeri” olduğundan beri insanlar kendilerini, yaptıklarını sürekli güncellemek gereği duyuyor. Bilinmek, bulunmak ve “ben de” oradaydım, yaptım diyerek daha çok dikkate alınmaya, itibar algılarını yükseltmeye çabalıyor. Daha çok takipçi, daha çok yorum; ilgi, beğeni kazanmaya gayret ediyorlar.
Ve tüm bunlar teknolojik gelişmelerin tetiklediği ve dönüştürdüğü, özellikle de yukarıdaki faktörlerin köpürttüğü “Yenilikçilik – Newism” akımını belirginleştiriyor. Tarif yerinde ise dili bir karış dışarıda yenilik peşinde koşan yorgun, nefes nefese kalmış Yeniçağ insanlarını “şimdi” yi düşünmeye itiyor…
Şimdicilik – Nowism
Sürekli koşmasına rağmen bir türlü “Tamam budur! Aradığımı buldum artık!” diyemeyen Yeniçağ’ın Newist-Yenilikçi insanı, takati kalmayınca bu sefer de “şimdi”ye odaklanıyor…
- 1. Ortalığı bir anda;
– Dikkat et, anı kaçırıyorsun!
– Yenilik peşinde koşacağım diye yaşam akıp gidiyor!
– Nereye kadar, neden bu çaba? Kendine gel! Ana odaklan!
– Geleceği boş ver, yaşadığın ana, şimdiye fokus ol!
Diyenler sarıyor… Seçici algı bunları duymaya başlıyor ve “Sahiden yahu! Ne yapıyorum ben? kaygıları başlıyor. “Şimdinin Gücü” tekrar okunuyor. Bu sefer de anda kalma mücadelesi başlıyor…
- 2. Öte tarafta;
Yenilikçilerin – Newist savunucu ve azmettiricileri ise “şimdi” yi he şeyi daha da hızlandıracak, taşkınlaştıracak “şimdi isterim, hemen, anında burada benim, benimle olsun” diye yorumluyor.
Şimdiyi yaşamayı; koşuyu daha da hızlandıracak, rekabeti ve kıran kırana mücadeleyi iyice yoldan çıkaracak biçimde kullanıyor ve pompalıyor. “Ya şimdi, ya hiç!” diyerek kamçının şiddetini arttırıyor.
Ve tüm bu “ism” ler içinde çağımız insanı aslında kendini iyi hissetmek istiyor; mutlu, huzurlu olmayı arıyor. Ben de bunları arıyorum… Hepimiz gibi…
Ve bulduğum şey şu;
Önce farkındalık lazım. Her şeyden önce hayat amacının farkında olmak, bunun ne olduğunu herkesten önce kendine anlatabilmek lazım. Yaşamımızın 5N1K’sını bir kağıda yalın, sade cümlelerle yazabilmek ve ondan sonar yola çıkmak gerekiyor. Yolculuk valizine yalnızca gerekenleri almak, yolda sadece durulması zaruri yerlerde konaklamak gerekiyor. Bir seçme ve eleme virtüözüne, küratöre dönüşmek gerekiyor… Ve tabii bir de T-İnsan olmayı ve Hibrid yaşamayı öğrenmek gerekiyor…
Şimdilik bulabildiğim çözüm, çare bu diyelim. Yararını görüyorum. Kendimi iyi hissetme halim, huzur duyduğum zamanlar artıyor. Bu tavsiyelere kulak verip, uygulayanların da öyle… Size de öneririm. Deneyin… Ne kaybedersiniz?
Tüm Newist’lere de Nowist’lere de selam olsun…
