Engel tanımayan Duygu…

DUYGU-21-2 yıl önce TurkishWIN’de konuşmamı yaptıktan sonra yanıma görür görmez “ne kadar da Monica Bellucci’ye benziyor!” diye düşündüğüm genç bir hanım yaklaştı. Kendisini PWC TV’nin Program Koordinatörü olarak tanıtıp “dijitalleşme üzerine bir söyleşi yapabilir miyiz?” diyerek kartvizitini uzattı.

Sevgili Duygu Merzifonluoğlu ile yollarımız böyle kesişti. Kısa bir süre sonra buradan izleyebileceğiniz keyifli söyleşiyi yaptık. Ondan sonra da şu seriyi çektik.

Duygu’yu daha yakından tanıdıkça

– Onu mutlaka yazmalıyım…

– Bu gelişim, dönüşüm öyküsünü, bu engel tanımaz,

– Kafasının dikine, ideallerinin peşinden giden profili herkes bilmeli.

– Özellikle gençler, “ama olanağımız yok ki, ama elimizden tutmuyorlar ki” diyenler duymalı.

– Onu herkesler, “mazeret değil çare bulmak” neleri nasıl değiştiriyor’a canlı bir örnek olarak görmeli.

diye geçiriyordum. Çok etkileniyor, büyük sevgi, hayranlık ve takdir duyuyordum.

Ve buluştuk!

Sonunda bir gün “Duygu’cuğum ben de seninle bir söyleşi yapmak istiyorum, olur mu? “ dedim.

O kocaman, insanın içine işleyen gülüşü ve başka türlü parlayan güzel gözleriyle “tabii, ne zaman isterseniz” dedi ve müthiş enerjisi ve öyküleriyle ofisime geldi.

Uzun uzun konuştuk. Burada yazamayacağım daha pek çok farklı, sıra dışı özelliği, anısı olduğunu öğrendim. Zaten ondan hayli etkilenmiştim. İyice fan’ı oldum :) Uzatmayıp konuya gireyim artık.

Niye duyguya bu kadar kafayı taktığımı anlatayım…

Ben zannettim ki bayağı iyi bir stüdyoya gideceğim…

İlk video kaydından sonrakileri çekmek için Duygu beni PwC’ye davet etti. Çekim öncesi sorularla, sıkı bir ön hazırlıkla, kıyafetimin rengine kadar gayet profesyonelce yönlendirdi. Kayıt günü geldiğinde iyice hazırlanıp, gittim. PwC’nin Beşiktaş’taki binasına, güvenliğe ulaştığımda nereye geldiğimi sordular. “PwC TV Stüdyosu”na dedim. Şaşırdılar. “Öyle bir yer yok ki..” diye mırıldandılar. “Kime gelmiştiniz?” dediler. Duygu’nun ismini verdim, yukarıyı aradılar ve ‘buyurun, sizi bekliyorlar’ diye beni PwC’nin ofis katlarına yönlendirdiler. Ben oradan gideceğiz herhalde diye düşünürken, kendimi çekim yapılacak mekânın içinde, yani Duygu’nun küçücük ofis odasının ¾ ‘ünü kaplayan ve bir duvarı yeşile boyanmış, bizzat duygu tarafından, bir marangoza çikolata kutusu örneği verilerek 150 YTL’ye yaptırılmış bir prompter’ın bile olduğu minyatür stüdyonun ortasında buluverdim!

Şaşkınlığım görülmeye değerdi. Nasıldı yani? Koskoca PwC’nin Internet TV yayınındaki görüntüler, onca meşhur insanla çekimler, söyleşiler burada mı yapılıyordu?

DUYGU-1

Yanıt: “Evet, çoğunlukla burada yapıyoruz…” oldu…

Öyle yapılıyordu, çünkü Duygu “bütçemiz yok, buna ödenek, kaynak çıkaramayız, millete oturacak ofis veremiyoruz, stüdyo diye yer ayıramayız vb.” gerekçeleri engel olarak kabul etmiyor, zaten normal ölçülerden dahi çok küçük olan odasını fotoğraflarda gördüğünüz gibi PwC TV çekim merkezi haline dönüştürüyordu.

Ve benden de oraya girip çıkan kelli felli tüm iş insanlarından da “Eh pes !” diye özetlenebilecek şaşkınlık ve takdir nidalarını alıp, coşkuyla işine, koşmaya devam ediyordu…

Kimdi Duygu, nereden gelmiş, nereye gidiyordu?

Ankara’da 1984 yılında doğmuş, Odtü İşletme mezunu, üst düzey banka yöneticisi ve kızının yaşam koçu olmaya bayılan bir babanın ve sanata gönül vermiş, resim yapmayı hayatının odağı yapmış, fitoterapi master’lı Hacettepe Eczacılık mezunu bir annenin tek kızı. Ailecek sanata, edebiyata müthiş düşkünler…

DUYGU-5Lise yıllarında makale, düzyazı, şiir ve kompozisyon dallarında Ankara çapında ve Türkiye genelinde birincilikler alıp dereceler elde etmiş. 2007 yılında Bilkent Üniversitesi, Ekonomi Bölümünü bitirmiş. Bitirir bitirmez halen görev yaptığı Pricewaterhouse Coopers (PwC)’da ‘Üst Düzey Yöneticilerin Vergilendirilmesi – International Assignment Solutions (IAS)’ bölümünde vergi danışmanı olarak işe başlamış, bir başına İstanbul’a taşınmış.

2009 Aralık ayında Kıdemli Danışmanlığa kadar yükselmiş. Bu alanda istikbal vaat eden bir vergi danışmanı olma yolunda ilerlerken ve terfiler almaya adayken, gönlünden geçen işin bu olmadığını anlayıp, yöneticilerine ayrılmak istediğini söylemiş.

Önce çoğunluk onu kararından vazgeçirmeye çalışmış. “Bak ne güzel gidiyorsun, yükselirsin..” vbg. her şeyleri söylemişler ama o Nuh demiş Peygamber dememiş. “Ben sanatla ilgili, televizyonla, internetle ilgili işler yapacağım. Gönlüm medyada” demiş ve tüm önerilere, uyarılara kulaklarını tıkamış. Tüm bu hengâmenin ortasında şuan aynı zamanda ekip arkadaşı da olan PwC Vergi Portalı Yöneticisi Murat Urgan onu çok iyi dinleyip, anlayıp, Duygu’ya bugünkü işinin yolunu açan ışığı yakmış, kıvılcımı çakmış! Ve bugün PwC Vergi Bölümü Lideri olan Zeki Gündüz ile Duygu’yu bir araya getirmiş. Bunun üzerine Gündüz ve Urgan, Duygu’ya ‘yüksek risk almadan, yüksek başarı olmaz (more risk, more return)’ gel kafandaki projeyi burada yap, PwC bünyesindeki ‘Vergi TV’ye başka kategoriler de ekleyerek hayalindeki ‘PwC İnternet Televizyonu’nuna dönüştür. Daha geniş kitlelere ulaşmamızı sağla” demiş.

Her şey böyle yön değiştirmiş…

DUYGU-AVONVe Duygu öylece ne Türkiye’de ne de şirketin Global merkezinde hiç olmayan bir şeyi, ‘PwC Internet Televizyonu’nu hayalini kurduğu noktaya getirebilmek için kolları sıvamış. Şirketi onu Gülgün Feyman’a diksiyon derslerine yollamış. O da kendi cebinden İstanbul Bilgi Üniversitesi Medya ve İletişim Sistemleri Bölümü’ne yüksek lisans programına yazılmak için başvurmuş. Ancak internet ve medya alanındaki başarılarından ötürü burs kazanmış.

2010 yılında bir tesadüf sonucu katıldığı yarışmada Avon’un yüz güzeli seçilmiş. Kader onu bir kez daha şaşırtmaya çalışmış. Dizi teklifleri, ulusal kanallardan “gel bizde çalış” çağrıları arasında o yine dik ve kararlı durup, tırnaklarıyla kazıyarak açtığı yolda azimle yürüyüşünü sürdürmüş.

Çok rahatlıkla dizi oyuncusu, fotomodel olabilecekken PwC de ilk ve tek olan kartvizitine kavuşmuş ve “PwC internet Televizyonu’nun Program Koordinatörü” olarak kendine ve arkasından geleceklere yepyeni bir alan açmış. Koskoca şirkette, global bir kurumsal ortamda daha önce olmayan bir ünvan, görev yaratmış. Tüm bunları yaparken de

– Şirketinin koşu ve yelken kulüplerine katılmaktan,

– 2011 yılında kurulan PwC drama akademi’de 6 ay tiyatro eğitimi almaktan,

– Bir sosyal sorumluluk projesi olan “Yıldızlar altında” müzikalinde 3 ay içinde 9 tiyatro sahnesinde tiyatro

yapmaktan, lirik dans sergilemekten,

– 2013 yılında PwC Kayak ve Snowboard Kulübünü kurmaktan,

– 2012 yılından bu yana şirket içinde yayınlanan “Taxperience” dergisinin editörü ve

– Tanışmamıza da vesile olan TurkishWIN (Turkish Women’s International Network)’un aktif üyelerinden

biri olmaktan da geri kalmamış.

Duygu PwC internet Televizyonu’nun Program Koordinatörlüğü’nün yanı sıra bugünlerde 2 yıldır devam etmekte olduğu yüksek lisansının yine kendi şirketi üzerine yazmış olduğu tezinden tam not alarak, “Master of Arts, M.A.” degree’li bir medyacı olarak mezun olmaya hazırlanıyor. Her zaman büyük aşkı olacağını söylediği yazmayı ise Ankara Life Dergisi’nin kültür ve sanat bölümünde, sanat köşe yazarı olarak sürdürüyor.

Sevgili Duygu’nun 2010 Kasım ayında ele aldığı ve dönüştürdüğü www.tv.pwc.com.tr adresinden yayın yapan PwC TV’de, 2007 yılından bu yana 1,800 üzerinde video yayınlanmış ve bu videolar 4,5 milyonun üzerinde izlenme sayısına ulaşmış. Toplam video izlenme sayısının 30 milyonu aştığı, 1000’lerce güncel videonun olduğu PwC İnternet TV’yi ise her gün 6000’in üzerinde tekil izleyici takip ediyor. Yedi ana kategoride 100’e yakın alt başlıkta yayınlanan bu videolarda, yüzlerce ünlü iş insanı, danışman, sanatçı ve spor dünyasının tanınmış ismi ile yapılmış söyleşiler, web televizyonu adına iş dünyası için önemli referanslardan biri haline gelmiş durumda.

Buradan çıkardığım ve çıkarılsın istediğim dersleri sıralıyorum;

  • Nasıl bir ailede büyüdüğümüz önemli. Hayatı kolaylaştırıcı ya da zorlaştırıcı olabiliyor.

Gençlerimize, çocuklarımıza akıllı rehberlik etme sorumluluğun hep hatırlamalıyız…

Duygu tüm söyleşi boyunca anne ve babasının kendisi üzerindeki olumlu etkisine ve kesintisiz desteğinden söz etti… Kolaylaştırıcı ebeveynleri çoğaltmalıyız…

  • Eğer ne yapmak, ne olmak istediğini biliyorsan, gitmek istediğin yolda güzelliğin bile sana engel olamıyor!

  • Kararlıysan, azimliysen “yerim dar, stüdyom, promter’ım yok” demiyor, kendine küçücük alanlarda, kocaman yerler açabiliyorsun.

  • İyi ve olumlu iletişimciysen kocaman yürekleri, bilgileri, bilge insanları, ufacık yerlere oturtup, sorular sorabiliyor, dünyaya bedel paylaşımlarını kayda alıp, yayabiliyorsun.

  • Kendine yatırım yapmaya karar verip, çok istersen seni duyan bir amirin, üstün, yöneticin mutlaka oluyor. O enerji israf olmuyor, bir başka beyine muhakkak ulaşıyor…
  • Cesur ve atak olursan hareket kabiliyeti çok sınırlı, kurumsal duruşu çok ciddi, gelenekleri, sıkı kuralları, kısıtları olan bir ortamda dahi rengârenk, yepyeni, farklı kulvarlar açabiliyorsun.
  • Eserekli olmazsan, burada bana bir şey yaptırmazlar demeyip, istikrarlı bir çaba içinde olursan hayal bile edilemeyecek fırsatlara yavaş yavaş kavuşuyor, bir çok kişiye de ilham ve motivasyon kaynağı oluyorsun…

Teşekkürler Duygu. Hep anlattıklarıma, anlaşılsın istediklerime kanlı, canlı, başarılı ve mutlu bir örnek olduğun için.

Teşekkürler PwC, bu örneği paylaşmamıza olanak sağlayan çağdaş, gelecekçi tutumunuz için.

Gelecek Gelecek Güzel diyorum ya… İşte bu örnekler yüzünden diyorum:) Happy Futuring!

Bu yazıyı kurumsal hayatın çarklarında öğütüldüğüne inananlar için yazdım. Anladınız siz onu…

 

 

Önceki İçerikZihnimizin Sınırlarını Aşabildiğimiz Ölçüde Özgürüz
Sonraki İçerikÇocuklar İçin Farklı Yaz Tatili Etkinlikleri-2

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz