Hadi gelin sorularla başlayalım.
Cesaret sizin için ne demek?
Kendinizi ne kadar cesur bulursunuz?
Yaşamınızda kendinizi en cesur hissettiğiniz anlar nelerdi?
O anlarda cesur bir şekilde harekete geçmenize ne/neler sebep oldu?
Bugün biraz daha cesur olsanız hayatınızda neler farklı olurdu?
Nereden başlayacağınızı biliyor musunuz?
Cesareti düşününce, yanına hemen korku koşup geliyor. Korku, yaşamdaki en köklü duygulardan biridir. İnsan türünün devamının garantörlerindendir. Tehlike ve tehdit duygusu ile harekete geçer. Organizmayı hayatta tutacak seçeneklerin peşine düşer. Cesaret, korkuya rağmen harekete geçme halini ifade eder. Sonucun tam olarak öngörülemediği durumlarda ortaya çıkar. Korku, sınırlı seçenekler diyarı iken, cesaret bilinen kaynakların daha da ötesini işaret eder.
Gün içinde daha çok cesur olmayı dilediğimiz anlar, itiraz etmek isterken sessiz kalışımızda, atmak istediğimiz adımdan vazgeçtiğimizde, daha fazlasını isterken durduğumuzda, yüksek hedefleri küçülttüğümüzde saklıdır.
Cesaret, değiştirebilmektir, bırakabilmektir, paylaşabilmektir, teslim olmaktır. Güvenmektir kendi kaynaklarına ve gücüne. İnat etmektir bazen de.
Bu satırları yazarken sorularıma maruz kalan sevgili Levent Vardal tam da bu coğrafyanın mitolojisinden bir hikâye anlattı: Paris’in Helena’ya olan aşkı her ne kadar kardeşi Prens Hector’un ölümüne hatta bir uygarlığın yok olmasına sebep olmuş olsa da bu hikâyenin altyapısında cesaret öğesinin yattığını söyleyebiliriz. Bu yarı mitolojik hikâyenin içine girdiğimizde Paris’in büyük bir aşık fakat bir o kadar da korkak bir kişilik olduğu izlenimi uyanmakta…
Hector’un kardeşi Paris’in katledilmesine izin vermeyerek düello alanına müdahale etmesi, Paris’in kaçarak Hector’un arkasına sığınması sırasıyla cesaret ve korkaklık örnekleri olarak gösterilebilir.
Halkını savaştan korumak isteyen Hector’un duygusal davranarak aşırı cesareti ile kardeşini kurtarması, kendi ölümü ile sonuçlanacak olan hatta Truva’nın dağılmasına neden olacak olayları başlatır. Bununla beraber Hector’un ölümü üzerine Paris’in Helena’yı koruma isteği ve Achilleus’u öldürüşü belki de korkularının etkisi ile cesaret olgusunun öne çıkmasına neden olmuştur. Bütün bu yaşananların açıklamasını cesaret, korku ve endişe üçgeni ile açıklayabiliriz. Ve tabii ki aşk, sevgi aidiyet.
Bizi korkmaya, kaygılanmaya ya da cesur olmaya yönelten hallerin içinde o halleri harekete geçiren duygu ve düşünceleri anlayarak cesaretimizi bütünde kendimiz, çevremiz ve dünya için hayırlı olacak şekilde daha etkin kullanmanın yollarını bulabiliriz.
İçinizdeki korkuyu da cesareti de içtenlikle kucaklamanız dileği ile.
Sevgiyle kalın.
Tülin Kahvecioğlu,
Bahçebiz Gelişim Akademisi Kurucu Ortak, Lider Koçu, Mentor, Eğitmen.