Aysu Azak “Sınıf Yönetimi ve İletişim”

Teoriden Pratiğe Sınıf Yönetimi

Öğretmen Aysu Azak ile yolumuz Harekete Geç eğitimimizde kesişti ve hala birlikte öğrenmeye devam ediyoruz. Kitabının fikir ve yazma sürecini uzaktan izleme şansım oldu. Kitap yazmanın ve üstelik mesleğinizi anlatacağınız bir kitap yazmanın zorluklarını biliyorum.  Kutluyorum sevgili Aysu, kitabını öğretmen ve velilerin okumasını isterim.

Kitabın tanıtımında şöyle yazar: Bu kitap, günümüz koşullarında öğrenciler için sınıflarda pozitif, verimli ve destekleyici bir öğrenme ortamının geliştirilmesi ve sürdürülmesine yardımcı olacak bilimsel yöntemler, yaklaşımlar ve stratejileri içerir. Yazar, 40 yılı aşkın eğitim deneyimini, bilimsel literatüre dayandırarak ve aynı zaman- da çağdaş eğitim pratiklerini gözeterek sınıf yönetimi konusunda sınıf öğretmenlerine ve öğretmen adaylarına rehberlik sağlama amacını güden bir kılavuz sağlamayı amaçlamıştır. 

Sevgili Aysu öğretmenime sorularımı sordum ve cevaplarımı aldım…

Okurlarımız önce sizi tanısınlar isterim. Kendinizi tanıtır mısınız?

Merhaba, ben kendimi eğitim gönüllüsü olarak tanımlayabilirim. Öğretmenim. Öğretenim. Öğrenmeyi, yeni bilgiler edinip uygulamayı seven biriyim. Kırk üç yıllık meslek hayatım var ve halen devam etmekteyim. Bunların yanında bir anneyim, iki oğlum var. İzmit’te yaşıyorum. En önemlisi de çocukları çok seviyorum.

Kitabınızın yazım sürecinde sizi en çok etkileyen veya ilham veren neydi?

Sınıflarımıza, sınıf öğretmenliği bölümünden öğrenciler ders dinlemeğe gelirlerdi. Onlara ışık olmayı, o dönemlerden düşlemeye başladım. Düşlerim ilham kaynağımdı. Gün geldi, harekete geçtim ve işte kitabım okurlara ulaştı.

Sınıf yönetimi konusundaki 40 yılı aşkın deneyiminize dayanarak, eğitimde en büyük değişiklik veya gelişme olarak neyi görüyorsunuz?

Bu süreç içinde öğrenme – öğretme yöntemleri, planlama, konuların işlenişi ve uygulama açısından epeyce değişiklikler oldu.  Veli, öğretmen ve öğrenci gibi etkili iletişim konularında da gelişmeler söz konusu. Kazanımlar açısından söylemek gerekirse gelişimde ilk sırayı teknoloji alır. Eğitimci açısından bakarsak, bilgiyi aktarma ve öğretmede izlenecek yolları arama gibi konuları arama motorlarında bulmak kolaylaştı. Öğrenci açısından bakarsak, aranılan bilgi hangi alanda olursa olsun her türlü bilgiye ulaşmak mümkün. Teknoloji vaz geçilmezimiz oldu.

Pozitif, verimli ve destekleyici bir öğrenme ortamı oluşturmanın öğretmenler ve öğrenciler üzerinde nasıl bir etkisi olduğunu gözlemlediniz?

Amaca uygun bir şekilde ders hazırlığı yapıldığında; kullanılacak yöntem ve teknikleri belirlendiğinde son derece olumlu etkisini görüyorum. Öğretmen, çalışmalarındaki verimi görünce mutlu oluyor. Öğrenci açısından ise iç disiplinin oluşturulması, uygulanması ve hayata geçirilmesi gibi pek çok başlıkla ilişkilendirmek mümkün.

Öğretmen adaylarına veya yeni öğretmenlere sınıf yönetimi konusunda vermek istediğiniz en önemli tavsiye nedir?

Öncelikle davranışlarında adaleti sağlamalarını öneririm. Öğrenciye yaklaşımlarında adil davranmaları, birbirini çok iyi takip eden çocuklarımız açısından önemli bir konu. Bir de verilen sözün zamanında yapılmasıdır. Yapamayacağımız sözleri vermek bizi çıkmaza sokar. Çünkü öğrenci verdiğiniz sözden beklenti içinde olabilir ve yerine gelmediğinde size karşı güvensizlik oluşturur. Burada yaş hiç önemli değil. Hangi yaşta olursa olsun verilen söz yerine getirilmediğinde güven zedelenir. Önce güveni oturtmak gerek, bu da bizim elimizdedir.

Sınıf yönetiminde etkili iletişim kurmanın önemini nasıl tanımlarsınız ve bu konuda öğretmenlere ne gibi önerilerde bulunursunuz?

Bizim mesleğimizin en önemli noktası ve etkili iletişimin temeli SABIRLI olmaktır. Sabırlı olmak bizi çocuğun gözünde büyüttüğü gibi sevgi köprüleri de kurulmuş olur. Öğretmeni sevdiğinde ve doğru yönergeler verildiğinde öğrenci derse katılır, söz dinler, davranış değişikliği oluşturur. Her geçen yıl farklı aile yapılarıyla ve doğal olarak farklı kültürden gelen öğrencilerle karşılaşıyoruz. Bunlarla iletişim kurabilmek adına kitabımda da belirttiğim gibi iyi bir Türkçe öğretmeni, matematik öğretmeni gibi her dersin öğretmeni olabilecek bilgelere sahip olmak kadar bir psikolog gibi yaklaşabilmek için de beslenmek, çocuk ruh sağlığından haberdar olmak iletişimi kuvvetlendirir. Anne baba duygularını ve yaklaşımlarını da göz önünde bulundurmak iletişim için önemlidir.

Günümüz sınıflarının çeşitliliği göz önüne alındığında, sınıf yönetiminde kültürel farkındalık ve duyarlılığın rolü nedir?

Bir sınıfın oluşturulmasında kültürel farklılıklar önemli bir yer tutmaktadır. Her çocuk farklı kültürden geldiği için öğretmen kültür farkını göz önünde bulundurarak ve kendi duyarlılığıyla veliler arasındaki ilişkiyi de önemseyerek ortak paydayı oluşturmalıdır.

Öğrencilerin motivasyonunu artırmak için hangi sınıf yönetimi tekniklerini kullanıyorsunuz veya öneriyorsunuz?

Sınıf yönetiminde, öğrenciyi motive etme açısından en önemli ölçü öğrencileri tanımaktır. Nasıl ki kendi çocuğumuzun özeliklerini bilerek davranış geliştiriyorsak öğrencilerimizle de aynı gelişim içinde olmalıyız. Motive olma süreleri bile farklılık gösterirken şu tekniği kullanıyorum dersem doğru olmayacaktır. Mevcut teknikler arasından öğrenciye uygun olanları kullanıyor bazen öğrencinin davranışlarına uygun olan diğer tekniklerden de yararlanabiliyorum.

Teknolojinin sınıf yönetimi üzerindeki etkileri nelerdir ve bu konuda öğretmenlere ne tür tavsiyeler verirsiniz?

Bu soruyla devlet okullarında çalıştığımız ilk dönemler aklıma geldi. O dönem sınıfımıza hiçbir teknoloji girmiyordu. Kara tahta, tebeşir ve uygun olan taşınabilir materyaller. “Teknolojik araçlarını en iyi şekilde kullanmak.” demek istiyorum ancak yeni nesil bu konuda kendilerini çok iyi geliştiriyorlar. Bizler de bu konuda kendimizi oldukça geliştirdik. Şimdi artık amacına uygun kullanıldığında son derece olumlu etkileri olan akıllı tahtalarımız var. Bu da çocuklarımızın görsel, işitsel ve kinestetik gelişimlerine katkı sağlıyor.

Çağdaş eğitim pratiklerini göz önünde bulundurarak, sınıf yönetimi konusunda gelecekte hangi trendlerin veya değişimlerin öne çıkacağını düşünüyorsunuz?

Eğitimde yenilikçi yaklaşımlar söz konusudur. Teoriden pratiğe düşüncesini destekleyen yeni yaklaşımlar öğrenciyi hayatın merkezine, başarıya taşıyor, beceriler kazandırıyor. Küreselleşme ve teknolojiyi, bir trend olarak düşünürsek alt başlıkları eğitim alanında önemli bir role sahiptir. Teknoloji, tabi ki amacına uygun kullanıldığında, değişime ve dönüşüme katkısı büyüktür. Eğitime destek amacıyla bir teknoloji trendi olarak yapay zekâdan söz edebiliriz. Eğitime nasıl entegre edileceği konusunda çalışmalar olduğunu izlemekteyim.

Belki sınıflarımızda VR gözlükleriyle sanal gerçeklik tecrübesi edineceğiz ki bunu deneyimledim, müthiş heyecan vericiydi. Akıllı kalemler, akıllı kâğıtlar olacak ve belki de bizler çanta kullanmayacak, bunun yerine bükülüp cebe sığacak kadar olanını tercih edeceğiz şu an cep telefonlarında olduğu gibi. Çeşitli öğrenme yolları hayatımıza girecektir ve buna bağlı olarak teknoloji ile ilgili olarak yöntem ve tekniklerde de değişim görmek mümkün olacaktır diye düşünüyorum.

Sevgili Aysu öğretmenim düşlerimiz gerçek olsun. Teşekkür ederim.

 

Yasemin Sungur

Önceki İçerikAdabımuaşeret ve Sosyal Medya -2
Sonraki İçerikCehennemden Cennete Bir Yol Var
Yasemin Sungur
Yıllar önce okul dönemimin bittiğini söyleseler de ben hayatın tutkulu bir öğrencisi ve seçip aldıkları, özünden kattıkları ile sen izin verirsen ben bir rehber. Ben bir Özgür Martı. Ben bir düşleyen. Kanatlarım ile gelişime, paylaşıma ve değişime keyifle uçarım. İçimizde yaşayan gerçek Martı Jonathan’lara ulaşmak için MartiDergisi.Com’u uçurdum. Şimdi hep birlikte uçuyoruz. Kitapdaşlarımla birlikte Kitap ile Sohbet ederim ve onları İstanbul Oyuncak Müzesin de baş konuk olarak ağırlarım. Oyun oynamayı bırakmadım. Hayatı kelimeler ile anlatmayı, yazmayı ve onların büyüsüne kapılıp Yaz(ı) Kamplarımı keşfe dönüştürmeyi bilirim. Harekete Geçmeyenleri enerjimle uyandırırım. Sevgiyle nefes alıp, şiirle güne başlarım. Aşk ile Can oğlum ve Ceren kızımla, evrende hayat bir başka güzel. Şükür...