İlk kez 1995’de Dwight Ozard ve Fred Clark tarafından Cornerstone Festival’inde kullanılan terim en yalın açıklaması ile “durduğu yerden dijital eylem desteklemeye” deniyor.
Slacker (tembel) ve activism (aktivizm) kelimelerinden türetilmiş Slaktism – Slaktivizm kavramı, eylem ve protestolara fiziksel olarak katılmayan, ancak durduğu yerden yazarak, yorum yaparak, like ederek RT’leyerek, buluta dijit serperek, çoğunlukla sosyal paylaşım kanallarından destek ya da köstek olanlara verilen ad. Tam tercümesi; Tembel Eylemci ya da Dijital Eylemci:)
Slactivist – Slaktivist
Slaktivistler genel olarak bir takım imza kampanyalarına, gruplara, cemaatlere katılır ve klavye, ekran başında yandaşlarının savundukları şeyler doğrultusunda iletişim kurar, fikirleri yaymaya çalışır, destekler, paylaşırlar. Olaylara ilişkin haberleri, yazıları, duyumları, fotoğrafları, videoları kopyalar, yapıştırır, sosyal medyada yayarlar. İnandıkları, katıldıkları fikre, davaya dijital kanallardan katılırlar.
Cliktivist – Kliktivist
Bir de cliktivist’ler (kliktivist) var ki onlar da temelde bir takım toplumsal eylemleri, dönüşüm, iyileşme hareketlerini klavye başından örgütlüyor ve/veya destekliyorlar.
Ancak somut rakamlarla ve adımlarla, çok net hedeflerle internet temelli aksiyonlar, kampanyalar yapıyorlar. Bu noktada slaktivistlerden ayrılıyorlar. Örneğin;
- Herhangi bir konuda toplumsal kaygı, koruma, gerekçesi ile bir casino online şirketin ürünlerin karşı protesto kampanyası ya da mesela aids’le mücadele başlatıyorlar.
- Eyleme özel site, sayfa vb. açıyorlar.
- Satın almayalım çağrısı vb. ile imza kampanyası başlatıyorlar
- Şu kadar imza toplarsak, devletin şu birimine ya da şu kuruma, şirkete vb. gidip, yasa, kural, koşul vb. çıkarttıracak, değiştirteceğiz vb. diyorlar
- Belirlenen hedef içinde sürekli, sistemli tekrarlar yapıyorlar.
- Sorumluları, başı, lideri vb. daha belli…
Kısacası, kliktivistlere, slaktivistlerden daha sistemli, örgütlü dijital, sana eylemciler diyebiliriz.
Slaktivist ve Kliktivist’ler hakkında düşünceler;
Sahada koşturup, yaralanan, bağıran, savaşan, hatta tutuklanan ya da zarar gören, hastalık bulaşan gerçek eylemciler, gönüllüler tarafından “salaktivist “ olarak da nitelenen bu, yeni nesil, sanal alem mensubu klavye ya da parmak aktivistleri için çeşitli düşünceler, itirazlar ve yandaş görüşler var;
- Bir halta yaramazlar, bizim anamızdan emdiğimiz süt burnumuzdan gelirken onlar kendilerini tatmin ederler, o kadar…
- Davaya sosyal medyanın müthiş yayma gücünü de eklerler. Daha çok taraftar, yandaş toplamak için yararlı ve gereklidirler.
- Hem savunma, hem suçlama yapmak isteyen taraflar için kayıt tutulmasına yararlar. Artık vazgeçilemezler.
- Resmi kanalların dışında, gerçek ve farklı bilgilere ulaşılmasını sağlarlar.
- Dezenformasyon ve bilgi kirliliği yaratır, olayların asıl amacından sapmasına, dağılmasına, farklı, kötü amaçlar için yönlendirilmesine sebep olurlar. Manipülasyona çok müsaittir. Eyleme, davaya zarar verir,
- Ya da tam tersine gücünü arttırırlar.
- Farklı lokasyonlardaki eylemlerin birbirinden gerçek zamanlı haberinin olmasını, senkronizasyonu sağlarlar.
Tüm itiraz ve karşı görüşlere rağmen, sivil katılımlı, toplu eylemler, kampanyalar, girişimler için slaktivist ve kliktivistler artık var ve bundan sonra da hep olacak görünüyor.
Aktivizm, taraftarlık, gönüllülük, sempatizanlık vb. nin yeniçağdaki sanal versiyonu olan bu kavram ve durumlar, sosyal paylaşım ağları ile en az saha eylemleri kadar gerçek, en az onlar kadar belirleyici, etkin…
Artık bu alanda kült örnekler ve case study (vaka) olan; Arap Baharı ve Gezi Olaylarını
-Slaktivistler, kliktivistler olmasaydı nasıl olurdu?
Gibi alternatiflerle düşünmek bile bu konudaki geleceğin ne olabileceğini çok açık anlatıyor…