“Sevgi Emektir.”


Her ay yeni bir dergiyi hazırlamak için emek vererek başladık. Şimdi dijital ortamda her gün emek vererek yayımladığımız her yazı sizler tarafından okunuyor, sizin hayatınıza kattığınız detaylar yaratıyor ve sayenizde sevdiklerinize ulaşıyor.

Ben kelimelerin gücüne inanıyorum. Yıllar önce Selvi boylum, Al yazmalım filminden zihnime nakşetmiş “sevgi neydi? sevgi iyilikti, dostluktu, sevgi emekti…” repliği dikkatimi emek kelimesine çekmişti.

Dergiyi hazırlarken tün emek verenlerin gönülleri ile yazılarını hazırlamaları, yıllardır çok sevdiğim sözü hatırlattı bana Benim hayatımda çok önemli olan, inandığım, davranışlarımı düzeltmemi sağlayan o güçlü sözü.

“Sevgi Emektir.”

Evet, bazen tam da bir söz söyleyecekken, bazen tam da arkamı dönecekken hatırladığım bu söz beni kendime getirir. Tekrar ne istediğime, hayallerime, istediğim anı yaşamaya odaklanırım. Emek vermek terlemektir bilirim.

Bu noktada önemli olan neye emek verdiğin, verdiğin emek neye değecek önemli. Sadece istek yetmiyor, inanmak, inanarak yaşarsak emek verdiğimize değiyor.

Erich Fromm diyor ki;

“Bize çiçekleri sevdiğini söyleyen bir kadının, çiçekleri sulamayı unuttuğunu görürsek, onun çiçek sevgisine inanmayız. Sevgi, sevdiğimiz şeyin büyümesi ve yaşaması için gösterdiğimiz etken ilgidir. Bu etken ilgi yoksa sevgi de yoktur.”

Sevdiklerimiz için attığımız her adımda sevgiyi hissetmek gerek. Büyük usta Can Yücel’in dediği gibi;

“Sevgi emekmiş, Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş…”

Her gününüze, her adımınıza emek verin.

Sevgiyle adım atın…

Önceki İçerikEyvah Kar Geldi, Sokaktaki Dostlarımız Yardım Bekliyor!
Sonraki İçerikAşk Neye Hizmet Eder?
Yasemin Sungur
Yıllar önce okul dönemimin bittiğini söyleseler de ben hayatın tutkulu bir öğrencisi ve seçip aldıkları, özünden kattıkları ile sen izin verirsen ben bir rehber. Ben bir Özgür Martı. Ben bir düşleyen. Kanatlarım ile gelişime, paylaşıma ve değişime keyifle uçarım. İçimizde yaşayan gerçek Martı Jonathan’lara ulaşmak için MartiDergisi.Com’u uçurdum. Şimdi hep birlikte uçuyoruz. Kitapdaşlarımla birlikte Kitap ile Sohbet ederim ve onları İstanbul Oyuncak Müzesin de baş konuk olarak ağırlarım. Oyun oynamayı bırakmadım. Hayatı kelimeler ile anlatmayı, yazmayı ve onların büyüsüne kapılıp Yaz(ı) Kamplarımı keşfe dönüştürmeyi bilirim. Harekete Geçmeyenleri enerjimle uyandırırım. Sevgiyle nefes alıp, şiirle güne başlarım. Aşk ile Can oğlum ve Ceren kızımla, evrende hayat bir başka güzel. Şükür...

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz