Doğurganlık döneminde ve hamilelikte sağlıklı yaşam davranışları çok önemli. Ancak hangileri gerçekten yapıyoruz? Sevgili anne adaylarının ve gebelik planlayan üreme çağındaki çiftlerin günlük yaşamlarında yapmakta olduğu ve yapmadığı yaşam biçimi davranışları hakkında farkındalıklarını arttırmak için bu yazımda atlanan, gözden kaçan, aslında üzerinde önemle durulması gereken “gebelikte sağlıklı yaşam biçimi davranışları”nın altını çizmek istedim.
Sağlığın en temel bileşenlerinden olan “üreme sağlığı”; üreme sistemine ait sadece bir hastalık ya da sakatlığın olmayışı değil, fiziksel, zihinsel ve sosyal açıdan bütünüyle iyi olma durumudur. Üreme sağlığı sorunları nedeniyle dünyada 70 bin kadar kadın sağlıksız koşullarda çocuk aldırdığı için yaşamını yitirmekte, doğumların 1/3’ ünden fazlası istemeden gerçekleşmektedir. Gebe kalma veya doğum yapma sıklığını azaltmak isteyen 120-150 milyon kadın bunu gerçekleştirememekte, her yıl 1 milyon kişi cinsel yolla bulaşan hastalıklar ve üreme organ iltihabı sonucu ölmektedir. Bu verilere bakarak üreme sağlığının üzerinde önemle durulması gereken bir konu olduğunu görüyoruz.
Günümüzde bizim ülkemizde dahil olmak üzere pek çok ülke üreme sağlığı konusunu sağlık politikaları içinde öncelikli konu olarak ele almaktadır. Bu anlamda üreme sağlığı ile ilgili sağlıklı yaşam biçimi davranışları; infertilitenin (kısırlığın) önlenmesi, genel sağlık durumunun iyileştirilmesi ve üreme yeteneğinin en üst düzeye ulaştırılmasında önemli bir yere sahiptir. Sağlıklı yaşam biçimi davranışları, sadece herhangi bir hastalık ya da rahatsızlığı önlemeye yönelik olmayıp, bireyin genel sağlık ve iyilik durumunu iyileştirmeyi amaçlayan davranışlardır. Üreme çağındaki kadın ve erkeklerde üreme yeteneğini olumsuz etkileyen birçok değiştirilebilir davranışsal risk faktörleri bulunmaktadır. Bireyler yaşam biçimlerine bağlı olan ve değişime uygun olan bu faktörlerin farkına varırlarsa, yanlış bilgi ve tutumlarını düzeltebilirler.
Hamile kalmayı olumsuz etkileyen faktörler
Sağlıklı yaşam biçimi deyince ne aklımıza geliyor? Sağlıklı yaşam biçimi, bireyin sağlığını etkileyebilen, tüm davranışlarını kontrol etmesi, günlük aktivitelerini düzenlemede kendi sağlık statüsüne uygun davranışları seçerek düzenlemesi olarak tanımlanmıştır. Bu davranışları tutum haline dönüştüren birey, sağlıklı olma halini sürdürebildiği gibi, sağlık durumunu daha iyi bir seviyeye getirebilir. Sağlıklı yaşam biçimi davranışları bireyin sağlık sorumluluğunu alma, kendini gerçekleştirme, sağlık kontrolü, stres yönetimi, beslenme ve egzersiz davranışlarının bütününü içermektedir.
Üreme sağlığı ile ilgili yaşam biçimi faktörleri, gebe kalmayı olumsuz etkileyen sigara içme, obezite gibi değiştirilebilir faktörler olabileceği gibi; anne yaşı ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar gibi önlenebilir faktörler de olabilir. Sigara içme, obezite gibi değiştirilebilir faktörler kadınların gebe kalma zamanını, sağlıklı ve canlı bir doğum yapma şansını etkileyebilir. Kafein tüketiminin, sigara ve alkol alımının, beslenme alışkanlıklarının, kilo kontrolünün, stresin, egzersiz ve çevre kirliliğinin gebe kalmayı etkileyen yaşam biçimi davranışları olduğu bilinmektedir. Özellikle gebe kalmak isteyen çiftlerin yukarıda bahsedilen yaşam biçimi davranışlarına dikkat etmesi gerekmektedir.
Hamile kaldıktan sonra nelere dikkat edilmelidir?
Gebelikteki yaşam biçimi davranışlarını özetleyecek olursak:
- Tüm gebelik süresince özellikle bebeğin organlarının oluştuğu ilk 10 haftalık dönemde her türlü ilaç, kimyasal madde, boya ve katkı maddesi içeren besinler, radyasyon ve çevre kirliliğinden uzak kalmak,
- Beslenme programında gerekli değişiklikler yapmak (kalori, protein, kalsiyum, fosfor, demir, folat ve sıvı alımını arttırmak, kafein alımını sınırlamak),
- İş yaşamında bazı düzenlemeler yapmak (uzun süre ayakta kalma, ağır kaldırma ve bebeğe zararlı olabilecek radyasyon, kimyasal vs. ajanlardan kaçınmak, gün içinde ayaklarını kaldırarak oturma şeklinde küçük dinlenme periyotları oluşturmak),
- Rahat, terletmeyen, kan dolaşımını engellemeyen kıyafetler giymek, gebelikte oluşan fizyolojik lordozu (bel kıvrımının artması) tetiklemeyen, sivri uçlu ve yüksek topuklu olmayan ayakkabılar tercih etmek,
- Yeterli uyku ve dinlenmeyi sağlamak, bebeğe giden kan miktarını arttırmak için özellikle sol yan yatış pozisyonunu tercih etmek, gebelikte oluşan reflüyü, kalbe binen yükü ve ileri aylardaki solunum sıkıntısını azaltmak için başı hafifçe yükselterek yatmak,
- Her gün duş şeklinde ayakta banyo yapmak, özellikle göğüs ucu çatlaklarını önlemek için göğsü temiz ve kuru tutmak,
- Gebelikte aşırı/yetersiz kilo alımından kaçınmak, dengeli şekilde kilo almak (gebelikte alınabilecek toplam kilo kişinin beden kitle indeksine göre hesaplanır. Kabaca gebelikte ilk üç ayda ortalama 1-2 kg alınırken, daha sonraki aylarda her ay 1,5-2 kg alınabileceği söylenebilir),
- Seyahat ederken uçak ve tren yolculuğunu tercih etmek, otomobil yolculuğunda 2 saatte bir mola verip 10 dk yürümek, kanamalı, erken doğum ya da düşük tehdidi gibi durumlarda seyahati ertelemek,
- Otomobil kullanırken emniyet kemeri bağlayış biçimine dikkat etmek, kemeri bebeğe giden kan akımını bozmayacak şekilde karnın ortasından değil, alt ve üzerinden geçecek şekilde bağlamak,
- Sakıncalı bir durum yoksa her gün en az 30 dk olmak üzere yüzme, bisiklete binme ve yürüyüş yapma gibi egzersizlerden birini tercih etmek, egzersiz yaparken ideal nabız hızını dikkate almak (ideal nabız hızı kadınlarda şöyle hesaplanır: 220-Yaş: bulunan değerin %70-85’i. Örn: 220-30=190, 190’ın %70’i 133, %85’i 161’dir. Dolayısıyla 30 yaşındaki bir kadının egzersiz yaparken ideal nabız hızı dakikada 133-161 arasında olmalıdır),
- Aşılanmamış kadınların tetanos aşısı yaptırması,
- Doktor tarafından yasak getirilen durumlar olmadığı müddetçe cinsel yaşamı sınırlamamak (enfeksiyon riskini önlemek için kondom kullanılabilir).
Hamilelik önce ve süresi için tavsiyeler
Bu sayılan maddelerin belki de en önemlisi gebelikten önceki sağlık durumunu optimum düzeye ulaştırmaktır. Sigaranın bırakılması, fazla kiloların verilmesi, demir eksikliğinin giderilmesi, gebe kalmadan önceki iki ay boyunca folik asit alınması, vücut direncinin arttırılması, diş çürüğü, genital yol enfeksiyonu varsa tedavisinin olunması gibi konular üzerinde önemle durulmalıdır. Gebelik öncesi danışmanlık hizmeti almak konu hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olmak isteyen çiftler için iyi bir çözüm gibi gözükmektedir.
Gebeliğini en sağlıklı biçimde sürdürmek isteyen çiftler için ise en akılcı davranış, bir doğuma hazırlık sınıfına katılmaktır. Çünkü bu sınıflarda yukarıda sıralanan tüm maddelerin içeriği ile ilgili ayrıntılı bilgi almak, doğum ve doğum sonu döneme en iyi şekilde hazırlanmak mümkündür. Ağrıyı hafifletmede daha az ilaç kullanma, kadının bilgisini artırma, psikolojik stresi ve doğum sonu depresyonu azaltma, doğum eylemine ilişkin deneyimden memnuniyeti artırma gibi faydalar, bu sınıflara katılmış kişiler tarafından tanımlanmıştır.
Sonuç olarak siz değerli anne adaylarına vermek istediğim mesaj, sağlıklı bir doğum yapmanın ön koşullarından birinin gebeliğiniz boyunca günlük hayatınıza yansıttığınız yaşam biçimi davranışlarınızla yakından ilişkili olduğudur. Sizi konu hakkında daha fazla okuma ve araştırmaya davet ederken, internetteki bilgi kirliliğinden uzak kalmaya dikkat etmeye, bu konuda sadece bildiğiniz, güvendiğiniz ve bilimsel kimliği olan uzmanların önerilerine kulak vermenizi tavsiye ediyorum. Her güzel şeyin farkındalıkla başladığını unutmamak üzere hepinizi sevgiyle selamlarım…
Doç. Dr. Güliz Onat
IBCLC Sertifikalı Hamile ve Emzirme Danışmanı
Hamile ve Lohusa Pilates Eğitmeni
www.emzirmedanismanligi.com
Facebook: Emzirmedanismanligi
Instagram: Doc.Dr.gulizonat
Twitter: Dr.GulizOnat