Ayın Çocuk Edebiyatı Çizeri Öykü Akarca

Çocuk Edebiyatı Bölümümüzün bu ayki çizer konuğu, birçok çocuk kitabında harika çizimlerine rastladığımız, adına kitap kapaklarından aşina olduğumuz bir illüstratör, Öykü Akarca. Başarılı bir çizer olmanın sırlarını öğrendiğimiz bir röportaj gerçekleştirdik kendisiyle.

Bize illüstratör olma yolculuğunuzu ve çocuk edebiyatıyla nasıl ilgilenmeye başladığınızı anlatır mısınız? Bu harika çizimlerin arkasında masallarla büyüyen bir çocuk olabilir mi?

Annem küçükken bana çok fazla kitap okurdu tabi benim çocukluğumda bu kadar çok çeşitlilik ve çocuk edebiyatına dair bu şekilde bir zenginlik yoktu. Okuduğu şeyler kısıtlıydı fakat sürekli resim yapan bir çocuk olduğum için okuduğu kitapların çizimleri inanılmaz ilgimi çekiyordu. Her yere kitaplarımı boyalarımı kalemlerimi götürüp bir köşede kendi dünyamda sürekli bir şeyler çiziyordum. Daha sonrasında İstanbul Avni Akyol Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi Resim bölümünü kazandım ve tam da olmam gereken yerde olduğumu hissettim. 2014 yılında da Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sahne Dekorları ve Kostümü bölümünden mezun oldum ve hep hayalini kurduğum mesleğime başlayıp çocuk kitapları resimlemeye başladım.

Kitap resimleyen bir çizerin çalışma aşamaları nelerdir? Bir resimli kitap ortaya çıkarken yazarla çizerin iletişimi nasıl ilerliyor? Bir kitabı resimlemek üzere size yayınevleri mi yoksa yazarlar mı başvuruyor?

Biz daha çok editörlerle çalışıyoruz aslında. Bana tek başına ulaşan yazarların çoğunu yayınevlerine yönlendiriyorum. İstisna olarak editörler aracılığıyla yazarlarla iletişim kurduğumuz da oluyor, bu noktada özgürlüğüm kısıtlanmadan fikir alışverişlerinde bulunmak benim için çok daha yaratıcı bir süreç oluyor. Metin bana ilk geldiğinde minik eskizler yapıp kitabın genelini tasarlayarak başlıyorum. Bazen bu süreç daha kısa bazen daha uzun oluyor. Tüm kitabın taslağı çıktıktan sonra ise tek tek sayfaları çizmeye başlıyorum.

Bir hikâyede hangi bölüme çizimin eşlik edeceğine kim karar veriyor? Hikâyesine çizim eşlik edecek olan bir yazarın yazma sürecinde dikkat etmesi gereken hususlar var mıdır?

Editörler genelde çizilecek alanları ayırmış ve çalışılmış metin gönderiyor. Bazı durumlarda da ayrılan bölümlere göre seçiyoruz çizilecek yerleri. Kitabın kendi ruhuna uygun bir şekilde de sayfaları tasarlayıp çizimleri bitiriyoruz. Bence yazarların da özgür hissetmesi bizim dünyamızda da bambaşka kapılar açabiliyor. Mesela ben kendi adıma çok didaktik olan ve dört duvar arasında geçen hikayeleri resimlemekten pek zevk almıyorum. Fakat daha mistik ya da doğa içerisinde geçen hikayeler benim de hayal dünyamı zenginleştirip özgürce uçmamı ve yeni şeyler deneme hevesi sağlıyor.

Pek çok çizerin aynı zamanda yazdığını da biliyoruz. Hem yazıp hem resimlemeyi planladığınız bir kitap projeniz var mı? Mesleğinizle ilgili gelecek planlarınız ve hayallerinizden de bahsederseniz sevinirim.

Var olmaz mı? Yazdıklarını kimseye okutmayan, okutmaya utanan, kendi kendine yazıp biriktirip sonra da unutan biriyimdir. İçlerinden beni en çok heyecanlandıran bir iki tane hikâyemi sürekli yanımda tutup geliştirmeye, dönüştürmeye ve ulaşabileceği en güzel noktaya ulaşması için çalışmaya devam ediyorum. Bazı sayfalarına maketlerimle eşlik etmek istediğim bir projem var. Bakalım zaman ne gösterecek. Kendisi için en doğru zamanı o bulacaktır bence.

Mesleğimle ilgili en büyük hayalim 50 belki 100 yıl sonra bile hala daha yazdığım ve resimlediğim kitapların okunması, çocukları mutlu etmesi, onlara arkadaş yoldaş olması.

Mesleğinizi seçmek isteyenlere neler önerirsiniz? Sizce bu sektörde başarılı olmak için nasıl bir yol izlemeliler? 

Her meslekte olduğu gibi illüstratör olmanın da kendi içinde birçok zorluğu var fakat dünyaya bin kere daha gelsem yine bunu yapmayı isteyeceğim için saatlerce övebilirim, o yüzden kısa keseceğim. İstemek ve başlamak bence o kadar önemli ki. Odaklanıp tek bir şeye kanalize olmak. İyi olan şeylere kimse kayıtsız kalamaz. Çalıştıkça çizdikçe kendini geliştirdikçe taşları tek tek, üst üste koya koya ulaşmak istedikleri yere varacaklardır. En önemlisi çalışmak, beslenmek ve üretmek.

Öykü Akarca’ya yanıtları için çok teşekkür ediyorum.

“Yola çıktığımızda Britta, çantasından masal kitabını çıkardı. Kokladı. Sonra bizde kokladık. Yeni kitaplar ne de güzel kokarlar, iştahla okumaya teşvik ederler insanı”.

Şamatalı Köy,Astrid Lindgren

Arzu Tülümen

 

 

 

Önceki İçerikGlütensiz ve Rafine Şekersiz Bayram Tatlıları
Sonraki İçerikSEV’den Deprem Bölgesinde Eğitim Ve Gelişimi Desteklemek Amacıyla “Hediye Kitap” Kampanyası
Deniz ve edebiyat hayatta bana keyif veren iki vazgeçilmez konu. Anadoluhisarı’nda denizle iç içe büyürken kitaplar ve hikâyeler yaşamımda hep var oldu. O yüzden belki de anlatmayı çok sevdim. Özel sektörde eğitim uzmanı, Devlet Okulları’nda İngilizce öğretmeni olarak görev yaptım. Yıllar sonra yeniden üniversite öğrencisi olduğum bir dönemde, çocuk ve gençlik edebiyatı çevirisi çalışmalarım beni çocuklar için yazma konusunda yüreklendirdi. Deniz tutkum, amatör bir denizci ve yelkenci olarak devam ediyor. Yaz aylarımı deniz üzerinde geçiriyorum. O nedenle hikâyelerimde deniz ve denize dair konular ön planda. Denize Dönüş adlı kitabım Doğan Egmont, Mercanın Yelkenlisi-Liman Kentleri Çanakkale adlı kitabımsa Beta Kids tarafından yayımlandı. Yasemin Sungur’la yolum yazarken tıkandığım bir dönemde onun “Harekete Geç” adlı eğitimine katılmamla kesişti. Martı Dergisi’nde yer almaktan ve kitap sevdalısı arkadaşlarımla bir arada olmaktan mutluyum. Okumaya, yazmaya ve öğrenmeye devam…