Buffalo 66 (1998): Kahverenginin Hüzünlü ve Hırçın Hali

Filmin, başkarakteri Billy Brown (kahverengi), mesafeli, sert mizacının altında sevgi açlığı yaşayan kırılgan bir çocuğu gizler. Yönetmen Vincent Gallo, yazıp yönettiği ve aynı zamanda müziklerini yaptığı ve başrol aldığı, dram/romantik türdeki Buffalo 66‘da, kahverengi imgesiyle Billy’nin güven ve korunma ihtiyacını yansıtır. Çünkü kahverengi biraz da güvende hissetmenin ve aidiyet duygusunun rengidir. Kendini hiçbir yere ait ve hiç kimseye bağlı hissetmeyen karakterimiz için biçilmiş kaftandır kahverengi adı.

Buffalo 66, düşük bütçeli koca yürekli filmlerden. Başlangıçta filmin konusu basit bir kaçırılma ve Stockholm Sendromu teması gibi algılanabilir. Ancak filmin birçok sahnesi, sorunlu ve ilgisiz ebeveynlere sahip bireyin iç dünyasını yansıtan derin psikolojik gözlemleri içeren çekimlerden oluşur. Nitekim, filmin ilk sahnelerinde Billy, tuvaletini yapacak bir yer bulamaz ve sıkışmış bir halde oradan oraya koşturup durur. Bu durum onun ruhundaki birikmişliği de ifade eder. Kendini hep tutmak zorunda kalmıştır, ailesine, topluma ve hatta suçsuz olmasına rağmen kendini mahkûm eden adalete içini dökememiştir, kendini anlatamamıştır.

Billy, ailesinin kendini takdir etmesi umudu ile yaşayıp durmuştur ancak Amerikan futbolundan başka şeyle ilgilenmeyen annesi ve kendi geçmişine takılı kalmış babasının gözleri adeta onun varlığından habersizdir. Bu genç adam, aşağılanma duygusu, başarı arzusu, onaylanma ve kabul edilme ihtiyacı ile ailesine kendine ait olmayan bir yaşamı betimler. İşte tam bu noktada yolları Layla adlı dansçı kızla kesişir. Böylece filmin romantik ve fazlaca ironik gidişatı başlamış olur. Billy, bu dansçı kızı kaçırır ve ailesine eşi olarak tanıtır. Layla’nın sakin ve her şeyi kabullenmiş tavırları şaşırtıcı gelir. Layla, masal dünyasından çıkmışçasına bir iyimserlik ve sevecenlikle Billy’nin duygu dünyasını alt üst eder. Bir taraftan onun ilgisinden rahatsız olup hırçınlık ederken, diğer taraftan kimseden şimdiye kadar görmediği bu sıcaklık onu sarmalar. Billy, kendini değerli hissetmeye başlar. Başka bir ifadeyle kendi varlığıyla barışır. İkilinin arasındaki replikler yüzümüze bir tebessüm yerleştirirken, Billy’nin ruhundaki hüznün derinliğini de hissettirir.

Nostaljik bir akşam geçirmek isterseniz, sıcak çikolatanızı alıp bu ilginç filmi açabilirsiniz. Sevgiyle kalın…

Mesude YILDIZ

 

Önceki İçerik2020’ye Neleri Ertelediniz?
Sonraki İçerikTüp Bebek Sonrası Bunlara Dikkat!