Endüstriyel kültür mirasımız Beykoz Kundura’nın fabrika geçmişinde önemli bir yer tutan sinema, tematik programları ve yan etkinlikleriyle tekrar hayata geçerek izleyiciyle buluşuyor. Ön gösterimini 3 Kasım Cumartesi günü, Amerikalı yönetmen Jules Dassin’in 1948 yapımı “New York Esrarı” filmiyle gerçekleştirecek olan Kundura Sinema, yıl boyu sunacağı alternatif film programıyla sinemaseverleri farklı bir deneyime davet ediyor.
Tarihi 1800’lere dayanan, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e kesintisiz olarak faaliyet göstermiş nadir endüstriyel kültür mirası örneklerinden biri olan Beykoz Kundura ’da sinema kültürü, hem çalışanlarının hem de Beykoz halkının katılımıyla gerçekleşen film gösterimleri sayesinde fabrika döneminde gündelik hayatın önemli bir parçasıydı. Kundura Sinema, mekânın tarihinden ve geçmişindeki bu gelenekten yola çıkarak, fabrikanın kalbi olarak nitelendirilen Kazan Dairesi ’nin bir bölümünü, Kundura’nın film izleme kültürünü devam ettirecek bir sinema salonuna dönüştürdü.
Bu yıl Beykoz Kundura Film Günleri kapsamında Karlar Altında Kâbuslar ve Bir Yaz Gecesi
Sineması başlıkları altında düzenlediği film gösterimleriyle seyirciye ısınan Kundura Sinema,
özel küratöryel içerikleri, tematik programları ve yan etkinlikleriyle, filmler üzerine düşünen,
konuşan, sinemaya dair alternatif bir perspektif sunan, özgün bir mekân olarak misafirlerini
bekliyor.
Şehir Şehir Gezinen Filmler
Kundura Sinema, 2018-2019 döneminde sunacağı film seçkisinde gözünü şehirlere çeviriyor. İlk modern kentlerden günümüze; devasa metropollerden geleceğin distopik şehirlerine; New York’tan Paris’e; Berlin’den Meksiko’ya; Tokyo’dan İstanbul’a kadar farklı coğrafyalara, dünyanın dört bir yanına uzanan filmleriyle Kundura Sinema, film tutkunlarını farklı şehirlere, yıl boyu sürecek bir yolculuğa çıkarıyor. Geçmişe, günümüze ve geleceğe, dünyanın farklı yerlerindeki şehirlerden bakmaya davet eden Kundura Sinema, tarihinin başlangıcından bugüne önemli filmleri, belgeselleri ve kısa filmleri büyüleyici atmosferinde seyirciyle buluşturuyor. Program kapsamında kurmacadan deneysele, dramdan komediye, film noir’dan bilimkurguya farklı türlerde ve daha önce sinemada izleme şansı bulamadığımız filmler beyaz perdede hayat bulacak.
Uzun yıllardır Yıldırım Holding bünyesinde film ve dizi platosu olarak hizmet veren Beykoz Kundura, Kazan Dairesi’nin restorasyonu kapsamında Kundura Sinema’ya ek olarak 2019 sonunda açılacak olan Kundura Sahne ve mekanın kültürel mirasına sahip çıkma amacıyla Kundura Hafıza başlığı altında yürüttüğü Sözlü Tarih Projesi ile birlikte, filmlerin ve hikayelerin sadece üretildiği değil, aynı zamanda izleyicisiyle buluştuğu, İstanbul’un nitelikli kültür ve sanat alanlarından birine dönüşmeyi hedefliyor.
Beykoz Kundura’nın Kültür-Sanat Direktörü Buse Yıldırım konuyla ilgili olarak, “Eski kundura
fabrikası zaman içinde bir hikaye ve film fabrikasına dönüştü. Bu tarihi alan çağımızın en önemli üretim kolu olan yaratıcı endüstrinin önemli bir merkezi haline geldi. Kundura Sinema, Türkiye’de endüstriyel bir kültür mirasının sinema salonuna dönüşümünün tek örneği. Bunun yanı sıra, film seçkisini oluştururken tür ya da ülke sineması gibi kategoriler gözetmeksizin, izleyiciye diyaloğa dayalı bir yaklaşım sunmayı hedefledik. Kundura Sinema aslında sinemasal hikâye anlatıcılığındaki daimi değişimi ve estetiği gösterme amacı taşıyor. Sinemaya paralel olarak çalışmalarına devam ettiğimiz Kundura Hafıza, bu mekanın tarihi ve kültürel mirasını sonraki kuşaklara taşımamız ve doğru bir kimlik inşa etmemiz açısından bizim için çok önemli.” yorumunda bulundu. Kundura Sinema’da Kasım – Aralık aylarında gösterimde olacak filmler arasında Billy Wilder ’in yönettiği Apartman ; Jacques Tati ’nin yönettiği Oyun Vakti ve Trafik; Jules Dassin’in yönettiği Gece ve Şehir ve New York Esrarı ve Walter Ruttmann ’ın yönettiği Berlin: Büyük bir şehrin senfonisi filmleri yer alıyor.
Beykoz Kundura Hakkında:
2004 yılından bu yana Yıldırım Holding bünyesinde yer alan ve adını film ve dizi çekimlerine ev sahipliği yapmasıyla duyuran Beykoz Kundura, çok köklü bir tarihe sahiptir. 1810 yılında tabakhane olarak kurulan Beykoz Deri ve Kundura Fabrikası İstanbul’un en eski fabrikalarından biridir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna ve birçok tarihi olaya şahitlik yapan fabrika 1933 yılında Sümerbank’a devredilmiştir. Sanayileşme tarihinde önemli bir rol üstlenmiş olan bu kurum, İstanbul’da, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e kesintisiz olarak faaliyet göstermiş nadir endüstriyel kültür mirası örneklerindendir.
Kundura Hafıza
Yıldırım Holding tarafından Beykoz Kundura’nın restorasyonu ve dönüşümü için projeler tasarlanırken, mimari ve teknik donanıma dair bilginin ötesinde geçmişin insani boyutuna, Beykoz Kundura’da yaşamış, çalışmış olanların tecrübelerine de ihtiyaç olduğu kısa sürede ortaya çıkmıştır. Beykoz Kundura, deri ve ayakkabı üretilen dönemde iş alanlarının yanı sıra kreş, lokanta, sinema, sağlık ocağı, kütüphane gibi birimleri olan, nüfusu üç bine dayanan bir yaşam alanıydı. Beykoz’un toplumsal ve ekonomik yapısında birinci dereceden pay sahibi olan bu kurum, işçi kuşaklarının yetişmiş olduğu yerdir. Beykoz Kundura Sözlü Tarih Projesi hem bu alanı daha iyi anlamak ve öğrenmek, hem de ve özellikle geçmişte Beykoz Kundura’yı şekillendirmiş, Türkiye ekonomisinde önemli bir yere getirmiş olanların anısını yaşatmak için tasarlanmıştır. Proje 2015 yılında, Beykoz Kundura Kültür-Sanat Direktörü S. Buse Yıldırım’ın girişimiyle, Lita Yapım Evi ve Tarih Vakfı’nın işbirliğiyle ilk adımlarını atmıştır. Beykoz Kundura çalışanlarının anlattıklarından ilham alan kültürel projelerin hayata geçirileceği Hafıza Merkezi hakkında gelişmeleri www.kundurahafiza.com adresinden takip edebilirsiniz.