Eğer eylemleriniz insanların daha fazla hayal etmeleri, daha fazla öğrenmeleri, daha fazla “yapmaları” ve daha fazla “olmaları” konusunda ilham kaynağı teşkil ediyorsa, o zaman siz bir lidersiniz.
John Quincy Adams
Yirmi birinci yüzyıl, salt teknolojisi, iş modelleri, ekonomisi ile değil, altını çizdiği kavramlar ve değerler dizisi ile de yeni bir buluşma. Son iki kuşağın çocukları için (yani 2000 öncesinin Y’leri ve 2000 sonrasının Z’leri için) “büyüyünce ne olacaksın?” sorusunun cevapları da “doktor, öğretmen, polis”in ötesinde, çeşitlilik arz ediyor. Yeni dünyada, Siber Suçlarla Mücadele Uzmanlığı, Bağımlılık Danışmanlığı, Görsel İletişim Tasarımcılığı, Enerji Mühendisliği gibi mesleklerimiz var artık. Bu yüzyıl, yeni kariyer alanları yaratırken, farklı bir liderlik anlayışı da talep ediyor.
21. yüzyılın düşünce biçimi, modası geçmiş “yöneticiler”e, rengi solmuş “müdürler”e yaşama alanı bırakmıyor. Bu düşünce biçimi, “değer ve etik merkezli”, “anlam odaklı”, “ruhsal”, “küresel”, “hizmetkâr” liderlikten bahsediyor. Bütün bu garip sözcükler de nereden çıktı diyebilirsiniz. Cevap: onlar zaten vardı; orada duruyordu! Orada, insanlık tarihinin türlü dönemeçlerinde bir yerlerde bu kavramlar zaten vardı.
21. yüzyıl düşünce biçimi yeni fikirler getirmiyor aslında; eskiyi, çok eskiyi deşiyor, harmanlıyor, damıtıyor ve tarihin muhteşem bir seçkisini sunuyor. Bire bir iletişimi temel alan “Hizmetkâr Liderlik” her ne kadar Greenleaf, Senge, Covey gibi çağdaş yönetim bilimcilerince tanımlansa da, Milattan Önce 4. yüzyılda yaşamış ünlü strateji düşünürü Chanakya, kitabı Arthashastra’da bakın liderden nasıl bahseder:
“Kral (lider) kendisini değil, vatandaşlarını ( takipçilerini ) memnun eden şeyi iyi addeder.”
20. yüzyılın bizleri ard arda farklı zekâ türleri ile tanıştırmasının ve aslında uzunca bir dönem sadece IQ’ya itibar edilmesinin ardından nihayet bu yüzyıl yeni bir zekâ türüne rastladık. Etik Zekâ! 21. yüzyıl liderinin en önemli vasıflarından biri. Geçmişte “okuyan hayvan”, “düşünen hayvan”, “sosyal hayvan” diye adlandırılan âdemoğlu, İngiliz stratejist Michael Quinlan sayesinde yeni bir tanım daha buldu: “İnsan, etik hayvandır”!
Şükürler olsun ki yeni yüzyıl etik olmanın altını çizer oldu. Bu vesile ile dilerim etik zekâ tez elden bizim yurdumuza da uğrar. Deprem ülkesi Japonya’da bir mimarın ‘‘Projesini çizdiğim binalarda inşaat şirketlerinin baskısıyla malzemeden çaldık. Bunlar orta şiddette depreme dayanamaz’’itirafının ardından firmanı patronu utancından intihar ediyor.
21. yüzyıl lideri “ruhsal” bir lider. Tevazu sahibi; elleri büyüdükçe yüreği küçülenlerden değil. O, fildişi kulesinden aşağıları seyretmez; cömert, hoşgörülü bir dosttur; gözlüklerin üstünden çatık kaşlarıyla bakan bir müdür değil. Ruhsal lider olmak da geçmişten armağan değil mi? 13. yüzyıldan esinlenelim: İslam ve İslam dışı bütün insanlık tarafından benimsenmiş, esin kaynağı olmuş Mevlana, bağnazlık ve körü körüne kaderciliği ortadan kaldırmak ve insanlık yolunda çaba göstermek gerektiğine inanan Yunus, Orta Anadolu’da insanın gelenek ve göreneklerini özümseyerek yeni bir bilim ve öğreti merkezi kuran Hacı Bektaş… Keşfe değil, farkındalığa ihtiyacımız var aslında…
Yeni neslin lideri “küresel” bir lider. Lokal hareket etse de global düşünen, büyük resmin hem içinde hem dışında, ormanı da ağaçları da gören, kozmopolit esnekliğe ve evrensel hoşgörüye sahip bir lider. Peki, bu da mı yepyeni bir liderlik türü? 19. yüzyılda doğmuş olan Mahatma Gandhi’yi hatırlayın. Bütün zamanların lideri diye tanımlanabilir bir büyük kişidir Gandhi ve şöyle der: “Göze göz, düşüncesi bütün dünyayı kör eder”. 21. yüzyıl lideri, işte böyle bir mozaiği resmeder. 21. yüzyıl lideri, aslında sadece 21. yüzyıl lideri değildir. Ve ne mutlu ki bu ülke böyle bir liderin ürünüdür:
Büyük olmak için kimseye iltifat etmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın, ülke için gerçek amaç ne ise onu görecek ve o hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır, herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır. Fakat sen buna karşı direneceksin, önüne sonsuz engeller de yığacaklardır; kendini büyük değil küçük, zayıf, araçsız, hiç sayarak, kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu engelleri aşacaksın. Bundan sonra da sana büyük derlerse, bunu söyleyenlere güleceksin. Mustafa Kemal Atatürk
Evrim Kuran
www.evrimkuran.com