2016’da İyilik ve Güzellik Olsun Tüm Zihinlerde

2016’ya 2 gün kaldı. Ne yazık ki son günlerde çevremizde bizleri mutsuz eden pek çok şey yaşanıyor ve biz, yani ben her şeye rağmen kendimi iyi, güçlü tutmaya çalışıyorum.

2016Geçen hafta yoğun çalışma günlerinin sonunda sanki hastalığı davet ettim. Etrafımda pek çok kişi hastaydı. Soğuk algınlığı, ateşli geçiyormuş, paçavra gibi yapıyormuş insanı falan, bunları pek çok kişiden dinledim ve ilk belirtileri Salı günü hissettim, önleyici olacağını düşündüğüm tedbirler aldım. Çarşamba, Perşembe işe yoğun devam ettim. Kardeşim de 1 haftadır hasta idi. Perşembe gecesi onu ziyaret etmek için evine gittiğimde artık sızdım. Eve geldim, ateş, üşüme filan ve ertesi sabah doğru hastane… Mikrobik bir salgın varmış, üşütmüşüm. Üst solunum yolları, idrar yolları…

Bu yolları kelimesi takıldım. Ben yolları, yola çıkmayı, yolda olmayı severim ya gördüğünüz gibi hastalığım da yollardan geldi:)

Doğa-yol

Tamam, o mikrop ile anlaşmamız bitti:) Kendisine teşekkür ettim, özellikle beni bir süre sessiz, sakin, kendimle baş başa tuttuğu için. Söz dinledim, yattım ilk gün ağır geçti, yataktan çıkmadım. İkinci gün film ve kitaplarım ile kanepeye geçtim. Bolca film seyrettim, kitap okudum. Hikayelerin üzerinden kendime ve çevreme de baktım, notlar aldım. Hiç yapmadığım kadar sosyal medya hesaplarımda vakit geçirdim ve sevdim. Okudum, takip ettim, pek çok yeni blog keşfettim.

kitap dünyası

Bu arada programlanmış işleri ve görüşmeleri iptal etmek ve ertelemek en zoru.

Hala suçluluk duygum oluyor bunu yaparken. Ne olursa olsun o işler ertelenmemeli diye düşünenlerdenim. Bir de işlerin sarkacağı düşüncesi beni endişelendiriyor. Bununla da baş etmeye çalıştım. Planlanmış dost buluşmalarını erteledim. Yeni yıl partilerini kaçırdım. 

Sonunda 5.gün ve bugün kontrole gittim.  Zaten dünden beri kendimi iyi hissediyorum. Mikrop gitmeye karar vermiş. İki tahlil yapıyorlar, bir boğazına, bir gözüne bakıyorlar ve hemen görülüyor nasıl yok olduğu ne ilginç bir bedenimiz var. Zihnimizden atmak ya da kurtulmak istediklerimizden aynı hızla kurtulamıyoruz. 

Mikrop benden gidiyor, ancak nereye gideceğini söylemedi, koruyun kendinizi:)

Bu arada çocukluğumdan beri ara sıra benimle olan alerjim devam ediyormuş, toz alerjisi çok yoğunmuş bu aralar ve bende de artmış. Şöyle bir şeymiş bu alerjiye yol açan tozla çoğalan sevimli varlık:)toz alerjisi

Benim hapşırıklarım çok meşhurdur. Bir hapşırırım öbür sokağın köşesinden çok yaşa sesi gelir! O kadar yani:) Evdeki eşyalar, ağaçlar, çiçekler, her türlü toz üreten şeyler alerjiyi artırırmış. Evde halı var mı, yaşadığın ortamda kitap var mı diye sordu? Halı bir tane, kitap bin tane dedim…

“Ortamda kitap olmazsa daha rahat edersin” dedi. 

Kime? Bana!!
Ortamda kitap olmazsa daha rahat edersin dedi… Yüzüm ne hale geldiyse artık, ne düşündüğümü sordu… Tamam halıyı kaldırayım hemen:) dedim… de #kitaplar ve ben ayrılamayız ki? kitapların olmadığı bir odada nefes alamam ki!

Ya çiçekler? “Hemen kaldır” dedi… Gözümün önünde bir yerde rengarenk çiçekler olmazsa renklerin keyfini nasıl çıkaracağım? Kendimi nası hayal dünyasına göndereceğim demedim elbette… Baş salladım sadece…

çiçek yasemin

İnsanın çok sevdiği şeyler alerji yapar mı? 

Çok sevdiğim ve bu meslekte ilerlememi, işimi tutkuyla yapmamı sağlayan kişilerden biri Louise Hay’dir. Louise Hay Düşünce Gücüyle Tedavi kitabında

“Tam sağlıklı bir bütün olabilmemiz için bedenimizi, zihnimizi ve ruhumuzu dengede tutmamız gerekmektedir. Bedenlerimize iyi bakmak zorundayız. Hem kendimiz, hem de yaşam hakkında, zihnimizde her zaman olumlu düşünceler bulundurmalıyız. Ve aynı zamanda da güçlü manevi ilişkiler içinde olmalıyız. Bu üç unsur dengelendiğinde yaşamdan sonsuz tat alırız. Bu kavramları kendi tedavimiz sırasında uygularsak, hiçbir doktorun ya da şifacının sağlayamayacağı kadar, iyilik sağlarız.” der ve “zihinsel kalıpların düzeltilmesiyle hastalıkların iyileştirileceğini” ekler.

louise-headerLoise Hay Düşünce Gücüyle Tedavi kitabında Alerjiler için

Kime alerji duyuyorsunuz? sorusunu soruyor ve bir de yorum yapıyor. Tamam bu sorunun cevabını çalışıp bulabilirim.

Kendi gücünü yadsımak. Yorumu hakkında düşünmeye başladım. Bir şeyler fark edince buraya eklerim.

Hastalığı ortaya çıkaran zihinsel kalıbı yeniden oluşturmak için;

Dünya güvenli ve dostça bir yerdir. Güvendeyim. Yaşamla barış içindeyim. Cümlelerini tekrarlamamızı söyler. Afirmasyon der bu cümlere, ben tekerleme diyorum…

“Yaşamımızdaki her durumun bir GEREKSİNME SONUCU var olduğunu öğrendim. Aksi halde bunlara gerek duymazdık. Bu da dış etkilerden kaynaklanmaktadır. Oysa zihinsel nedenleri çözümlemek için iç dünyamıza dönmeliyiz. Zaten bu yüzden İrade ve Disiplin işe yaramamaktadır. Bu iki unsur yalnızca dışsal etkilerle savaşırken işe yarar. Bu, kökü çıkarmak yerine salt yabani otları temizlemeye benzer. Bundan ötürü de Yeni Düşünce Kalıbı Olumlu İfadeleri ‘ne başlamadan önce sigara içme, baş ağrısı çekme, aşırı kilo ya da başka bir kötü veya sizi rahatsız eden herhangi bir alışkanlıktan kurtulmak için gerekli olan GEREKSİNMEYİ ÖZGÜR BIRAKMAYA İSTEKLİ OLMA konusu üstünde çalışın. Bu söz konusu gereksinme sona erdiğinde dışsal etkinin de yok olması gerekmektedir. Kökü olmayan bir bitki asla yaşayamaz. Bedende hastalıklara neden olan en yaygın zihinsel düşünce kalıpları ELEŞTİRİ, ÖFKE, KIRGINLIK ve SUÇLULUK’tur. Örneğin, eleştiri uzun vadede eklem iltihabı (arterit) gibi hastalıklara neden olur. Öfke mide kaynamasına, yanmasına neden olarak bedeni zehirler. Kırgınlık uzun vadede kişiyi kemirerek tümörlerin ve kanserli hücrelerin oluşmasına neden olur. Suçluluk duygusu her zaman beraberinde cezalandırma kavramını getirdiğinden büyük acılara neden olur. Sağlıklı bir bedene ve zihne sahip olmak için bu olumsuz düşünce kalıplarından bir an önce kurtulmamız gerekmektedir. Aksi halde tüm yaşamımızı ameliyat tehditleri ve panik içinde geçirmemiz kaçınılmaz olur.” der, işte böyle bir süredir yoğun program bahanesiyle iç sesimle buluşamayan beni harakete geçirdi alerjim ve o’na da mesajım “Seni de seviyorum alerjim, farkındalığımı artırdığın için teşekkür ederim.” oldu…

Mutlu zamanlar, mutlu insanlar var eder. Mutlu bir toplum için ülkenin her yerinde mutlu anlar yaşanmalı düşüncesi ile 2016’ya iki gün kala, tüm dünyaya barış, tüm varlıklara iyilik ve güzellik diliyorum.

İyilikle gel 2016

Yasemin Sungur

bir #HayatÖğrencisi

Önceki İçerikYeni Yıl için Hedeflerim Var
Sonraki İçerikŞüphelenmek İyidir! Psikiyatrist Prof.Dr. Erol Göka ile Röportaj – II. Bölüm,
Yasemin Sungur
Yıllar önce okul dönemimin bittiğini söyleseler de ben hayatın tutkulu bir öğrencisi ve seçip aldıkları, özünden kattıkları ile sen izin verirsen ben bir rehber. Ben bir Özgür Martı. Ben bir düşleyen. Kanatlarım ile gelişime, paylaşıma ve değişime keyifle uçarım. İçimizde yaşayan gerçek Martı Jonathan’lara ulaşmak için MartiDergisi.Com’u uçurdum. Şimdi hep birlikte uçuyoruz. Kitapdaşlarımla birlikte Kitap ile Sohbet ederim ve onları İstanbul Oyuncak Müzesin de baş konuk olarak ağırlarım. Oyun oynamayı bırakmadım. Hayatı kelimeler ile anlatmayı, yazmayı ve onların büyüsüne kapılıp Yaz(ı) Kamplarımı keşfe dönüştürmeyi bilirim. Harekete Geçmeyenleri enerjimle uyandırırım. Sevgiyle nefes alıp, şiirle güne başlarım. Aşk ile Can oğlum ve Ceren kızımla, evrende hayat bir başka güzel. Şükür...

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz