İnsan yaşamında bazı sayılar önemlidir; mesela 18. Bir de buna iki ve beşi ekleyin. Bu üç sayının aynı evde olduğunu düşünün. İşte o ev…
Melis çok yakında 18 yaşına girecek. Buna hala inanamasam da yıllar hızla geçmiş ve “Sen 18 yaşındayken ben 41 olacağım” dediğim yaş benim için gelmek üzere. Kendi adıma söylemeliyim. Erken yaşta anne olmama rağmen pişmanlıklarım hiç olmadı. Melis için “Hep iyi ki doğurdum” diyorum. Birlikte büyüdük belki de…
Maya Su ile Mira’da ise durum biraz daha farklı. Eskiye göre kendimi kıyasladığımda en büyük stres yorgunluk. Fotoğrafçı bir anne olmanın da getirdiği yorgunluklar belki de… Gerçekten ideali büyüklerin dediği gibi erken yaşta anne olmak sanırım. Zaten ben de Melis’e “30 yaşına kadar evlen, 35 yaşına kadar da çocuk yap” diyorum. O da bana “Of anne” diyerek kızıyor. Maya Su ile Mira’ya daha bunu söylemem için çok erken henüz ikisi de oyun çocuğu.
Kızlarım arasında yaş farkı fazlasıyla olunca farklı durumları yaşadığımı daha önce de paylaşmıştım. Bugünlerde Melisin en büyük stresi doğum günü partisi ve seneye gireceği üniversite stresi.
Doğal olarak 18 yaşına girecek ve çok güzel bir parti yapmak istiyor. Henüz ne yapacağına karar veremediği için de sürekli fikir hali içindeyiz. Mesela ona “18 yaşında 18 kişilik bir parti yap teman 18 olsun hep buna göre organize olalım” dediğimde bana bakışını görmeliydiniz. Onların şu anda ne istediğini bilmek çok zor. İkinci kez ergenlik yaşıyor gibiyiz -ki Melis’in ergenlik sürecini çok rahat atlatmıştık.
Bunun iki yaş sendromundan pek farkı yoktu hayatımızda. Maya Su iki yaş sendromu denen süreçte yapmadığını bırakmamıştı. Hani etrafta görürsünüz minnak bir velet sürekli ağlar, kendini yerden yere atar ve susmak istemez, o durumda yaşadık epey süre. Mira’da mayısta iki olacak. O yapı gereği çok yumuşak bir bebek. Fakat onda da iki yaş sendromuna ait eser miktarda da olsa öfke nöbetleri olmuyor değil. Hem konuşamamanın verdiği sıkıntı hem de kendini ifade etme duyguları ile kendini yere atıp çığlık atıyor sıklıkla.
Anlayacağınız üç koldan sıkışmış haldeyim.
Melis için farklı doğum günü mekanı aramakta ve diğer arkadaşlarının yapmadığı şekilde bir parti yapmak için kolları sıvadım.
Lakin onun hayal ettiği iki parti şu an gerçekleşmiş durumda ve aynısını tekrar yapmamak gerekiyormuş. Hal böyle olunca da daralıp kalıyor insan. Ne önersem “Onu o yaptı, puf olmaz, daha neler” gibi laflar havada uçuşuyor. Ben de hay Allahım ne yapacağız diye kara kara düşünüyorum.
Siz siz olun sakın 18 olacak çocuğunuza akıl vermeye kalkmayın. Vallahi dayak yemişten beter oluyorsunuz. Hem büyümenin verdiği sancılar hem de diğer faktörler işte… İki yaşında da 18 yaşında da yaşananlar benzer paralellikte…
Yine de 18 yaş sürecinde; bağımsızlıklarına çok düşkün olduğunu unutmayın derim naçizane tecrübemle… Arkadaşlar da sizden daha değerli bu süreçte. Giyim en büyük stres sürekli ne giysem modunda Melis. Bir de gelecekle ilgili kaygılar taşıdığı bir süreç, ki bu da işin stres kısmı. İstediği okula gidip gidemeyeceği, istediği mesleği yapıp-yapamayacağı gibi birçok endişe taşıyor.
Birçok mesleği beğenmiyor hayalinde, ki okul için elinden geleni yapıyor. Ders alıyor, dershaneye gidiyor sürekli ders çalışıyor. Ve bütün bunlar bütün bir paket halinde hayatınızda yaşanıp gidiyor.
Melis ile bunları yaşarken Maya Su’yu hangi okula göndereceğiz stresi ile Mira’nın iki yaş sendromu bir araya gelince bazen huni takıp dolaşmadığım kalıyor. Yine de şikâyetçi değilim. Çünkü kızlarıma bayılıyorum. Hep diyorum hayatımdaki en güzel mutluluk onlar. Onlara bakıp bakıp şükrediyorum. Şu satırları yazdığım günde Maya Su’nun yuvada beşinci yaş günü doğum günü partisini yapıyoruz. Düşünebiliyor musunuz mart (Maya Su) , nisan ( Mutlu Dr) , mayıs (Mira, Melis) şeklinde sürekli bir doğum günü halindeyiz. Neyse en uzakta benimkisi ben zaten bir öpücüğe bile razı oluyorum şimdi..
Peki, şimdi size anlattım bizdeki durumu. Var mı aklınız da farklı bir öneri? Biz doğum günü mafyası ile parti için konuştuk ama bana mısın demedi? Varsa bir mail yazın bana lütfen kurtarın beni.