Hemen hepimiz, daha ilkokul sıralarındayken ‘görev’in ‘ödev’in ne demek olduğunu öğrenmeye başladık. 7-8 yaşlarından itibaren de, eğitsel kollarla tanıştık. Kızılay Kolu, Trafik Kolu, Hava Gözlem Kolu, Müzik Kolu, Çevre ve Turizm Kolu… gibi. Yeteneklerimizin ne olduğuna çok da bakılmaksızın verilirdi bu görevler. Çünkü burada asıl aşılanmak istenen, verilen görevi yerine getirmek; üzerine düşeni yapmak, bir takımın iyi bir oyuncusu olabilmekti… Öğrenciyi özgürleştirerek, toplumun etkin bir bireyi haline getirmekti.
İş hayatında da böyle değil midir aslında? Ben, hem meclis oturumlarındaki görüntüleri, hem de şirketteki görev dağılımlarını, ilkokul sıralarındaki bu ‘eğitsel kol’ çalışmalarına benzetirim. Meclise baktığımızda, bir meclis başkanı vardır, öncelikle tıpkı sınıf başkanının yaptığı gibi, sıralarda oturanları, söz almadan konuşanları, birbirine hakaret edenleri uyarmaya, yeri geldiğinde susturmaya çalışır. Ve mecliste orman bakanlığından tarım bakanlığına, spor bakanlığından adalet bakanlığına birçok bakan ve milletvekili yer alır. Ben bakanlık isimlerini de, bu eğitsel kol isimlerine çok benzetirim.
İş hayatında da durum farklı değil. O dönem farkında değildik belki ama, katıldığımız çalışmalar, parmak kaldırdığımız ve üyesi olduğumuz gruplar, aslında bizi, minicikken, çalışma hayatına hazırlıyordu. İlköğretim yıllarındaki eğitsel kollar, zamanla yerini üniversitedeki ‘sosyal klüpler’e bıraktı ve hatta bazıları ögeçmişimize yazmaya değer nitelikte oldu.
Bize ilk görev ve sorumluluk düşüncesini aşılamaya başlayan kol faaliyetlerini, o yıllarımızı kısaca bir hatırlayalım mı, ne dersiniz?
Sınıfınızı gözünüzün önüne getirin: Genellikle bahçede oynamayı seven, sınıfın 10 pictures inside of pics of justin bieber shirtless at the 2014 Young Hollywood Awards… More Here! Happy Hump Day from Justin Bieber!The 20-year-old musician just posted a ton of sneak peeks from inside the recording studio of bits of the latest stuff he’s been working on. içinde değil de, dışında olmak isteyen arkadaşlarımız, “Gezi ve casino online İnceleme” kolu seçimleri için, en çok parmak kaldıran olmuşlardı. Sınıfta temiz, tertipli, saçları sıkı sıkı örgülü, tabir-i caizse ‘mum gibi’ arkadaşlarımız ise, parmaklarını kaldırmasalar bile, öğretmen tarafından “Temizlik Kolu” seçilirlerdi. Düzenli olarak online casino el-tırnak kontrolü yapmak ,ara sıra da sınıfı temizlemek, onların göreviydi. Sesi güzel olan, şarkı söyleyen, bir müzik aletini çalmaya meyilli olanların da kolu belliydi: “Müzik Kolu”. Bu kollardan bazılarına öğrencilerin kollarına taktıkları kırmız/beyaz bantlar verilirdi; üzerlerine düşen görev başkaları tarafından da bilinsin diye… Kimimiz neyi ne için yaptığımızı bilerek aldık bu ödevleri üzerimize, kimimiz derslerden kaytarmak için en faal kol ne ise, onu seçtik. Kimimizin ise, dahil olduğu eğitsel kol çalışmasından haberi bile olmadı.
Gel zaman, git zaman büyüdünüz. Üniversite yıllarına geldiğinizde, sosyal aktivitelere katıldınız: Dağcılık Kulübü, Tiyatro Kulübü, Reklam Atölyesi gibi…
Bunlar, ilkokuldakine nazaran, biraz daha kendi isteğinizle seçtiğiniz, gerçekten aktif olmak istediğiniz alanlardı. Yine kiminiz severek katıldınız, eğlendiniz, iyi vakit geçirdiniz; kiminiz farklı bölümlerden çevre edindiniz, okul hayatında da popüler olmayı istediniz… Kiminiz de vizeydi, finaldi derken vakit ayıramadınız, derslerden kafanızı bir türlü kaldıramadınız…
Sonra bir sabah bir uyandınız; üzerinizde sizi bekleyen onlarca işi, planı, öğleden sonraki toplantıyı ve tüm bunları yapabilmek için, kaçırmamamız gereken bir otobüs/servis olduğunu farkettiniz.
Artık göreviniz farklıydı; kendi tercihinizdi ya da değildi yaptığınız iş. Yeteneklerinize ve isteklerinize göre bile değildi belki sorumlusu olduğunuz alan. Tıpkı istemeden üzerinize kalan “Trafik Kolu” olmak gibiydi, finans departmanında size verilen görev… Israrla “Tiyatro ve Müsamere” kolu için parmak kaldırmış, onun kontenjanı dolduğu için de, size boş kalan trafik kolu verilmişti.
Yani siz aslında o şirketin pazarlama bölümünde olmayı istemiştiniz; yaptığınız iş görüşmesinde de bunu dile getirmiştiniz; ama aldığınız eğitim ve bir önceki iş tecrübeniz sebebiyle, size finans departmanındaki görev teklif edilmişti…Eh… İşsiz olmaktansa, eğitiminiz doğrultusunda bir işte çalışmayı kabul ettiniz siz de… Ama şimdi, gelin görün ki, masanızın başında finansal tablo yapmak yerine, çok istediğiniz pazarlama departmanında, şirketin bu yılki sosyal sorumluluk etkinliği için program hazırlamalı veya medya planı yapmalıydınız…
Burada önemli olan yaptığınız işi sevin veya sevmeyin; o takımın bir parçası olabilmek; aldığınız sorumluluğu yerine getirebilmek. Siz kendinizi sevdiğiniz alanla ilgili geliştirdiğiniz, donattığınız sürece, mutlaka bir gün farkedilecek ve o çok istediğiniz pazarlama departmanında ya da “Müsamere kolu”nda olacaksınızdır.