Ağustos ayı ile birlikte yazı da geride bırakırken, keyifli açıkhava konserleri kaldı aklımızda. Bunlardan biri, Türk hayranlarının yıllardır kurduğu bir hayali gerçeğe dönüştürdü. Portishead nihayet İstanbul’da bir konser verdi. 20 Ağustos akşamı Maçka Küçükçiftlik Park’ta toplanan kalabalığın büyük bölümü, sanki 20 yıldır bu anı bekliyordu…
Şarkılar başladığı andan itibaren bir ayin gibi eşlik ettiler melodilere. Grubun etkileyici vokalisti Beth Gibbons “Third” albümlerinden “Silence”la başladı konsere. “Wandering Star”ı söylerken yarattığı etkiyse, bazı grupların canlı performanslarının, albüm kayıtlarından iyi olduğunun kanıtıydı. Sıra heyecanla beklenen “Machine Gun”a geldiğinde, konserin zirve yaptığı anlar yaşandı. Şarkı sırasında sahnedeki dev ekrana, tüm dünyada düzenlenen sivil protestolardan görüntüler yansıdı. Görüntüler arasında Gezi Parkı eylemlerinden kareler de vardı. Portishead de ekrana 3 büyük takımın renkleriyle “Beraber” yazısını, Beşiktaş formalarıyla Çarşı grubu üyelerini ve en son “İstanbul United” logosunu yansıttı. Ardından da o kaçınılmaz slogan geldi izleyicilerden; “Her yer Taksim, her yer direniş!” Sonlara doğru yaklaşılırken “Roads” için beklenti de giderek arttı. Konseri bitirip, önce sahneden inermiş gibi yapan grup, sonra yoğun tezahürat eşliğinde tekrar sahneye geldi. Ve beklenen şarkıyı Beth Gibbons her konserlerinde olduğu gibi yine gözyaşları içinde söyledi. Görsel olarak sahnede çok daha fazla şey yapılabilecek bir müziğe sahipken, sadece dev bir ekranla yetinen grup, müzikal olarak sevenlerine unutulmaz bir gece yaşatıp gitti. Konserin eleşrilecek yanlarından biri de, sahne önünün, diğer alanlardan daha kalabalık olmasıydı…
Ladino müziğin dünyaca ünlü isimlerinden Yasmin Levy de Ağustos ayının yıldızlarındandı. Sık sık ülkemize gelen sanatçıyla bu konserde hemşehri olduğumuzu öğrendim . Çünkü büyükbabası ve babası Manisa’da, annesi İzmir’de dünyaya gelmiş. Zaten Türkiye’yi ikinci vatanım diye tanımlıyor… Konsere “Sevda” şarkısıyla başlayan Yasmin Levy daha ilk dakikalardan izleyiciyi fethetti. Sadece şahane sesiyle değil, samimiyetiyle de…
Konsere başladıktan kısa süre sonra; “Ben bir politikacı değilim ama şunu söylemek benim için çok önemli. Gazze ve İsrail’de yaşanan durumlardan dolayı bir sürü eşim dostum, Türkiye’ye gitme dedi. Ama bu gönül bunları dinlemiyor, burada olduğum için çok mutluyum ve kalpten söylüyorum, Türkiye benim ikinci vatanım” dedi. Alkışlar eşliğinde konserine devam eden Levy, “Naci en Alamo”, “Hasta Simpre Amor”, “La Alegria”, “Me Voy”, “Una Noche Mas” ve “Firuze” parçalarından sonra bir sürpriz yaptı ve sahneye Zülfü Livaneli’yi davet etti. “Yiğidim Aslanım Burda Yatıyor” ve “San Ton Metanasti (Kardeşin Duymaz)” parçalarını birlikte seslendirdiler. Zülfü Livaneli’nin “biz ‘Yurtta Barış, Dünyada Barış’ın insanlarırıyız” diyerek sahneden ayrılmasının ardından Harbiye Açıkhava’daki coşku iyice arttı. Yasmin Levy İspanyol flamenkosunu, Arjantin tangosunu ve Portekiz fadosunu yansıtan müziğini hayranlarına büyüleyici bir şekilde sergiledi konser boyunca. Eşi sahnede O’na eşlik eden müzisyenler arasında olmasına rağmen de kayınvalidesi ile ilgili yaptığı esprilerle konseri neşeyle ve alkışlarla noktaladı.
Bu ay, hatta bu yıl içerisinde gittiğim tüm etkinliler arasında beni en çok etkileyen, heyecanlandıran, duygulandıran Soma’daki gösteri oldu. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin, Afet Koordinasyon Derneği “AkorD”un desteğiyle gerçekleştirdiği, Somalı çocukların rehabilitasyonuna yönelik Yaz Okulu’nun dönem sonu gösterisinden söz ediyorum. Her yaştan çocukların ilk kez sahneye çıkma heyecanıyla gerçekleştirdikleri etkinliğin anlamı büyüktü. Çocuklarımızın beş, altı haftada gösterdikleri ilerlemeyse umutlarımızı yeşertti. Gösteri sonunda neşeyle yaptıkları dans; müzikle, sanatla, sevgi ve emekle yaraların daha hızlı sarılabildiğini bir kez daha gösterdi. Hayatımın hiç unutamayacağım anları Soma’da yaşandı. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin 103. Şubesini Soma’da açacağını açıklaması ve AkorD ile oradaki çocuklar ve gençlerle yapacağı uzun süreli çalışmaların heyecanıyla, tekrar gelmek üzere ayrıldık Soma’dan…