Yalnızlık Senfonisi

Son günlerde özellikle genç kadınlardan sık sık duyduğum bir kelime yalnızlık. Kendini yalnız hissediyor, kendini yalnızlığa teslim ediyor. Mutsuz hissediyor. Onun peşinden kaygılar, korkular bir anda tüm zihnini kaplıyor.Yargılar bu sefer başkasına değil, kendimize doğru yapılıyor.

Aslında tek istediği şey var mutlu olmak. Bunu ancak karşı cins ile bir birliktelik kurduğu zaman geçeceğini varsayıyor. Henüz kendisi ile ilişki kurmadan bir başkasının bu boşluğunu dolduracağına inanarak yanlış ilişkiler ve ayrılışlar yaşıyor. Sonra döngü devam ediyor. Yine olmadı ben yalnızım ve kimseye güvenmiyorum.

yalnizlik-senfonisi

Peki hata nerede?

Mutlu olmak, güvenmek isterken yine aynı sonuçla başladığımız yere neden ve nasıl dönüyoruz?

Hikayelerimiz birbirinden farklı olmasına rağmen insanız. Hangi girdiyi zihnimize alırsak o çıktıyı veriyor mekanizmamız. Zaten güç olan ve çoğunlukla sınıfta kaldığımız durum bu: Bir şeyi isterken istediğimizin tam tersi sonuç almak. Kişi yalnızlığından şikâyet ediyorsa, ilk yapacağı şey önce yalnızlığın kendi içindeki anlamını tanımlamalı ve kabul etmeli. Yalnızlığın anlamı ile temas etmeli. Bilinçli farkındalığını kullanmalı. Yalnızlık düşüncesinin kendi içinde yarattığı şemayı anlamalı. Bunu bir ilişkiyle doldurma arzusunu ve bağımlığını tanımlamalı ve sonrasında o duygudan özgürleştirmeli bedenini.

Kişi yalnızlığın kendi var oluşunun en gizemli anlarını oluşturduğunu fark ettiğinde, kendisi ile olmanın bolluğu ve bereketiyle, özgürlüğünün şükrünü yaşar. Bağımlı olma halinden kurtulur. Çünkü kişi yalnız olduğunda tanır kendisini; yalnız olduğunda içinde bulunduğu karışıklığın çıkış yolunu bulur. Yalnızken aldığı kararlar güçlü ve doğru kararlardır. Kendi içsel gücü ile bir olduğu, yaratıcı yanı ile buluştuğu  anlar hep yalnız olduğu zamanlardır.

Kişi kendisi ile olan YALNIZLIK ilişkisini sevgiye çevirince, artık yalnızlığından keyif ve mutluluk alır. Herkesin kendini çoğaltan ilişkiyle tanışmasını dilerim.

Bunun için harekete geçip yalnızlığımızı tanıyalım. Sevgili Yasemin Sungur harika bir proje başlattı. #harekete geç sloganı ile girmiş olduğumuz tüm tünellerden çıkabiliriz.

O halde içinde bulunduğunuz durum her ne iste #harekete geçerek kendimizi yanımıza alalım. Bunun için ilk hareketiniz yalnızlığı tanımlamanız ve bunun bedeninizde yarattığı hisse odaklanarak ve ona dikkatinizi çevirerek o duyguyu yaşatmanız olmalıdır. Sonrasında o hissi serbest bırakarak yerine sizi yalnızlık hissinden çıkaracak mekanı, ortamı, olma halini imgelemek ve  zihninizden başlayarak tüm bedeninizi  bu hisle doldurmak olabilir.

Kendi zenginliğinizle birlikte sevgiyle ve farkındalıkla kalmanızı dilerim.

Öznur Yılmaz Berk

Profesyonel Koç & Nlp Master

Önceki İçerikOkurun Gözünden: Bir Yürüyüşün Romanı, Irmak Zileli’den Gölgesinde
Sonraki İçerikSanatın Aykırı Çocuğu, Heykeltıraş Yılmaz Zenger

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz