“Tehlikeli Şarkılar”ın İzinde Polisiye Romanlar

Bir pazar günü polisiye roman düşkünleri İstanbul Modern’deki Modern Restoran’da bir araya geldi. Konuşmacı Tuna Kiremitçi ve onun son romanı “Tehlikeli Şarkılar”ın izinden polisiye romanlardı.  Toplantı Fikir-Deneyim-Etkileşim (fer) platformu tarafından yazarın kitaplarının yayın evi Doğan Kitap tarafından düzenlenmişti.

“Tehlikeli Şarkılar” artık bir seri haline gelen Başkomiser Perihan Uygur polisiyelerinin üçüncü kitabı. Aynı serinin ilk romanı “ Mezun Cinayetleri” 2021’de, ikincisi “Perinin Ölümü” 2022’de yayınlandı. Tuna Kiremitçi polisiye romanların, yazarlığının üçüncü evresi olarak tanımlıyor. Yedi yıl roman yazmadan, müziğe  ağırlık verdikten sonra pandemi sırasında müzik işleri durduğu zaman tekrar yazmaya başlamış. İşte Başkomiser Perihan Uygur polisiyeleri serisi de bu dönemde ortaya çıkmış. Polisiyenin kendisi için çok kıymetli olduğunu belirten Kirmitçi, ilk iki dönemde edindiği tüm deneyimleri paylaştığını vurguluyor. “Günümüz Türkiye’sini anlatmak için en uygun tür polisiye” diyor.

İşte tam de bu noktada 21. yüzyıl polisiye romanlarının değişimini, nasıl farklı bir tür haline geldiğini anlatmaya başlıyor:  “21. yüzyıl polisiye romanları sosyal eleştiri getiren bir tür olarak karşımıza çıkıyor. Böyle bir dönüşüm İskandinavya’da ve  Akdeniz’de ortaya çıktı. Bizde Ahmet Ümit ve Celil Oker bu tür polisiye yazarları arasında. Bu romanlarda hem nefes nefese bir hikaye var hem de ülkelerde yaşanan olumsuz sosyal gelişmeler ortaya konuyor. Benim de içinde olmak istediğim yer burası. 21. Yüzyıl polisiyesi de böyle bir şey zaten. İçine romansı da tarihi de sokabiliyorsunuz.”

Kiremitçi bu romanları yazarken bol bol otopsi raporu okumuş. Başkomiser Perihan Uygur karakterini ise bir gazete haberinde gördüğü kadın başkomiserden etkilenerek  yaratmış. Yani gerçek bir karaktere çok yakın. Hala da bu kişi Kiremitçi’nin danıştığı emniyet görevlilerinden biri. Özetle yeni polisiye romanlar yüzeyde polisiye ama alt katmanda geçtiği ülkede hangi sorunlar varsa inceleyen yeni bir tür adeta.

Not: Başkomiser Perihan Uygur polisiyelerinin dördüncü kitabı da yolda.

Önceki İçerikŞık Mobilyalar ile Evinizi Yenilemenin Tam Zamanı
Sonraki İçerikAtın Koza’dan “Burası Radyo Şarampol”e Ödül
Ayşe Dural
Saint Benoit mezunu. Bu okulda Fransızca ve İngilizceyi öğrendi ve çok sevdi; özellikle Fransızcayı. Sonrasında Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni bitirdi. Eğitim hayatına İstanbul Üniversitesi İşletme İktisadı Enstitüsü’nde devam etti. Çalışma hayatına Garanti Bankası Halkla İlişkiler Bölümü’nde başladı. Sonrasında dergiciliğe adım atarak Gelişim Yayınları’nda çalışmaya başladı. Türkiye’nin ilk “copyright” dergisi Marie Claire’de çalıştı. Suha Arafat’tan Orhan Pamuk’a kadar pek çok kişiyle söyleşiler yaptı, kadın hakları konusunda araştırmalar yaptı, modayı yakından takip etti. AMICA, BIBA gibi dergilerde çalıştı. Yazı İşleri Müdürlüğü yaptı. 2000-2006 yıllarında The Gate dergisinin yayın yönetmenliği yaptı. Koç Holding’in Bizden Haberler dergisinin yayın yönetmenliğini üstlendi. Daha sonra PR ajanslarında Medya İlişkileri Yönetmeni olarak çalışmaya başladı. Böylece artık haber yapmayacak, ama haberi gazetecilerle paylaşacaktı. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti projesinin medya ilişkileri yönetmenliğini üstlendi. Yasemin Sungur’la birlikte Kültür Sanat Ajansı’nı kurdular. Kitap editörlükleri yaptı. Dural, basında ve halkla ilişkiler konusunda edindiği tecrübe, bilgi ve deneyimi, danışmanlık, eğitim ve seminerler aracılığı ile yeni nesillere aktarmakta ve martidergisi.com için röportajlar yapmaktadır.