Turkuaz kağıtlar kapladı soğuk zemini
Girdaplarla sürüklendi doyumsuz / ulaşılmaz sevgi
Sıcaklığı sardı gök evreni…
Duyguların renklere büründüğü taşkın yeri
Can üflenen katmanlı suyun kalbi
Ufka kazınır aşkın en zarif hâli
Zevk duyumsayan coşkulu boşlukta izi
Ruhunu veren kızıl şafakta…
Zerreciklerle oynayan dalgalarla
Vaktin birini / uzakları yudumladı bezgin cismi
Ak köpükler kadar kendini unutarak
Unutularak tutundu zaman şeridine
Yerleştiği mekanda göçebe bir dal iken
Göremedi ektiği filizlerde olgunlaşan güzelliği…
Dümenin sahibi kaptan…
Okyanus çiçeklerine kaptırdı gönlünü zaman zaman
Onların gözlerinden izledi şeffaf derinliği.
Işıklarla yazdı hayat hikâyesini
Turkuaz kağıtlara
Ay kalemiyle…
Güneş’in dudaklarından dökülen sevgi mürekkebiyle…
Bıkıp usanmadan onu her kaybettiğinde…
Yenilendi düşleri hayal ülkesinin
Yenilendi yeni günün eşsiz ezgileri
Gezdi geceleri saydam bedeni…
Dileğine tutundu
Açıklarda kayboldu
Kavuşana kadar okyanuslar…
İlknur Kaya