Okurun Gözünden – GELENLER / INCOMERS

29. Uluslararası Eğitimde Yaratıcı Drama Kongresi, yaratıcı drama eğitmenlerini, sanat eğitimcilerini, tiyatrocuları, tiyatro bilimcileri, eğitim bilimcileri, yaratıcı drama yapan öğretmenleri ve bu alanla ilgilenenleri buluşturmuştur. Dünyayı ve ülkemizi yakından ilgilendiren “Gelenler” konusunu yaratıcı drama yoluyla tartışmaya açmıştır. 25-28 Ekim 2018 tarihlerinde gerçekleşen kongrenin kitabı, Ömer Adıgüzel, Songül Başbuğ, Serkan Keleşoğlu ve Pınar Özdemir Şimşek tarafından yayına hazırlanmıştır. Gelenler, 2018 yılında PEGEM Akademi tarafından alana kazandırılmış. 576 sayfalık bu eser, sunuş dışında beş ayrı bölümden oluşuyor. 

Uluslararası Eğitimde Yaratıcı Drama Kongresi

Kitabın tamamı, bir taraftan, “gelenler” konusunu çözüme kavuşturabilecek ulusal ve uluslararası sistemlerin hayata geçirilmesi amacıyla kurgulanacak anlamlı bir toplumsal yaklaşım biçiminin, evrensel değerler ve eşitlik ilişkisi içinde ele alınmasını salık veriyor. Diğer taraftan, yaratıcı drama odaklı bir “çemberdeki insan yaklaşımını”, dünya coğrafyasındaki önlenemeyen demografik devinimleri insanlık için faydaya dönüştürmenin bir yolu olarak sunuyor. Her biri bir insanı temsil eden çemberdeki noktalar insana özgü olanı anlatır. Çemberin devamlılığı ve devinimi bütün o noktaların birbirinden güç almasıyla sağlanır. 

Kongrenin sunuş bölümünde amaç “İnsan çemberinde ve etkileşiminde göç, mülteci, iltica kavramlarının yaratıcı drama süreçlerinde tartışılması,” biçiminde tanımlanmış. Bu maçla birlikte, kongre boyunca sorgulanan “gidenler, gelenler, gelmek üzere olanlar, gitmeyi düşünenler, bugün gelenler, çoktan gelmiş olanlar, geride bıraktıkları, yanlarına alabildikleri, geldikleri ya da gittikleri yere sığıp sığamadıkları, geldikleri ya da gittikleri yeri nasıl etkiledikleri” gibi alt başlıklara da değinilmiş.

Kitabın birinci bölümü

  • Dr. Serkan Keleşoğlu açılış konuşmasında katılımcıları Çağdaş Drama Derneği’nin “farkındaysan sorumlusun” sloganına vurgu yaparak selamladığı konuşması.
  • Prof. Dr. Ömer Adıgüzel Türkiye’de 1985 yılından beri bir akademik drama şenliği ortamında gerçekleşen uluslararası drama kongrelerinin, dünyamızın ve ülkemizin sorunları neyse onları odağına alan yaklaşımının altını çizerek teşekkür konuşması.   
  • Prof. Dr. Fatma Bıkmaz’ın “Sanatın, sorunların çözümündeki gücüne değindiği,” karşılama konuşması,
  • Tiyatro Sanatçısı Tamer Levent’in katılımcılara, “Sanat farkındalığı insana insan olduğunu yeniden hatırlatacaktır,” sözleriyle sesleniş konuşması. 

Kitabın ikinci bölümü

Okurlara, kongre boyunca gerçekleştirilen yirmi iki atölyenin raporlandığı metinleri içeriyor. Yabancı ülkelerden misafir edilen drama uygulayıcılarının sekiz atölyesi. Ülkemizde drama çalışmalarını akademik bağlamda yürüten öncülerin on dört farklı atölye çalışması kitabın bu bölümünü oluşturuyor.

1. Atölye: Başka Birisinin Ayakkabısıyla Yürümek – Anna Lena Ostern 

2. Atölye: Bavuluma Sığdıramadıklarım – Prof. Dr. ÖmerAdıgüzel

3. Atölye: Denizkızının Güncesi – Erdem Erem 

4. Atölye: Etkileşim Mekaniği/Tanış-Mak – Seda Özensoy 

5. Atölye: Evden Ayrılmak – David Farmer

6. Atölye: Gitmek ya da Göçmek – Nurhan Aleçakır

7. Atölye: Göç ve Güç – Zeki Özen

8. Atölye: Hiç kimse Bir Ada Değildir – Patrice Baldwin

9. Atölye: İçsel Göçler / Kendine Göç ve Kendinden Göç – Pınar Özdemir Şimşek

10. Atölye: Kültürel Çeşitlilik Bağlamında Akran Dışlamanın Önlenmesinde Drama Yönteminin Kullanılması – Sylvia Jaskulska

11. Atölye: Palyaçoların Göçe İlişkin Bakışı – Daniel Scholtz

12. Atölye: Sanata Evet ile Yeni Bir Dünya – Tamer Levent

13. Atölye: Sözlü/Sözsüz Kültürlerarası Etkili İletişim Uluslararası Akademik Öğrencilerle Drama Çalışması – Mateusz Marciniak

14. Atölye:  Göç Hikâyeleri – Tunay Onursal

15. Atölye:  Tire’den Pire’ye Rembetiko – Ali Öztürk

16. Atölye:  Tiyatrosuz Tiyatro ‘’Gelenler” – Volker Thalmann ve Bahar Gürey

17. Atölye:  Yaratıcı Dans Atölyesi – Özgür Adam İnanç

18. Atölye:  Yaratıcı Dramayla Kültürel Temas Alanlarının Sorgulanması: “Gelenler’e Nasıl Bir Alan Yaratıyoruz” – İhsan Metinnam

19. Atölye:  Sığınmak – Bedia Cicioğlu

20. Atölye:  Hoş geldin Çemberi – Fisun Aykır ve Gökhan Karaosmanoğlu

21. Atölye:  hareketli Dünyalar ile Dans ve Doğaçlama – Nadja Raszewski

22. Atölye:  Gelmek mi Zor Gelenleri Karşılamak mı? – Nihal Kuyumcu

Göç olgusunun nedenlerine, nasıllarına, zorluklarına işaret edilen  atölyelerde katılımcılara

Gelenlerle dönüşümün mümkün ve/veya gerekli olup olmadığının tartışıldığı alanlar açılıyor. Dönüşümün bileşenlerini anlamak, yeniden yapılanabilmek ve bu koşullar altında gereken liderliği gösterebilmek için bir dizi çerçeveyi de birlikte kurgulamalarında kılavuzluk ediliyor. 

Aynı bölümde yer alan, yeniden ve yeniden okunası atölye raporlarının, katılımcılara göç olgusuna dair yeni bir bakış açısı inşa etme olasılığını düşündürme potansiyeli taşıdığını söylemek pekâlâ mümkündür.

Kitabın üçüncü bölümü

“Gelenler meselesi”ni, sadece yurt sahiplerinin mağduriyetiyle ya da istekleriyle kısıtlamıyor. Ezenler ve ezilenler bağlamında, gelenlerin, “hayatı yeniden imar etme” sürecindeki kaygılarını, yeterliliklerini, yetersizliklerini, yoksunluklarını anlamak üzere “sanat ekseninde ve birlikte inşa edilebilecek” yeniden yapılandırmacı bir bakış açısına duyulan gereksinimin altı, kongredeki çağrılı konuşmalarda ve bildiri metinlerinde sunulan örnekler aracılığıyla bir kez daha çiziliyor. Gelenler başlığı altında, “Bir hayatın yeni bir mimarisini yapmanın,” o hayatı içerdiği başka hayatlarla bütünleşik olarak baştan sona yeniden tasarlayıp uyumlu bir toplumsal konuma getirmenin ne denli sarsılmaz bir kararlılık, irade ve adanmışlık gerektirdiği, örnekleriyle desteklenerek açıklanırken, bu açıklama, müze, müze eğitimi, benlik algısı, sığınmacılık, görünmeyen sınırlar ve kültürlerarası duyarlılık kavramları ile de ilişkilendiriliyor.

Kitabın dördüncü bölümü

Gelenler sorunsalı kongre kapanış konuşmalarının yapan konuşmacılar tarafından günümüzün sıkça kullanılan “dünya vatandaşlığı” kavramıyla da desteklenecek şekilde ortaya konuluyor. Bütünleşik bir toplumsal birlik anlayışının insanlığın işine yarayacak biçimde tasarlanabilmesi için onu tasarlayanların duygudaşlığa dayalı bir iletişim kurmasının gerekliliği kongrenin ve kongre kitabının özünü oluşturuyor. Böylesi çok bileşenli, karmaşık bir sistemin tasarımında, planlamanın, işbirliği ve güç birliğinin önemi tematik atölyelerle vurgulanmış ve raporlanmış.

Atölye yöneticisi eğitmenlerin bir kısmı ile yapılan röportajlar, kongrenin basın-medya kuruluşlarında yansımaları, kongrenin afişi, kongre programı ile Drama-Tii ve Eğitimde Yaratıcı Drama Topluluğu, EYAT’ın kongreye şakacı katkıları da kitabın beşinci ve son bölümünde yerini almış. 

İnsan odaklı bir sistemin tasarımı, bu sistemi kullananların özelliklerini yansıtır. Bu tasarımlarda zamanla verimsizlik oluşmaması için öncelikle “gelenlerin ve gidenlerin” ve onları var eden insana değin gereksinimlerin etraflıca kavranması gerekir. Bu kavrayış bizlere çeşitli sebeplerden kaynaklanan “gelişlerin ve gidişlerin” yol açtığı o önünde durulamayan demografik devinimlerin ve değişimlerin, geleneksel değişim anlayışının sınırlarında gerçekleşemeyeceğini açıkça göstermektedir. İnsanlığın tekrar insan olduğunu hatırlaması ve bu verimsizliği kırması için sanat temelli çemberlerde daha sık buluşması gerekmektedir. PEGEM Akademi 2020 yayınlarından, 29. Uluslararası Eğitimde Yaratıcı Drama Kongresi, Gelenler kitabının içeriği, sunduğu bu sanatsal bakış açısından hareketle, ihtiyaç duyulan toplumsal dönüşümün olası aşamalarını ve dönüşümü gerçekleştirmek için sahiplenilmesi gereken insani değerleri ve ilkeleri, farklı disiplinleri bir araya getiren bir anlayışla ele alıyor. 

Sonuç

Toplumsal barış dili ekseninde bir değişim ve dönüşüm penceresinden bakıldığında, bu kitap, okuyucusunu, “gelenler” olgusunu önyargıların, güvende hissedememe, duygusunun, eşitsizlik, ayrımcılık, ötekileştirilme davranışlarının ve belirsizliklerin yarattığı iklimlerin kıskacında “var olmaya çabalayan” insan bağlamında yeniden düşünmeye, yaşamın değişimine uyum sağlayabilmek için gayret etmeye çağıran bir davetiye gibi. 

Kitabın, hem yaratıcı drama alan yazınına kazandırılmış olması hem de önerdiği disiplinler arası örneklerin tek bir kaynakta bir arada incelenmesine olanak sağlaması açısından önemli olduğunu düşünüyorum.

Fatma Esin Kalyoncu Aslan

Önceki İçerikKalitesiz Uyku En Büyük Sağlık Sorunu
Sonraki İçerikİstanbul’un Verdiği İlhamla: Lavandist