Şili’de Gezilecek Yerler, Bilinmesi Gerekenler

Harika bir dağlık bölgede, deniz seviyesinden 4570 metre yükseklikte yer alan Chungara Gölü, bölgenin en yüksekte yer alan gölü. Maksimum derinliği 33 metre. Çevresi, her yönden karlı dağ tepeleri ile çevrili. Gölün bitişiğindeki alan, 130’dan fazla kuş, hayvan türü ve nadir bitkilerin yuvası; zarif pembe flamingolar dahil.

Şili Bayrağı üç ana renkle tasarlanmış, bir yatay, bir dikey çizgiden meydana gelmiş bir bayrak. Mavi gökyüzünü, kırmızı bağımsızlık için dökülen kanı ve kahramanlıkları, beyaz And Dağlarındaki karı, yıldız ise onuru ve ilerlemeyi simgeliyor.

Size Şili için bilmeniz gerekenler listesi hazırlamaya çalıştım.

-Şili’ye seyahat etmek için vize gerekmiyor. Ancak valiz ve el bagajlarında yiyecek taşımak kesinlikle yasak. Şili’ye meyve, sebze, tohum, peynir zeytin sokmak yasak. Güvenlik köpeklerini tüm valizlerin üstüne salıyorlar.

-Yüksek rakımlara çıkmak için Coco çayı içmeniz öneriliyor fakat tansiyon ve kalp sorunları olanlar içip içmemek konusunda doktora danışmalı ve yüksek basınca karşı yanlarında ilaç bulundurmalı. Varis çorapları, kan sulandırıcılar vs. de gerekebilir.

-Uzun uçuşlar yapacağınız için kıyafetlerinizi iyi ayarlayın, sıcak olduğunda üstünüzü değiştirebileceğiniz şekilde tedbirli olun. (Dışarısı sıcak, uçak serin). Uçak için yanınızda çorap, terlik bulundurun. Şiş ayaklar ciddi sorun.

-Yine uçakta, yollarda yanınızda atıştırmalık ufak tefek şeyler bulundurun.

-Mevsim bizde kışken Şili, yaz mevsimini yaşıyor gibi. İnanmak zor ama şortunuzu da yanınıza alın. Hatta Pasifik Okyanusu’nda denize dahi girebilirsiniz.

-Gezerken yanınızda fazla para, değerli şeyler bulundurmayın. Kapkaç olayları epey yaygın.

Şili Gezilecek Yerler

Torres del Paine Ulusal Parkı, San Pedro de Atacama, Santiago, Valparaiso, Şarap Vadileri, Chiloe, Pisco Elqui, Carretera Austral, Paskalya adası, Tierra del Fuego, Lauca Ulusal Parkı, Puerto Varas, Cajon del Maipo, Pucon, Portillo.

Sonuç olarak Şili Güney Amerika’nın en gelişmiş ülkesi. Şili aklıma geldiğinde nefis kokteyli “Pisco Sour” tadıyla gülümsüyorum. Geziye buradan başlamak doğru olmuştu zira karayolu ile Bolivya içinden geçerken yüksek rakımlı yerlere çıkarak ciğerlerimizi alıştıracaktık. Bu da bize Peru’da rahat nefes aldıracaktı. Ters rota yapmış olsaydık direkt yüksek rakım şoku geçirirdik. Alışarak gitmek yüksek basınca karşı bizi korumuş oldu.

Gelecek yazımda Bolivya’yı, sonraki ay Peru-Machu Picchu’yu anlacatacağım. Yazarken tekrar o saniyeleri yaşıyor olacağım. Örneğin, Bolivya Şili hududu, AND dağları zirvelerinde La Raya geçidi, 4400 Metre yüksekliği ile nefesimizin yükseklikle imtihan edildiği yerdi. Heyecanlı değil mi?

Şimdi yazımı Pablo Neruda’nın o meşhur dizeleriyle bitireyim istiyorum: “Yavaş yavaş ölürler, seyahat etmeyenler, yavaş yavaş ölürler okumayanlar, müzik dinlemeyenler, vicdanlarında hoş görmeyi barındırmayanlar.”

Kendinizle yapacağınız nice seyahatlere sevgilerle, BilgeCE

Bilge Öztoplu

Bu yazının ilk bölümünü şuradan, ikinci bölümünü ise buradan okuyabilirsiniz.

Önceki İçerikGökkuşağı Renklerinde Bloklar
Sonraki İçerikKöln Gezi Notları – 2