İnternet ülkemizde 1993 yılından itibaren, önce üniversitelerde ve büyük şirketlerin stratejik birimlerinde kullanılmaya başlandı. Araştırma ve geliştirme konusunda sınırsız kaynaklara saniyeler içinde ulaşım imkanı sağlayan internet, öncelikle öğrenciler ve akademisyenler için ciddi bir kolaylaştırıcı olarak görüldü. Zaman içinde şirketlerin her birimine ve nihayetinde evlere ulaşan internet, kısa sürede haber alma, haber yayma, eğitim alma, ticari faaliyet yürütme ve alışveriş imkanlarına kadar kullanıcıya pek çok kolaylık sağlama özelliği ile vazgeçilmez hale geldi. Günümüzde artık hepimiz için internetsiz yaşam neredeyse oksijensiz kalmış bir bedenle denk durumda.
1993 yılında cep telefonunun yaygınlaştığı ülkemizde yazılı mesajlaşma sistemi ile de tanışmış olduk. Bununla beraber 2006 yılında sosyal ağ Facebook, 2009 yılında internet üzerinden mesajlaşma sistemi Whatsapp, 2012 yılında ise İnstagram hayatımıza dahil oldular. Facebook’ta kişiler kendi özel sosyal ağlarını oluşturarak adeta sanal kasaba meydanları kuruyorlar. Zaman tüneli aracılığı ile istedikleri an istedikleri paylaşımları yayınlayabiliyor ve listesindeki herkesin takip etmesini sağlayabiliyorlar. İnstagram’da ise yine takipçi listesi arttırılarak özellikle görsel paylaşımlar daha çok kişiye ulaştırılabiliyor. Whatsapp’ ta ise cep telefonları üzerinden istenilen anda istenilen sürede telefon listesindeki istediğimiz herkesle internet aracığıyla sesli, görüntülü ve yazılı iletişim imkanı sağlanabiliyor. Uzağı yakın eden internet bunca olumlu imkanı sunarken bir yandan da kullanıcıların bilinçsiz kullanımı ile bir facia haline de dönüşebiliyor. Sosyal medya zaman içinde; bilinçsiz paylaşımlar, tacize varan olumsuz yorumlar, zamansız iletişim kurma isteği, özel hayatın ihmali ve gizliliğinin korunmaması gibi pek çok sorunla karşı karşıya kalınan adeta bir karmaşa meydanı haline geldi. Yüz yüze iletişimde dikkat etmemiz gereken görgü kurallarının sanal dünyada yeri yok mu?
İnternette iletişim kurarken dikkat etmemiz gereken kurallar aslında uzun zamandır hayatımızdalar. ‘Netiquette’ yani Türkçe karşılığı ile ‘Netiket’, insanların fiziksel yaşamlarında içinde bulundukları grupla iletişiminde dikkat etmesi gereken kuralların sanal mekanlarda da sürdürülebilirliği üzerine bir kavramdır. Henüz netiket üzerine kesinleşmiş kurallar üzerine bir ortak uzlaşım yoktur. ‘Kırmızıda durulur, yeşilde geçilir,’ gibi evrensel bir kural haline gelememiştir. En son 2019 yılında Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ersin Töreci netiket konusunda Türkiye Bilişim Vakfı tarafından hazırlanan kuralları duyurmuştur. İnternetten mesaj, elektronik posta, sosyal medya kullanımı gibi pek çok sanal iletişim kuralını içeren kurallar şu şekilde sıralanmaktadır:
- Toplum karşısında kendinize yakıştırdığınız tavrı, internetin sanal ortamında da sürdürün, kimliğinizi saklayabileceğinizi umarak gerçek yaşamınızda benimsemediğiniz davranışları sergilemeyin.
- Düşüncelerinizi dile getirirken olumlu yaklaşmanın ve nazik bir ifade kullanmanın sağduyunun gereği olduğunu hatırlayın.
- Tartışmaların özelleşmesine ve kişiselleşmesine yol açmayın.
- İnsanları duygusal yönden zedeleyici ve rahatsız edici iletilerin yayılmasına olanak vermeyin.
- Kişilerin istemleri dışında iletiler alarak rahatsız olmalarını elinizden geldiğince önleyin, buna neden olmayın.
- Size gelen bir maili, başkasına aktarmak istediğinizde, bu iletiyi size gönderenin bunu isteyip istemediğinden emin olun.
Anlamsız İletiler Göndermeyin
- İletişim kurarken, anlamsız sayılacak gereksiz iletiler göndermeyin.
- Bilgilendirmek ve gelişmelerden haberdar etmek için sürekli bir elektronik bülten göndermek istediğinizde, gönderdiğiniz kişinin bu dağıtım ya da duyuru listesinde kalıp kalmama isteğini ilk duyurunuzda belirtebilmesini sağlayın, kalma isteğini belirtmeyenleri bir daha rahatsız etmeyin.
- Bir web sitesinde yer alan uzunca bir metin ya da belgeyi e-posta ekinde göndermeyin, bu metin ya da belgenin adresini ve konusunu belirtip, buraya erişilip bakılabilmesi için sanal adresini vermekle yetinin.
- İleti trafiğini yoğunlaştıran gönderimlerde bulunanları uyarın, ısrarcı olanlara karşı alınması gereken yasal önlemlerin oluşmasına katkı yapın ve yaptırımların uygulanmasına destek olun.
- Açık kimliğinizi, geçerli bir gerekçeniz olmadıkça gizlemeyin.
Kimliğin önem taşımadığı durumlarda görüş ve düşüncelerinizi anonim olarak açıklamayı uygun buluyorsanız bunu kötüye kullanmadan özenli yapın.
Her zaman yanıtladığınız iletinin konu başlığını koruyarak yanıt verin.
Ne demek istiyorsanız ona karşılık olan, yanlış anlaşılmalara yol açmayacak düz ve yalın deyişlerle düşüncelerinizi aktarmaya çalışın.
Israrcı Olmayın
- Özellikle tartışma listelerinde daha önce değinilmiş konuları ek bir katkıya yol açmayacaksa üstelemeyin, ortaya çıkmış bir sonucu görmemezliğe gelerek kendi düşüncenizi kabul ettirmede ısrarcı olmayın.
- Gereksiz yere büyük harfler ile yazışmaktan, sık sık özel simgeler kullanmaktan, esprili ya da alaycı anlatımlardan kaçının.
- İyelik haklarını zedelememeye özen gösterin, başkasının veri kaynaklarını, düşüncelerini ve yazılımlarını kendinizinmiş gibi sahiplenmeye kalkışmayın.
- Başkalarının kişilik haklarına ve özel yaşamına saygılı olarak kişilerle ilgili karalayıcı yorumlarda bulunmayın.
- İnternet ortamının sağladığı olanakların yasadışı biçimde insanlara zarar verme, başkalarının işlerini engelleme, gizli ve kişisel bilgilerini ele geçirip yararlanma, her türlü sahtekarlık, yolsuzluk, dolandırıcılık ya da hırsızlık gibi kötü amaçlı kullanımına yol açmayın ve göz yummayın.
- Kendinizin ya da temsilcisi olduğunuz ürün ve hizmetlerin reklamını yapmayın.
Güvenlik zedeleyici ve bozucu girişimlere karşı alınması gereken önlemlere uymaya özen gösterin, bu konuda bir kuşku duyduğunuzda doğrudan internet servis sağlayıcınıza ya da kurum sorumlunuza durumu bildirerek, önlem alınmasına yardımcı olun.* - İnsana ve topluma dair oldukça iyi detaylandırıldığını düşündüğüm bu kuralların, geniş kitlelerce benimsenmesi dileğimle.
Didem Yeşim Pektok
*NTV Haber Sitesi 23 Nisan 2019 tarihinde yayınlanan haberden alınmıştır.