Koronavirüse Karşı Bağışklığımızı Kuvvetlendirmek İçin Nasıl Beslenelim?

Koronavirüs hepimizin hayatını çok etkiledi ve etkilemeye de devam ediyor. Vaka sayıları ve ölüm sayısının artmasıyla herkese endişe yaratıyor. Koronavirüse yakalanma riskimiz de şu günlerde çok yüksek görünüyor. Besin Alerjisi Derneği üyesi Alerji Diyetisyeni Ecem Tuğba Özkan, koronavirüse karşı bağışıklığımızı yükseltmek için nasıl beslenmemiz gerektiğini çok detaylı bir şekilde anlattı.

Koronavirüsünden korunmak ve hasta olduktan sonra iyileşebilmek için etkisi netleşmiş mucize bir besin yoktur. Ancak yapılan çalışmalar sonucunda bağışıklık sistemi güçlü bireylerde hastalık riskinin düşük olduğu görülmüştür.

Doğru beslenme ve sıvı alımı hayati önem taşır. Dengeli beslenen insanlar, daha güçlü bağışıklık sistemleri, daha düşük kronik hastalık ve bulaşıcı hastalık riski ile daha sağlıklı olma eğilimindedir. Bu yüzden vücudunuzun ihtiyaç duyduğu vitamin, mineral, diyet lifi, protein ve antioksidanları almak için her gün çeşitli taze ve işlenmemiş yiyecekler yemelisiniz.

Fazla kilo, obezite, kalp hastalığı, felç, diyabet ve belirli kanser türleri riskinizi önemli ölçüde azaltmak için şeker, yağ ve tuzdan kaçının. Sağlıksız ve dengesiz beslenme, yetersiz uyku, enfeksiyon riskinde artışa ve hastalık sürecinde kişilerin iyileşmesinde gecikmeye neden olmaktadır.

Bağışıklık Sistemimizi Güçlendirmek Altın Değerinde Bazı Öneriler

Öğünlerinizde çeşitliliğe önem verin: A, C, D, E, B 2, B 6, B 12 vitaminleri, folik asit ve demir, çinko, bakır gibi eser elementlerin yetersiz alımı  bağışıklık sistemini tehlikeye atar ve kişileri enfeksiyonlara yatkın hale getirir, bunun için her öğün tabaklarda besin çeşitliliği sağlanmalıdır.

Besinlerin temizliğine önem verin ve iyi pişmiş olmasına dikkat edin: Koronavirüsün gıdalarla bulaştığına dair bir bulgu olmasa da gıda hazırlama süreçlerinde temizliğin en üst düzeyde sağlanması, et ürünleri başta olmak üzere; pişen tüm yiyecekler iyi pişmiş olarak tüketilmelidir.

Yumurta ve süt ürünleri tüketin: Yumurta ve peynir uygun koşullarda saklandığında uzun süre dayanabilen ve kaliteli protein içeren besinlerdir. Vücudun hastalıklara savaşabilmesi için her gün yeterli protein alınması gerekmektedir. Ayrıca probiyotik takviyeli yoğurtlar ve kefir gibi ürünler de bağışıklık sistemini destekleyici etki gösterdikleri için her gün tüketilmeli.

Kompleks karbonhidrat içeren gıdalar tercih edin: İyi bir glisemik kontrol, enfeksiyon riskini ve şiddetini azaltmaya yardımcı olur. Bu süreçte kompleks karbonhidrat tüketimi kan şekerindeki dalgalanmalara engel olur, iyi glisemik kontrol, pnömoni olasılığını da azaltır. Basit karbonhidrat olan beyaz undan yapılmış ekmekler  yerine kompkeks karbonhidrat içeren tam tahıllı gıdalarla yapılan ürünler tercih edilmelidir. Örneğin normal ekmek yerine tam buğday ekmeği, pirinç pilavı yerine bulgur pilavı, mısır ekmeği yerine yulaf ekmeği tercih edilebilir.

C vitamini önemli: Narenciye grubu meyveler ve yeşil yapraklı sebzeler bağışıklık sistemini destekleyici C vitamininden zengin olduğu için bu meyvelerin tüketimine ağırlık verilmeli, salatalara taze limon sıkılmalı.

Balık tüketin: Balık, kırmız et ve kümes hayvanlarına kıyasla daha fazla yağ içerebilmesine rağmen genel olarak aynı miktardaki diğer etlerden daha az enerjiye sahip olduğu için tüketiminin artırılması gereken yiyeceklerdendir. Bu sebeple haftada en az 2 gün, mevsimine uygun, yağlı balık tüketilmesi faydalı olacaktır.

Zararlı yağlı gıdalardan uzak durun: Yemeklerde doymuş yağlar (örneğin yağlı et, tereyağı, hindistancevizi yağı, krema, peynir, gibi) yerine kalp ve damar sağlığı için koruyucu olan doymamış yağlar (örneğin balık, avokado, fındık, zeytinyağı, soya, kanola, ayçiçeği ve mısır yağı) tüketilmesi faydalı olacaktır.

Gıdaları taze tüketin: Önemli vitaminlerin kaybına yol açabileceğinden sebze ve meyveler fazla pişirilmemeli, konserve veya kurutulmuş sebze ve meyve kullanırken, tuz veya şeker eklenmemiş çeşitleri seçilmelidir.

Tuzdan kaçının: Hipertansiyon veya böbrek hastalıklarına olumsuz katkı sağlayabileceği için günlük tuz tüketimi 5 g’dan (yaklaşık 1 çay kaşığı) düşük olmalı ve iyotlu tuz kullanılmalıdır

Evde yemek yemeyi tercih edin: Diğer insanlarla temas oranınızı azaltmak ve koronovirüse maruz kalma olasılığınızı azaltmak için evde yemek yemeyi tercih edin. Restoranlar, kafeler gibi kalabalık sosyal ortamlarda hijyen her zaman mümkün değildir. Enfekte kişilerden gelen damlacıklar yiyeceklere bulaşabilir.

Bol su tüketin: Günde 2-2.5 lt su tüketimi önerilir. Bol su tüketmek fazla zararlı maddelerin vücudumuzdan atılmasına, mineral dengesi ve tansiyon dengesi için faydalı olacaktır.

Zerdaçal ve karabiber: Yetişkin yaşta olanlar baharat olarak günde 1 tatlı kaşığı zerdeçal ile beraber karabiber tüketilmesi antioksidan etkilerinden dolayı faydalı olacaktır. Zerdaçal ve karabiber birlikte kullanıldığında daha fazla antioksidan etki göstermektedir.

Bağışıklık Sistemimizi Güçlendirmek İçin Örnek Beslenme Programı 

Kahvaltı

  • Kuşburnu veya ekinezya çayı
  • Haşlanmış yumurta
  • Beyaz peynir
  • Zeytin veya ceviz içi
  • Avokado
  • Bol yeşillik, kırmızı veya yeşil biber
  • Tam buğday ekmek

Öğle

  • 90 g et  (haftada 2 gün balık, 3 gün beyaz, 2 gün kırmızı et)
  • Haşlanmış, zeytinyağı ilaveli sebze yemeği (brokoli, tatlı patates, karnabahar, havuç)
  • Bulgur pilavı
  • Salata (marul, havuç, maydanoz, limon suyu)

İkindi

  • 3-4 yemek kaşığı yulaf
  • 1 su bardağı süt
  • 1 adet meyve (kivi, turunçgiller, nar)
  • 1 avuç içi kadar yağlı tohum, kabak çekirdeği

Akşam

  • Balkabağı çorbası/mercimek çorbası
  • Kıymalı sebze yemeği (haftada 2 gün kıymalı kurubaklagil yemeği)
  • 4 yemek kaşığı yoğurt (mümkünse probiyotik takviyeli)
  • Limonlu mevsim salata
  • Tam buğday ekmeği

Alerj Diyetisyeni Ecem Tuğba Özkan son olarak beslenmemizin düzenli olmasının bizleri koronavirüse karşı daha kuvvetli olmamızı sağlayacağını ve bu nedenle dengeli ve düzenli beslenmenin çok önemli olduğunu belirtti.

Önceki İçerikŞiirlerin Yalnız Kızı Emily Dickinson 190 Yaşında!
Sonraki İçerikBetül Mardin Seminerleri Başlıyor: “Toplumsal Uzlaşma ve Halkla İlişkiler”