Dünyayı Değiştiren Ergenler

Senelerdir liderlik eğitimlerini yetişkinlere veriyoruz. Kurumlar da, bireyler de milyonlarca lirayı liderlik becerilerini geliştirmeye harcıyorlar. Oysa yeni nesil liderler bu eğitimleri almadan, yaşadığımız dünyanın acımasızlığını sineye çekmeden güçlü güçlü seslerini duyuran ergenler. Öyle güçlüler ki, seslerini bizlerin dünya lideri dediğimiz, kendilerinden çokça yaş büyük politikacılardan devlet başkanlarına kadar duyurabiliyorlar.

Bu yeni nesil liderler arasından dördünü sizlerle tanıştırayım. İlki ve belki de en çok tanıdığımız, Malala Yousafzai. Kızların serbestçe okuması gerektiğini, eğitimde eşitliği 12 yaşında dillendirmeye ve yazmaya başladığı için 15 yaşında Taliban tarafından başından vuruldu ve 18’ine gelmeden Nobel Barış Ödülü’nü aldı.

Emma Gonzales. Okuduğu lisede gerçekleşen ateşli saldırı sonucu 17 kişinin hayatını kaybetmesinin ardından, “March for our Lives” inisiyatifi ile ateşli silah kullanımının kontrolü konusunda ABD Başkanı ve senato üyelerine kafa tuttu.

Amika George. Bir gün gazetede, Leeds’de yaşayan düşük gelirli ailelerin kızlarının ped alacak paraları olmadığı için adet dönemlerinde okula gidemediklerini okudu. Ve sonra  #freeperiods kampanyası ile İngiliz hükümetini ihtiyacı olan genç kız öğrencilere ücretsiz hijyenik destek sağlamaya ikna etti.

Son olarak, hakkında evvelce de yazdığım Greta Thunberg. “Fridays for future” inisiyatifi ile iklim değişikliğine dikkat çekmek için, tüm dünyadaki öğrencileri cuma günleri protesto amacıyla okula gitmemeye ikna ederek küresel ısınmaya dikkat çekti.

Ve daha da çok var. Her biri beni çok heyecanlandırıyor ve gelecek için gerçekten ümitlendiriyor. Seslerini, duruşlarını, akıllarını, öngörülerini, korkusuzluklarını ve dürüstlüklerini çok seviyorum. Yeni nesil liderlerin sahip olmaları gereken en temel özelliği bizlere yeniden hatırlatıyorlar: Saygı. Kendine, çevrene, farklılıklara, bir arada yaşayabilme hakkına saygı. En büyük değer bu.

İyi ki geldiler dünyamıza kristal çocuklar.

Onlar, yeni nesil liderler…

Ece Sueren Ok

Önceki İçerikYasemin Sungur’la Hayat, Edebiyat, Sohbet, Yazı Atölyesi
Sonraki İçerikPera’ya “Aralıktan Bakmak”
Ece Süeren Ok
Ömür boyu gelişim için öğrenmeye düşkün, hareket etmeye tutkun ve paylaşmayı seven, zaman zaman yorucu ve zorlayıcı, yüksek enerjili Anne, İş kadını, İK aşığı , Sporcu ve hep çocuk. Doğduğundan bu yana hep seven ve de sevildiğini hissetmenin vermiş olduğu şans ile 1992 de başladığım kariyerimde sevdiğim yerde sevdiğim işi yapma şansını yakalamış olan ben, 2010 yılında hayat amacımı netleştirdikten sonra daha çok fayda yaratmak için çalışıyorum.