“anne”

kuşlar, gökyüzünde özgürce süzülür
bulutlar yastık
mavinin her tonuyla ışıldayan kanatlarına
renkler bilmediğimiz diliyle
evrenin sırrını anlatır

bir çocuk elinde kurdeleler
oynar pembe, mavi, sarı
renk ahenk düşlerinin içinde
annelik sevgiyle yürünen bir yol
bebek adımlarıyla hayata adanmış ritim

hayat
su gibi akıyor
esiyor bazen meltem, bazen poyraz
besliyor bereketiyle tohumları toprak
suyla buluşuyor tohum, dönüşüyor
ateş bir kıvılcımla başlıyor
havanın devinimiyle gücünü topluyor
alev oluyor, yanıyor
güneş olup ışık saçıyor
karanlıkta aydınlık oluyor
kor olup içinden yanıyor
kül olup sönüyor, uçuyor

yol, yolculuk, sonsuzlukta döngü
gelincikler, papatyalar, yoncalar
güller ve dikenleriyle bezenmiş

her an
bir şiir sözcüklerin sihriyle
bir şarkı notaların ritmiyle
seçim senin, seç ne istersen seç
hisset, fark et, oku, sorgula
öğren, bil, hatırla, unut, dinle
yürü, koş, dur, dinlen
şarkı söyle, dans et

tüm duygularla yoğrulmuş sevgiyle
sonu olmayan öyküler yazılsın
vedalar son değil, yeni bir başlangıç olsun

Yasemin Sungur
12 Mayıs 2024, İstanbul

Önceki İçerikİlham Veren Filmler “İyilik Kazansın”
Sonraki İçerik“Ben Halkın Sanatçısı Değil, Halkım” Müjdat Gezen
Yasemin Sungur
Yıllar önce okul dönemimin bittiğini söyleseler de ben hayatın tutkulu bir öğrencisi ve seçip aldıkları, özünden kattıkları ile sen izin verirsen ben bir rehber. Ben bir Özgür Martı. Ben bir düşleyen. Kanatlarım ile gelişime, paylaşıma ve değişime keyifle uçarım. İçimizde yaşayan gerçek Martı Jonathan’lara ulaşmak için MartiDergisi.Com’u uçurdum. Şimdi hep birlikte uçuyoruz. Kitapdaşlarımla birlikte Kitap ile Sohbet ederim ve onları İstanbul Oyuncak Müzesin de baş konuk olarak ağırlarım. Oyun oynamayı bırakmadım. Hayatı kelimeler ile anlatmayı, yazmayı ve onların büyüsüne kapılıp Yaz(ı) Kamplarımı keşfe dönüştürmeyi bilirim. Harekete Geçmeyenleri enerjimle uyandırırım. Sevgiyle nefes alıp, şiirle güne başlarım. Aşk ile Can oğlum ve Ceren kızımla, evrende hayat bir başka güzel. Şükür...