Okurun Gözünden: Dolunayın Özgür Kadınları

“Hastalandım, halam geldi aman kimse duymasın.”

Dolunayın Özgür Kadınları, Timaş yayınları popüler bilim serisinden 2021 yılında yayınlanan, biyolojik gerçeklerin utanılacak, saklanacak şeyler olmadığının vurgusuyla yerleşmiş yargı kalıplarını eleştiren özgür ruhlu bir kitap olarak raflarda okunmayı bekliyor. Kitap, başarılı kapak tasarımı yanı sıra 160 sayfa ve dolunay, küçülen ay, son dördün, karanlıkta ay, yeni ay, hilal, ilk dördün ve büyüyen ay bölümlerinden oluşuyor.

Dr. Ayşe Duman’ın 2014 yılında yayınlanan Kadınlığın Keşfi, 2016’da Kolay Doğum kitaplarından sonra 3. Kitabı olan “Dolunayın Özgür Kadınları” kadın bedenindeki biyolojik döngüyü, ayın 29 günlük döngüsel fazları ile eşleştirerek anlatmaktadır. Beden orkestrasının mükemmelliğine ayın değişen formlarının eşliğini ve uyumunu gerçeklik duygusundan ayrılmadan açıklamaktadır. Mensturasyonun, kadının kişilik oluşmu, sosyal davranış geliştirme, cinsel hayat ve doğurganlık hallerine bağlantısını utanma, gizleme, yok sayma gibi tanımlamaları sorgulayarak yanıtlar oluşturarak, okuru bilgilendirir.

Kitapta, sorgulama ve bilgilendirme birlikte harmanlanmakta, bedenin farklı organlarının birlikte uyumlu çalışması tıbbi tanımları ile açıklanıyor. Kitabın giriş bölümünde okuyucu kitap boyunca kendisine eşlik edecek tıbbi kavramları en yalın haliyle öğreniyor.

Kitabın bütünleşik tıp yaklaşımıyla farmakoloji tıbbına eleştirisi, kadının kendi bedenine hayretle, sevgiyle, gülümsemeyle bakabilmesine katkı sağlamayı amaç edinmiş görünüyor. Sayfalar arasında ilerlerken yazarın derin profesyonel gözlem ve incelemesine tanıklık edilir.

Kitapta menstural döngü ile eril enerjinin kadın cinsiyeti üzerindeki gücü sorgulanmakta ve kadının inançların tutsaklığından kurtulmasının kendisine kavuşması, özgürlüğüne adım atması olarak tanımlanır. Satır aralarında kendi bedeni ile ilgili tüm seçim haklarının kadında olması vurgulaması eğitici bir üslup ile okura aktarılır. Eril güç sessiz, fedakâr, kendini yok sayan, ihtiyaçlarını dillendirmeyen kadını meziyetli olarak tanımlıyor eleştirisini yapar.

Kitap gün gün ovülasyona bedenin biyolojik, fizyolojik ve ruhsal hazırlığını dünyanın ve doğanın hazırlık örnekleriyle aktarmaktadır. Yazar “denge zıtlıkların birlikteliğinden çıkar, cinsiyetlerin cinsel arzusu dengeyi sağlar. Denge şifayı, şifada zıtlıkların son bulmasını sağlar” diye tanımlar.

Yaşama coşkusu ile beden sahnesinde tüm organ ve hormonların sırasını beklediği biyolojik ritim tam bir uyum ve iletişim ile çalıştığını hormonlar ve etkileri üzerinden açıklar. Örneğin, ayın küçüldüğü hormonların en düşük düzeyde olduğunda premenstural dönem işaretlerini kadının aynada kendini beğenmediği, saçın makyajın istediği gibi olmadığı halleri ile bizlere hatırlatır.

Kadının kendine yaklaşma ve özgürlük algısını geliştirmesi yolunun dış seslere kulağını kapamasıyla mümkün olacağını, düşünce gelişiminin dışarda değil içeride, kalabalıkta değil tek başına, aydınlıkta değil karanlıkta gerçekleşeceği savını ortaya koymaktadır. Yeni ve modern bütünleşik tıp kavramları, nöroplastisite vurgusu ile zihnini değiştir-duygun değişir- bedenin değişen duruma uyumlanır ve duyguların arkasındaki dünya görünür hale gelir diye tanımlar.

Kitabın sonuç bölümünde ise kadını iyileştirme reçetesi ile okura güçlü bir moral desteği sunmaktadır. Dolunayın Özgür kadınları farklı yaş gruplarında ve cinsel olgunluğun farklı aşamalarında olan tüm kadınlara kişisel sorgulamaları da içeren eğitsel bir bakış açısı sunar. İhtiyaç duyulduğunda sade anlatımı ile tüm zamanlarda kadına rehberlik eder.

Keyifli okumalar.

Ayşem Kaya

Önceki İçerikSahne Üstünde Kadın Dayanışması, Bir Arada Üretim ve Güçlenme
Sonraki İçerikRegl, Ayhali, Aybaşı, Menstüral Döngü, Hangisi?
Daimi şiirinde “Ne olsa kışın sonu bahardır” demiş. Bende İstanbul’da bir Mart ortası dünyaya geldim. İlk, orta lise eğitiminden sonra İstanbul Üniversitesi tüm yaşantımı kapladı.2018 yılında üniversite bölündükten sonra İÜ-Cerrahpaşa ile moleküllerin, reaksiyonların bize söylediği sağlık şifrelerini çözmeye devam ediyorum. Yüksekokulda farklı disiplinlerin akademik eğitimde rol almak keyifli, eğitici ve oldukça öğretici bir süreç olarak hayatımı dolduruyor. Yazmayı, okumayı, neşeli şarkılar söylemeyi seviyorum. Kız çocuklarının eğitimini toplumu yönlendiren kadındır duygusu ile önemsiyorum. Sosyal fayda olarak kız çocuklarının eğitimi ve toplumda satranç eğitiminin yaygınlaşması için dernek çalışmalarına devam ediyorum. Ben kendimi yaşam boyu öğrenen, öğrenci gibi görmeyi seviyorum. Öğrenme yolculuğumda “taşı kıran suyun sürekliliğidir” felsefesi ile hayata ve kendime kararlılıkla yol alıyorum.