Berkan Çelik, Çorbada Tuzun Olsun Projesinin öncülerinden biri. Özel bir şirkette mimar olarak çalışıyor. Evli ve bir çocukları var. Eşi, kucağında bebeği ile Berkan Beye ve evsizlere destek oluyor. Ana-oğul, karı-koca, öğrenci, iş adamı, sanatçı gönüllü birçok insan, 2 yıl boyunca geceleri evsiz dostlarımız için çorba dağıtımı yapıyor ve seslerini duyurmak için de çalışmalarına ellerinden geldiğinde devam ediyorlar. İşi olmayan evsizlere iş imkanı da sağlayan gönüllülerin en büyük düşlerinden biri; evsizlerin barınabilecekleri alanlarının olması ve tüm yetkililerden bu anlamda destek bekliyorlar…
Berkan Bey ile saat 22:00 de Taksim Gezi Parkı’nda buluştuk ve röportajımızı burada gerçekleştirdik.
Çorbada Tuzun Olsun Projesini anlatır mısınız? Bu projeyi kimler yürütüyor?
Dışarıda birçok evsiz var ve evsiz dostlarımıza “yanınızdayız” diyebilmek ve bir tas çorba verebilmek için bu projeyi başlattık. Çorbada tuzun olsun projesini duyarak buraya gelen ve giderek çoğalan gönüllüleriz. Önceleri haftanın belirli günleri geliyorduk şimdi her gece buradayız. Bugün Çorbada Tuzun Olsun kendi başına bir insiyatif gibi oluşmuş durumda. Kendi logosu, kendi gönüllüleri olan bir gönüllüler grubu haline geldik. Aslında daha da çok kişi olalım ve Türkiye’nin her yerinde evsizlere yardımcı olalım istiyoruz çünkü olması gereken bu.
Türkiye’de ve İstanbul’da ne kadar evsiz var biliyor musunuz?
İstanbul’da 10 bin kadar evsiz var. Türkiye çapında tahminen 70- 80 bin evsiz var. Çünkü ne yazık ki bu yönde yapılan herhangi bir çalışma yok. Evsizler yokmuş gibi davranıyoruz, biz de buna karşı bir farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz. Çorba dağıtımı birçok gönüllü için bir farkındalık aslında. Çünkü Türkiye’de evsiz insanlar somut olarak var ve ben de, bizler de yarın bu durumda olabiliriz. Ev kirasının askeri ücretin yüksek olduğu bir toplumda yaşıyoruz, bu hepimiz için zor, yarın hepimizin evsiz kalma ihtimali var. Buradaki insanlarla konuşursanız aralarında Rolling Stones dinleyen insanlar da bulacaksınız.
Yadigar Ejder bu parkta yaşadığı dönemde öldü. Onun dışında Mehmet Akif Ersoy’un oğlu Emin Ersoy’un ölüsünü terk edilmiş bir kamyonun karoserinin altında buldular. Sokaklarda yaşarken öldü.
Bireysel olarak aslında çok sorumluluğumuz var. Görüyorsak, duyuyorsak sorumluyuz. Çünkü biz bir bütünüz ve hiç kimse hiç kimseden farklı değil. Belki sadece koşullarımız eşit değil. İşte burada da eşitliği sağlamayı, yardım elini uzatıp ihtiyacı olana destek olmayı bireysel olarak da düşünmeliyiz. Siz gönüllüler bir araya geldiniz İstanbul da çorba dağıtıyorsunuz ve destek giderek çoğalıyor.
Türkiye genelinde de çorba dağıtımı yapılıyor mu? Kendi bölgelerinde ve şehirlerinde çorba dağıtımı yapmak isteyen kişiler ne yapmalılar?
Twitter’da #çorbadatuzunolsun hashtag’i açtık. Bu hashtag ile bize ulaşan herkesle iletişim kuruyoruz. Çorba dağıtımı; İzmir, Ankara, Antalya, Adana, mersin de dâhil sekiz ilde gerçekleşiyor. Bu insanların hepsi sosyal medyadan ulaşarak destek oldular. Cep numaralarımızı da sık sık paylaşıyoruz. Bize gelen etkinlik taleplerini yönlendiriyoruz. Mesela İzmir’ de çorba dağıtımını iki üniversite öğrencisi olan Sibel Arslan ve Ece Altınörs’e yönlendirdik ve iki sene İzmir escort çorba dağıtımı yaptı. Bu kış tekrar devam edecekler. Aslında bu farkındalığı yakalayan ve sosyal medyadan görüp; “ben de bir şey yapmalıyım” diyen insanlar yönlendirme bekliyor.
Her il aynı şekilde mi hareket ediyor?
Bize ulaşan gönüllülere ; “biz ne yapıyorsak aynını yapın” demiyoruz, herkes kendi imkânları ölçüsünde hareket ediyor. Bugüne kadar yaptıklarımızı sunuyoruz, onlar da kendi yöntemleriyle çorba dağıtımına eşlik ediyorlar.
Mesela yine İzmir de bir restoran “ben çorbanızı veririm yeter ki siz gelin dağıtın” dedi. Biz çorbamızı evsizler evinde hazırlarken onlar da İzmir de restoran çorbaları hazırladılar. Adana’da dağıtıma tencerelerle çıktılar. Herkes kendi imkânları ve yapabilecekleriyle hareket ediyor.
Gezi Parkı’nda kaç kişi kalıyor? Taksim’de günde ne kadar çorba dağıtımı yapıyorsunuz?
Her akşam yaklaşık 250-300 kâse çorba dağıtıyoruz. Parkta kalan 30- 40 kişi var.
Gece Sabaha Kadar Uyuyamadığımız Zamanlar Oluyor
Röportajımız esnasında orada bulunan bir evsiz dostumuzla da sohbet ediyoruz. Kendisi yıllarca sokaklarda yaşamış bir oyuncu. Sevgili Fikret Şülen ağabeyimizin yaklaşık üç aydır Gezi Parkı’nda yaşadığını öğreniyor ve kendisiyle sohbet ediyoruz…
Ne zamandan beri bu parkta yaşıyorsunuz?
Yaklaşık dört yıldır sokaklarda, üç buçuk aydır da Gezi Parkı’nda yaşıyorum. Parkın durumunu yakından gördüm. Burada kalan insanları yakından takip ettim. Neler yapılabileceği konusunda diğer arkadaşlar parkta kalmadıkları için parkın içinde yaşamadıkları ve insanlarla bire bir ilişkide olmadığı için tam olarak ne olduğunu bilemeyebilirler. Ama şunu söylemeliyim; bugün parkta kalan insanların içinde gençler var, aileleri tarafından fazla ilgilenilmeyen, içlerinde madde kullananlar var, tam olarak bağımlı hale gelmemiş gençlerimiz var. Sivil toplum kuruluşları ve devletin bu kişilerle bire bir ilgilenmeleri ve çözüm yolu üretmeleri gerekiyor.
Ne zamandan beri İstanbul’dasınız ve oyunculuğa nasıl başladınız?
Bir süre Konya’da Şefkat Derneği’nde kaldım daha sonra İstanbul’a geldim. Adnan Celal Zaman isimli bir tiyatro oyuncusu arkadaşım vardı, Onun vasıtasıyla tekrar setlere döndüm. Kurtlar Vadisi, İki Dünya Arası, O Hayat Benim, Güllerin Savaşı, Osmanlı Tokadı gibi dizilerde bölüm oyuncusu olarak rol aldım. Bu sene kısmet olursa inşallah Diriliş’te sürekli oyuncu olarak görev alma durumum var. Haber bekliyorum. Olursa çok iyi olacak çünkü hem sokaktan kurtulacağım hem de kendi mesleğimle ilgili istediğim bir yere gelmiş olacağım. Çok istiyorum, bu konuda hırslıyım.
Şu anda bu parkta mı kalıyorsunuz?
Evet, bu ay sonuna kadar Gezi Parkı’nda yaşayacağım. Bir yer ile bağlantıya geçtim, konaklamak için bir yer ayarlamaya çalışıyorum, kısmet olursa bu ay burada son kalışım olacak.
Sokakta yaşamak zorunda olmak size neler hissettiriyor, şartlarınız zor olmalı?…
Bunun soğuğu var sıcağı var, sadece sokakta yaşayan insanlar gelmiyor buraya dışarıdan insanlar da geliyorlar. Dengesiz insanlar da oluyor, gece sabaha kadar uyumadığımız zamanlar oluyor. Düşünün, hemen hemen her gün yaşıyoruz bunları.
Hiç Pes Etmedim, Elimden Geldiğince De Bir Şeyler Yapmaya Devam Edeceğim…
Bir eviniz olsun isterdiniz tabi…
Elbette bir ev, bir aile, ayakta durabilmek… İşte bu nedenle ben dişimle tırnağımla çalışmaya, mücadeleye devam ediyorum hala. Sokakta olduğum halde, bugün Gezi Parkında kaldığım halde yine kendi sektörümle ilgili bağlantılarım devam ediyor.
“Benim hala umudum var” diyorsunuz…
Hiç pes etmedim, ben elimden geldiğince de bir şeyler yapmaya devam edeceğim. Sağ olsun Berkan kardeşim birçok eksiğim konusunda her zaman yanımda oldu. Bu nedenle ona kardeşim diyorum. Bize iş fırsatları verilse, çalışmayı çok istiyoruz.
Nasıl bir destek, evsizler için çözüm olur?
Evsiz insanlar tek tek ölüyorlar ve bu haber olmuyor. Evsiz insanları fark etmemiz için toplu ölmelerini beklemeyelim. Bu konuda bol bol paylaşım yapalım ve farkındalık yaratalım. Belediyelerden destek bekliyoruz. Belediyelerle iletişimi olan kişilerden destek bekliyoruz. En kötü belediye 10 kişilik bir barınma evi açabilir. Bu insanlara iş imkanı sunabilecek ve rehabilite edecek çözümlere ihtiyaç var. Bizim talebimiz, bir evsizler evi açılması.
Peki, biz bireysel olarak neler yapabiliriz?
Sosyal medyada ihtiyaçlarımızı paylaşıyoruz. Aynı zamanda yardım etmek isteyen gönüllüler bize www.corbadatuzunolsun.org adresinden de ulaşabilirler. Bir paylaş tuşuna basmak gerçekten insan kazandırıyor. İki üç gönüllü kazandırıyor. Daha çok paylaşım, daha çok gönüllü ve daha çok evsize destek demek.
İnstagram /corbadatuzunolsun
Twitter / corbadatuzunolsun
Facebook/ corbadatuzunolsun