Cumhuriyetin Yeni Yüzyılı: Gençlerin Ellerinde

Cumhuriyetin İkinci Yüzyılındayız: 29 Ekim 2024

Sevgili Gençler,

Bugün, 29 Ekim 2024. Cumhuriyetimizin 100. yılını geride bıraktık.  Bu, sadece bir tarih değil, aynı zamanda yenilenmiş umutların, güçlü bir iradenin ve ortak bir vizyonun simgesi. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, bu yeni yüzyıla dair umutlarını ve Cumhuriyete olan inancını bizlere şu sözlerle dile getirmiştir:

“Türk milletinin karakterine ve adetlerine en uygun olan idare, Cumhuriyet idaresidir.”

Bu sözleriyle, Cumhuriyetin bizimle iç içe olduğunu, halkın iradesini ve özgürlüğü yücelten bir yönetim biçimi olarak kurulduğunu ifade etmiştir. Cumhuriyet, yalnızca bir yönetim biçimi değil; bağımsızlığın, özgürlüğün ve halkın iradesinin simgesidir. Atatürk, Cumhuriyetin yüksek ahlaki değerleri yücelttiğini şu sözleriyle belirtmiştir:

“Cumhuriyet, yüksek ahlaki değer ve niteliklere dayanan bir idaredir. Cumhuriyet fazilettir.”

Bu fazilet, yalnızca bugünü değil, yarınları da kapsar. Siz gençler, bu fazileti koruyacak, onun değerlerini yaşatacak ve daha da ileri taşıyacaksınız. Cumhuriyeti sizlere emanet eden Atatürk, sorumluluğunuzu şu cümlelerle tanımlamıştır:

“Cumhuriyeti biz kurduk; onu yaşatacak ve yükseltecek olan sizlersiniz.”

Gençler, Atatürk sizlere olan güvenini bu sözlerle dile getirmiştir. Cumhuriyetin değerlerini koruma, halkın hak ve hürriyetlerini savunma görevini üstlenmiş olan sizler, aynı zamanda ülkemizi çağdaş medeniyetler seviyesine çıkarmak için çalışacak bireylersiniz. Bu yolda ilerlerken, her birinizin kendisini geliştirmesi, okuması, araştırması ve özgürce düşünmesi gerektiğini unutmayın. Atatürk’ün şu sözleri, çalışkanlık ve üretkenlik konusundaki beklentisini ortaya koyar:

“Hiçbir şeye ihtiyacımız yok, yalnız bir şeye ihtiyacımız vardır; çalışkan olmak.”

Çalışmak, üretmek, dünyayı takip etmek ve Cumhuriyetin sunduğu özgürlüklerin kıymetini bilerek onları geliştirmek, ikinci yüzyılda sizlerin sorumluluğu altında. Atatürk’ün gençliğe olan güvenini en açık şekilde ifade eden şu sözleri hatırlamalıyız:

“Bütün ümidim gençliktedir!”

Bu umut dolu cümle, Cumhuriyetin ve Türkiye’nin geleceğinin sizlerin ellerinde olduğunun en açık ifadesidir. Bu emaneti koruma ve ileri taşıma yolunda, her birinizin gücünü ve azmini görmek, ülkemizin geleceğine dair inancımızı pekiştiriyor.

Atatürk, Cumhuriyetin ölümsüzlüğüne olan inancını ise şu sözlerle dile getirmiştir:

“Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır; fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”

Cumhuriyetin yaşaması, onun değerlerine sahip çıkacak olan sizlerle mümkündür. Atatürk’ün belirttiği gibi, bu millet bağımsızlık ve Cumhuriyet uğrunda her türlü fedakârlığı göze almıştır:

“Bu millet, bağımsızlık ve Cumhuriyet uğrunda her türlü fedakârlığı göze almıştır.”

Bu inanç ve cesaretle dolu sözler, Türk milletinin bağımsızlık aşkını ve Cumhuriyetin temelindeki fedakarlığı ifade eder. Bu mirası devralırken aynı inançla Cumhuriyeti koruma ve yaşatma görevini üstleniyorsunuz. İkinci yüzyılda bu değerleri taşıma, ülkemizi aydınlık yarınlara kavuşturma görevi sizin elinizde.

Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesi, yalnızca Türkiye için değil, tüm dünya için barışın ve dostluğun önemini yansıtır. Sizlerin, bu barış idealine sahip çıkarak Cumhuriyeti yüceltmeniz, Türkiye’nin ikinci yüzyılını şekillendirecektir.

Bu büyük emaneti koruma yolunda, Atatürk’ün şu sözlerini hatırlamalıyız:

“Hiçbir şeye ihtiyacımız yok, yalnız bir şeye ihtiyacımız vardır; çalışkan olmak.”

Çalışmak, üretmek, dünyayı takip etmek ve Cumhuriyetin sunduğu özgürlüklerin kıymetini bilerek onları geliştirmek, ikinci yüzyılda sizlerin sorumluluğu altında. Bu yolda yürürken, her zorluğu aşacak iradeye sahip olduğunuzu bilin. Unutmayın ki, Atatürk,

“Bütün ümidim gençliktedir!”

diyerek size olan güvenini en açık şekilde dile getirmiştir.

Sevgili gençler, bugün Cumhuriyetin ikinci yüzyılına adım atarken Atatürk’ün size bıraktığı en büyük mirasın kıymetini bilmek ve onu ileriye taşımak sizin ellerinizde.

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’mız kutlu olsun! Cumhuriyetin ışığı her zaman yolumuzu aydınlatsın.

Önceki İçerikZamanın Tanrısı: Kronos
Sonraki İçerikHayatın Ritmine Uyum Sağlamak: İçsel Bir Yolculuk
Yasemin Sungur
Yıllar önce okul dönemimin bittiğini söyleseler de ben hayatın tutkulu bir öğrencisi ve seçip aldıkları, özünden kattıkları ile sen izin verirsen ben bir rehber. Ben bir Özgür Martı. Ben bir düşleyen. Kanatlarım ile gelişime, paylaşıma ve değişime keyifle uçarım. İçimizde yaşayan gerçek Martı Jonathan’lara ulaşmak için MartiDergisi.Com’u uçurdum. Şimdi hep birlikte uçuyoruz. Kitapdaşlarımla birlikte Kitap ile Sohbet ederim ve onları İstanbul Oyuncak Müzesin de baş konuk olarak ağırlarım. Oyun oynamayı bırakmadım. Hayatı kelimeler ile anlatmayı, yazmayı ve onların büyüsüne kapılıp Yaz(ı) Kamplarımı keşfe dönüştürmeyi bilirim. Harekete Geçmeyenleri enerjimle uyandırırım. Sevgiyle nefes alıp, şiirle güne başlarım. Aşk ile Can oğlum ve Ceren kızımla, evrende hayat bir başka güzel. Şükür...