Yazı noktalayıp, sonbahara hızlı bir giriş yaptık. Yeni ay ve yeni mevsimle birlikte İstanbul’a yıldız yağdı adeta. Daha Eylül ayının ilk hafta sonunda 4 ünlü yabancı isim İstanbul’daydı.
İlk olarak 6 Eylül Cumartesi akşamı hayranlarının 1980’li yıllardan beri beklediği Blondie sahnedeydi. Müzik kariyerlerinde 40. yılı kutlayan grubu, 40 yıl sonra da olsa canlı dinleme şansını yakaladık. Debbie Harry ilerleyen yaşına rağmen performansından hiçbir şey kaybetmediğini daha ilk andan kanıtladı. Grup konsere “One Way Or Another”la başladı. Debbie Harry: “Nihayet burada olduğumuza inanamıyorum. Böyle muhteşem bir yerde olmak, çok harika. Bu gece, eski ve yeni şarkılarımızı seslendireceğiz” diyerek duygulara tercüman oldu. Konserin en coşkulu anları The Tide Is High”la “Groove Is In The Heart”ı miksleyerek söyledikleri dakikalarda yaşandı. En çok beklenen şarkılarından “Heart of Glass”ın da biste söylenmesiyle, duymayı istediğimiz pek çok şarkıyı canlı dinleyebildik.
Bir gün sonra 7 Eylül’de bu kez GNCFEST’le coştuk. Yerli grup ve sanatçıların yanı sıra saat 19:30’dan itibaren Inna, Rita Ora ve Pharell Williams gibi dünyaca ünlü yıldızlar sahnedeydi. Inna, enerjisi, sempatisi, sıcaklığıyla beklenenin üzerinde bir performans sergiledi. Hatta yaşanan bir teknik aksalık dolayısıyla hit şarkısı “INNdiA” bir türlü başlayamayınca dinleyiciyi oylamak O’na düştü. Bildiği tek türkçe şarkı olan “Çingenem”i söyleyip, sahneden indi, hayranlarıyla kucaklaştı ve bu sorunlu dakikaları profesyonelce atlattı.
Sıra Rita Ora’ya geldiğinde, karşımızda Rihanna ve Beyonce karışımı, her ikisinin de rakibi olabilecek genç bir yıldız bulduk. Gerek güzelliği, gerek sesi, gerekse sahne performansıyla göz doldurdu. Hatta Beyonce şarkısı “Drunk In Love”ı Beyonce’yi kıskandıracak kadar güzel seslendirdi. O gece Katty Perry’nin bu kadar ünlü olmadığı yıllarda İstanbul’da verdiği konseri anımsadım. Ve yine aynı şeyi düşündüm; “geleceğin büyük yıldızlarından birini izliyoruz şu an”!
Beklenen an geldiğinde herkes Pharell Williams’la dans etmeye hazırdı. “Lose Yourself to Dance” ile başlayıp, “Türkiye’de olduğuma inanamıyorum. Sizler burada farklı dinlerden insanlar olarak bir arada uyum içinde yaşıyorsunuz bu çok etkileyici,” diyerek dinleyicileri selamladıktan sonra “Girl” albümünden “Come Get it Bae”yi seslendirdi. Dinleyenleri dans ettirmek konusunda kararlı olan Pharrell, yerinde oturan kimse kalmayıncaya kadar “Herkesi ayakta görmek istiyorum, buraya parti yapmaya gelmedik mi?” diye tekrarladı. “Hot in Here”, “Rock Star” gibi prodüksiyonunda yer aldığı şarkıları arka arkaya söyledikçe, “bunu da mı O yapmış?” diye şaşıranlar vardı. “Blurred Lines”ı seslendirdikten sonra “Get Lucky”le eğlence tavan yaptı. Pharell Williams, “Happy” ile kapanışı yapmadan önce dinleyicilere, “Kaçınız korku içinde yaşıyor? Kaçınız sevgi ve uyum içinde yaşıyor? Şimdi söyleyeceğim şarkı korkmamak ve mutlu olmak üzerine, hiçbir adamdan ve hiçbir şeyden korkmayın. Allah’tan başka hiçbir korkunuz olmasın. Mutlu olun, mutluluk ve sevgi içinde yaşayın” dedi. Hem şarkılar hem de bu anlamlı mesajlarla herkes “mutlu” ayrıldı festivalden…
Bu yılın belki de en merakla beklenen konseri de Eylül ayındaydı. “Lady Gaga’s artRAVE: the ARTPOP Ball” turnesi İstanbul’dan geçti. Saat tam 21.oo’de sahneye çıkan Lady Gaga’yı yakalayabilmek için koşa koşa girdik İTÜ Stadyumu’na. Gecikmesiz başladığı konserde hayranlarını Türkçe, “İstanbul sizi seviyorum” sözleriyle selamladı. Konser boyunca;
Alejandro, Bad Romance, Poker Face, Born This Way ve son albümünde bulunan G.U.Y gibi hit şarkılarını söyledi. Şarkı aralarında dinleyicilere “sizi güldürmek için buradayız” diyerek, sanat dolu bir gece geçirecekleri sözünü verdi. Rengarenk sahnesi, havada uçuşan konfetileri, lazer gösterileri, dansçıları, sık sık ve çabucak değiştirdiği kostümleriyle de bu sözü tuttu. Her ne kadar basında en çok sahnede soyunması konuşulsa da, verdiği mesajlar çok daha dikkat çekiciydi.
Konsere gelen eşcinsel hayranlarının el kaldırmasını isteyen Lady Gaga: “Dünyayı dolaştım. İnanın gay olmak çok zor. Ne olduğunuzdan utanmayın ve kendinizle gurur duyun. Çünkü Tanrı hepimizi seviyor” diye seslendi onlara. Şanslı hayranlarınınsa hayalleri gerçek oldu bu konser sırasında. İran’dan gelen bir genç kız, sahneye çıkıp, piyanoyla şarkı söylerken yanında oturma şansını yakaladı. Can isimli bir Türk hayranı da sahneye attığı not sayesinde kuliste Lady Gaga ile tanışma fırsatı…
Lady Gaga konseri İstanbul’a bugüne dek gelen en iyi konser değildi ama en samimi, “monster” dediği hayranlarıyla en sıcak bağa sahip, herkesi kucaklayan, güzel yürekli bir konserdi.
