Konuşan Hikayeler;
Yüzüme vuran ekim güneşine eşlik edercesine ısıttım içimi. Düşündüm sana söylemek istediklerimi. Yüzyılda neler oldu bir bilsen?
Sana anlatmak istedim her şeyi ah keşke bir duyabilsen…
Her şey o kadar hızlı ilerledi ki keşke görebilsen. Dediğin gibi istikbali göklerde bulduk. Sporla sanatla adını, bayrağımızı gururla savurduk. Sonra Nutuk ‘da ve Gençliğe Hitabe’de anlattığın her şeyi bir bir yaşar olduk. Cesareti bu cennet vatan uğruna söylediğin gibi damarlarımızda bulduk. Dahili ve harici düşmanlarla kavrulduk, yılmadık ayakta durduk. Biliyordun…
O yüzden gençlere emanet ettin Cumhuriyeti. Şimdi düşününce seni, haykırırken coşkuyla göklere;
Işıklar sönük mü yoksa parlak mı olmalı?
Çokça konuşmak mı yoksa az kelamla mı anlatmalı?
Tek bildiğim yüzümüze vurdukça bize hediye ettiğin özgürlüğün güneşi senin derin maviliğine akmalı.
Sözlerini anlamalı, aktarmalı. Sadece söz olarak kalmamalı, çalışmalı. Kutlama yapmak yetmez yeni gelen her nesile anlatmalı.
Bize emanet ettiğin Cumhuriyet için sen nasıl çalışıp didindiysen senden feyz alıp çalışmalı, üretmeli ve başı dik sokaklarda bayrak sallamalı
Ve her bir zerremizde hissederken senin devrimlerini, dediklerinin bir bir çıktığını görüp geçen yüzyılı geleceğe doğru aktarmalı.
Herkes kendince yaşar Cumhuriyeti ama herkes bir olup anar seni
Kimse itiraz edemez ileri görüşlülüğüne ve kimse sevmedim diyemez özgür yaşamayı bu ülkede. Şimdi asın bayrakları diyorum, çalışarak kutlayın yüzyıllık şanlı tarihi, üretin onun istediği gibi ve memleketi çınlatsın tüm marşlar tıpkı onun ayak sesleri gibi…
Bir kez daha yüzüme vuran ekim güneşine eşlik edercesine ısındı kalbim, düşündüm yüreğimdeki adının yaktığı ateşi.Sonra kelimeler dökülüverdi içimden ve bir bir anlattım sana hislerimi;
Her şey ne kadar değişti bir bilsen,
Anlatsam anlar mısın?
Güzel olan ne var, diye sorarsan
Sen her nesilde yaşayansın.
Burcu Ertürk