Bu sene beşincisi düzenlenen Dünya Kız Çocukları Günü Konferansı, “Kız Çocuklarının Güçlenmesinde Başarı Hikayeleri: Görünmeyen Zorlukların Üstesinden Gelmek” temasıyla ve önemli konuşmacıların ve konukların katkılarıyla gerçekleşti. Aydın Doğan Vakfı’nın, Gazeteci-Yazar Melis Alphan ve Fotoğraf Sanatçısı Mustafa Seven işbirliğiyle hayata geçirdiği, Anadolu’nun farklı illerinden zorlu engelleri aşarak pek çok alanda başarıya ulaşmış genç kızların hikayelerinden ve fotoğraflarından oluşan “Ben İstersem” kitabı ve sergisi de ilk olarak Konferansta görücüye çıktı.
İstanbul, 11 Ekim 2019– Dünya Kız Çocukları Günü Konferansı’nın beşincisi, Aydın Doğan Vakfı, UNFPA, UNICEF ve UN Women’ın, Birleşmiş Milletler Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Grubu’nun danışmanlığında, Hilton Bosphorus’ta gerçekleştirildi. Konferans bu yıl kaliteli eğitime, insana yakışır iş ve şiddetten arınmış bir hayata ulaşmada kız çocuklarının karşısına çıkan görünmez engellere ve çözüm önerilerine odaklandı. Gün içindeki panellerde kişisel, sosyal ve mesleki yaşamlarında engelleri başarıyla aşmış olan konuşmacılar, kendi başarı hikâyelerini ve görüşlerini paylaşırken eğitim, işgücüne katılım ve sosyal yaşamda yaygın olarak görülen toplumsal cinsiyet eşitsizliklerine de dikkat çektiler.
Konferansın açılış konuşmasını yapan Aydın Doğan Vakfı Başkan Vekili Vuslat Doğan Sabancı: “Bu yıl UNICEF, UNFPA, UN Women ve değerli paydaşlarımızla birlikte Dünya Kız Çocukları Günü Konferansı’nın 5.sini gerçekleştiriyoruz. Bu vesileyle tüm paydaşlarımıza ve gönülden destek veren bütün konuklarımıza çok teşekkür ediyorum. Ancak en büyük teşekkürü cesur yürekleriyle bize ilham ve umut veren gençlerimiz hak ediyor. Kız çocuklarımızı önce eğitimde sonra ekonomide, sosyal hayatta, ailede, politikada kısacası her alanda desteklememiz ve güçlendirmemiz gerekiyor. Ülkemizde geleceğe dair umut veren tüm girişimleri desteklememiz gerekiyor. Melis Alphan ve Mustafa Seven’in katkılarıyla hayata geçirdiğimiz ‘Ben İstersem’ kitap ve sergi projesinde yer alan azimli ve güçlü kızlarımız bu örneklerden… Onlar sayesinde zihinlerimizi dışarıya kapatarak gündelik hayatımızda çok az duyduğumuz ilham veren hikayeleri dinleyip ruhumuzu iyilik, güzellik ve umutla doldurma fırsatı buluyoruz.”
UNICEF Türkiye Temsilcisi Philippe Duamelle: “Günümüzde birçok kız çocuğu, cinsiyetlerinin bir engel gibi algılandığı ve erkek çocuklardan daha az değer gördükleri çevrelerde büyüyor. Bu durum hayatlarının her döneminde kız çocuklarının karşılaştıkları okula gitmek, temel sağlık hizmetlerine erişmek, evlenmek veya kendi geçimini sağlamak gibi fırsat ve seçimleri derinden etkiliyor. Yine de bu durum, en çok kız çocuklarının ve kadınların kendi çaba ve emekleri sayesinde büyük oranda değişmeye başladı. Kız çocukları artık dünyanın onları bağrına basması için beklemek istemiyor. Artık onlar girişimciler, yenilikçiler, sanatçılar ve mimarlar olarak küresel hareketleri inşa ediyorlar. Bugün kız çocukları her zamankinden daha çok, geride bırakılmışlıktan büyük hayallere ve büyük başarılara doğru yol alıyorlar. Bu nedenle bizler de her yerde, her kız çocuğunun haklarına erişmesi konusunda verdiğimiz sözleri tutmalı ve kararlılığımızı sürdürmeliyiz.”
Konferansın Konuk Konuşmacısı, Genç Yetenek Defne Hadiş
Konferansın beşinci yılında, açılış konuşmalarında genç bir yetenek olan Defne Hadiş de söz aldı. Milano’daki Nuova Accademia di Bella Arti Görsel Sanatlar ve Resim Bölümünü burslu olarak kazanan, Dünya Felsefe Olimpiyatlarında Türkiye’yi temsil eden ve resim alanında ulusal ve uluslararası derecelere sahip Defne Hadiş konuşmasında: “Kız çocuklarının ve kadınların nitelikli eğitim almaları, çalışma ve geçim kaynağı fırsatlarına erişebilmeleri, büyürken aile içi görev ve özgürlüklerin dağılımında erkeklerle eşit bir muamele görmüş olmaları çok önemli. Büyüdüklerinde yalnızca cinsiyetleriyle ilişkilendirilen her türlü ayrımcılığın önüne geçmeliyiz. Kısıtlamaların ve pozitif ayrımcılık adı altında yaşanılan imtiyazların da. İş yerinde ve sosyal hayatta karşı cinsle eşit söz hakkına ve en önemlisi şiddetten arındırılmış bir yaşama sahip olmalarını sağlamalıyız. Bu koşullar var olduğu takdirde kadınlar ve kız çocukları da kendilerini birer özne olarak ortaya koyabilecek ve güçlenmiş olacaklar. Özgürlük insanın her gün kendisi için yeniden savaşmak zorunda olduğu görkemli bir olanaktır. Bu olanağı değerlendirerek yaşamalıyız çünkü hepimiz farklı koşullarda olsak da aynı güçlüklerle karşı karşıyayız ve bu yüzden ayrı ayrı çok güçlüyüz.“ dedi.
“Ben İstersem” kitabı ve sergisi katılımcılarla ilk kez buluştu
Aydın Doğan Vakfı’nın, Gazeteci-Yazar Melis Alphan ve Fotoğraf Sanatçısı Mustafa Seven işbirliğiyle hayata geçirdiği; Anadolu’nun farklı illerinden zorlu engelleri aşarak pek çok alanda başarıya ulaşmış genç kızların hikayelerinden ve fotoğraflarından oluşan “Ben İstersem” kitabı ve sergisi Dünya Kız Çocukları Günü Konferansı’nda görücüye çıktı. Doğan Egmont tarafından yayımlanan kitap, karateden yüzmeye, uzay mühendisliğinden futbola, müzisyenlikten havacılığa, hukuktan robot teknolojilerine kadar pek çok alanda varlık gösteren azimli kız çocuklarının başarı yolculuklarını anlatıyor. Kitap aynı zamanda Türkiye’nin dört bir tarafında, birbirinden çok farklı alanlarda olsa da karşılaştıkları zorluklar bakımından benzer yaşamlar süren kız çocuklarının maruz kaldığı çevre baskısını da ortaya koyuyor.
UNFPA Türkiye Temsilcisi Karl Kulessa: “Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu, kız çocuklarının kendi yaşamlarını özgürce tanımlamaları, haklarından sonuna kadar faydalanmaları ve toplumsal cinsiyet temelli şiddetin yok edilmesi için kız çocuklarının ve kadınların güçlenmesine destek vermenin, erkek çocuklarını değişimin ajanı haline getirmenin öneminin altını çizmektedir. Bu çabalar sadece kız çocukları için değil, tüm toplum için önemlidir. Biliyoruz ki yolumuz uzun ve daha yapılacak çok şey var.”
UN Women Türkiye Ülke Direktörü Asya Varbanova: “Kız çocukları ve oğlan çocuklarının kalıp yargılardan, dışlanma, şiddet ve engellerden uzak yaşayabilecekleri, kendi geleceklerini kontrol edebilecekleri ve sorumluluk alabilecekleri bir dünya yaratmanın elimizde olduğuna inanıyorum. Her bir kadın, erkek, kız ve oğlan çocuğunun hak ve özgürlüklerini doyasıya yaşadığı bir dünya, uzak ve ulaşılmaz bir gelecekte değildir. Bu geleceği yakın kılmak ancak hep birlikte hareket etmekle mümkün.”
Güçlenme Hikâyeleri: Destekleyici toplumun ve okul ortamının rolü paneli Prof. Dr. Selçuk Şirin moderatörlüğünde, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi ve Aydın Doğan Vakfı “Sen de Yapabilirsin!” Proje Ekibi Üyesi Büşra Fidanoğlu, İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğrencisi ve Aktivist Rama Alsabsabi, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu ve Aktivist Betül Esra Akyüz’ün katılımıyla gerçekleşti. Panele katılan kız çocukları, hayal kurmanın önünde engellerin olmaması gerektiği noktasında hem fikir kalırken, Selçuk Şirin eğitimde kız-erkek ayrımının neredeyse yok olduğundan, asıl sorunun eğitim sonrası ekonomik ve sosyal hayatta bulunduğundan bahsetti. Rama, bir göçmen olarak hukuk fakültesi hayalinin gerçekleşmesinden çok mutlu olduğunu ve kendi yaşadığı deneyimden yola çıkarak hayattaki en büyük istediğinin çocuk ve insan haklarının tüm dünyada esas olması gerektiğini, Betül Hayal Evi projesi kapsamında birlikte çalıştığı Roman kökenli kızların hayatlarında değişiklik yapabildiğini görme hayalini dile getirdi. Büşra ise Sen de Yapabilirsin projesiyle eğitim motivasyonuna katkı sağladığı genç kadınların eğitim sonrası ekonomik bağımsızlığını elde edebildiğini görmeyi istediğini vurguladı.