Tarih Obası’nda Şamanizm / 2.Bölüm

“Bütün işleri doğayla, bütün inançları doğayla.”

Sibirya halklarının ve şamanların günlük yaşamlarına göz atıyoruz. Evlilik, doğum ve ölüm adetlerini irdeliyoruz.

Şamanların şifacılık görevlerinin yanında toplumda başka işlevleri de bulunur. Bunlardan biri, insanlar dünyasıyla ilahi varlıklar arasında bağlantı kurdukları, dini ibadetlerin yerine getirilmesini sağladıkları rahiplik. Bir diğeri ise müneccimlik. Zor bir coğrafyada yaşayan Sibirya halkları, savaştan kuraklığa birçok mesele için şamanlardan kehanette bulunmalarını isterler.

“Hakiki bir şaman ayini.”

Günlük yaşamdan sonra ayinlere devam ediyoruz. Önemli tarihçilerimizden Zeki Velidi Togan’ın Orta Asya’da yaşadığı bir şamanik deneyimi okuyor ve izleyicilerin Şamanizm konusundaki sorularına yanıt veriyoruz.

Buhara yakınlarında, doktora ulaşmanın mümkün olmadığı dağ başında sıtmaya yakalanan Zeki Velidi, tedavi etmesi için bahşıya götürülür. Bahşı, İslam sonrası kamlara verilen isimlerden biri. İçinde büyük bir ateş yakılan çadırda bahşı, elindeki davulu çalıp şarkı söyleyerek dönmeye başlar. Çadırdaki birkaç kişinin ardından nihayet bahşı da transa geçer. Ağzındaki suyu ateşin içindeki demir küreğe püskürür, sıçrayan su taneleri Zeki Velidi’nin yüzüne sıçrar. Bahşı kendine geldikten sonra, Zeki Velidi’ye iyileşeceğini söyler.

Kamların şifacılığından bahsettiğimiz Tıpçı Olarak Şaman videomuzu Üye Özel İçerikler’de bulabilirsiniz.

“Ben eski Türk inancının tek tanrılı olduğunu düşünmüyorum.”

Altaylardan Anadolu’ya Şamanizm serimizin ilk bölümünde Türk Şamanizmi’ne giriş yapıyoruz.

Eski Türkler, Gök Tanrıya inanırlardı ve bu inanç Şamanizm ile iç içeydi. Gök Tanrı inancının tek tanrılı mı yoksa çok tanrılı mı olduğu tartışmalı olsa da Türkler ve Moğollar, diğer puta tapan topluluklardan farklı olarak Gök Tanrıyı somutlaştırmadı. Kimi araştırmacıların din olarak gördüğü Şamanizm, putperestlikten ibaret olmadığı gibi, şaman ayinleri de büyü ve oyundan ibaret değildi. Büyücü kendi özel güçlerini kullandığı iddiasındayken kam ruhların yardımıyla iş görürdü.

Kaynak

Tarih Obası: Ceren Sungur

Derleyen ve Yazan:Kıvılcım İrem Demir

 

Önceki İçerikKonuşan Hikayeler: Deniz Kızı
Sonraki İçerikCahile Olan İhtiyaç