Yapay zeka ile flört dönemi yakında başlıyor. Şimdi herkes birilerine “Bittin oğlum/kızım sen!” diyebilir…
Uzun zamandır yaptığım işe ek olarak kurgu danışmanlığı veriyorum. Gelen yazarların çoğu sosyal medya ve oradaki aşklar üzerine yazmaya çok istekli ve bu hevesin nedeni de uranyumu keşfetmişçesine durumu ilginç bulmaları. Yahu arkadaşlar eskiden seyran olan samanlıklar şimdi şekil değiştirdi. Sohbetler ilk chat odalarına taşındı ve daha sonra ise sosyal medya platformlarına dönüştü… Yani öyle ortada çok ilginç bir şeyin olduğu yok. Aşk da bir şekilde insanlığın gelişimine ayak uyduruyor işte…
Eğer heyecanlandığınız gibi bir ilginçlik varsa gelin size onu alanımla ilintili olarak anlatayım…
Öncelikle şunu söyleyebilirim; hayatta insanın başına her şey gelebilir ve kınadığımız şeyleri de muhakkak yaşarız. Buna inanan bir insanım ve bu tüm dinlerde ya da evrende farklı sözcüklerle aynı anlama gelen kınamanın, kendi içerisinde adaletli bir işleyişi olduğunu düşünüyorum…
O yüzden kınamadan, anlayışla bir farkındalık penceresi açmak için yazıyorum.
Ben sosyal medya aşklarına karşı olunacak ya da çok büyük önem verilecek bir hal göremiyorum. Dünyanın gelişim hızıyla doğru orantılı olarak elbette hayatımızda birçok şey değişim gösterecek ve eskisi gibi kalmayacak. Hepimiz bir şekilde teknolojiye, istesek de istemesek de uyumlanacağız. Hatta sosyal medya platformlarının bilinçli bir şekilde kullanıldığında hayatımızı birçok konuda kolaylaştıracağını da düşünüyorum.
Buna yeni insanlarla tanışmak da dahil…
Şimdi direkt konuya giriyorum, burada ne oluyor da insanlar kabus gibi şeylerden bahsediyor?
Arkadaşlar güvenilmez insanlar hayatın her yerinde her alanında var. Ve her zaman da karşımıza çıkacaklar. Bu noktada kendimizi Sherlock Holmes’e bağlamadan soru cevap yöntemiyle karşımızdaki insanı tanımaya çalışabiliriz. Aldığımız cevaplar bizi tatmin etmiyorsa ya da düzgün cevaplanmayıp havada bırakılıyorsa burada bir sorun var demektir. Böyle bir durumdan sonra kişiyle iletişime devam edersek zarar görürüz. Çünkü zaman içerisinde havada kalan tüm cevaplar tekrar karşımıza gelir ve artık bir yalanı dinlemek zorunda kalırız. Aah bu arada iyi niyetli bir insansak da vay halimize… Çünkü kişiyle ilgili tüm boşlukları beyniniz kurmacayla yani kurgulayarak dolduracaktır. Artık iç dünyamız nasılsa o şekilde kişiye bir rol biçip kafamızda büyütmeye başlarız ve başlardaki o görmezden geldiğimiz cevaplar artık yalanlarla dolu süslü bir kolye şeklinde boynumuzda kemente döner. Ondan sonra da hazin mutsuz sonla kandırılmış bir insan ortaya çıkar.
Lütfen kurgulara sadece hayallerimizde ve kitaplarımızda yer verelim. İkili ilişkilerin karşılıklı iletişim gerektirdiğini ve bunun kurgularla yürümeyeceğini unutmayalım.
Peki başka ne yapalım?
Tanıştığımız kişiyi sanal alemden çekip çıkalım, alıp karşımıza bir çay, kahve içelim, belki her şey daha güvenli ve güzel olur.
Yapay zekaya gelince de yalnız ve güven problemi olan insanlar için iyi olabilir. Ama Sofia gibi kibirli ve küstah bir hal söz konusu olursa o zaman vay halimize…
Belki de “Her” filmindeki gibi biz editör yazarlara yeni bir iş sahası ortaya çıkar ne dersiniz? Düşünsenize XXX firmasına işe girmişim ve sevgilinize mektupları ben yazıyormuşum. (burayı yazarken çok güldüm)
Şimdi Elif yapay zeka varken sana gerek kalmaz, onu da o yapar diyeceksiniz ama bir süredir ChatGPT’ yi kurcalıyorum. O kadar kurallı cümle kuruyor ki ortaya çıkan yazı, gerçek hayattaki duygu ve kişiyi yansıtmıyor. Bu yüzden bırakalım yalnızlara gün doğsun. Bırakalım yalnızlığı seçmiş birileri yapay zeka ile flört ederek bittin oğlum sen desin birilerine!..
VE bu kısım beynimizde kurguya kalsın.
Yazıma burada son verirken “Her” filminden bir repliği de sizinle paylaşmak istiyorum.
Theodore: Aşık olduğun başka biri var mı Samenta?
Samenta: 641 kişi daha var Theodore
Theodore: Benimsin sanıyordum.
Ya benimsin ya değilsin!
Theodore: Hayır Theodore!
Hem Seninim Hem Değilim!..
Sevgiler
Elif Alim