Türkiye’nin önündeki vizyonu, dünyanın en büyük ilk on ekonomisinden biri olmak… Gelecek, bilgi teknolojilerinde! Gelecek, yeni ekonomi ve dijital dünyada! Gelecek bilgi toplumunda!
O kadar kızgınım ki, bu sayıda Martı’nın kanatlarını sakin savuramazsam affola! 16 yaşımdan beri bir fiil BT sektörünün içindeyim ve beyin göçüne savrulmadım. Seneler geçiyor ama zenginliği miras olan canım ülkem, hayırsız evlat… Mirasyedi olma. Uyan!
Yeni ekonominin türbinlerinden “hız” yani ürettiğini son kullanıcıya anında iletmek…
Türkiye’nin genç nüfus gücünü suyun potansiyel enerjisi gibi düşünelim. Bu çağlayanın önüne barajlar kurmak ve kinetik enerjiye dönüştürmek…
Türkiye’nin her şehrinde yer alan üniversitelerle ülke ekonomisinin dinamosu KOBİ’leri buluşturmak, işbirliği platformu kurmak…
KOBİ’lerin bilgi devriminin kinetiğini yakalamaları şart. Ancak bu şartı onların gider dengelerini bozmadan ekonomik şekilde gerçekleştirmek gerek. Nasıl mı? KOBİ’lerde pahalı ve mühendis seviyesinde olmayan teknik yetenekte ara elemanların istihdamını sağlamak esas olmalı…
Amaç üretmek değil katma değer yaratmak olmalı… Cumhuriyetin kuruluşuyla pamuk üreten Türkiye asıl devrimini iplik üreterek ve tekstilde dünya pazarlarına yayılarak özetle katma değerini ortaya koyarak gerçekleştirdi.
Her devrin bir güç unsuru olan ekonomik silahı vardır. Sanayi devriminde “çelik” bugünün dünyasında “bilgi” gücün en belirleyici unsuru.
Türkiye’nin önündeki vizyonu dünya’nın en büyük ilk 10 ekonomisinden biri olmak… Gelecek bilgi teknolojilerinde! Gelecek yeni ekonomi ve dijital dünyada! Gelecek bilgi toplumunda!
Peki bilgi teknolojilerinde 46. sırada iken bu konuma nasıl tırmanacağız? Ucuz ve genç işgücüne sahip ülkemizin bu fark yaratan güçlü yanına yatırım yapması, öte yandan stratejilerini gelecek dünyanın beklentileri ile paralel kurması esas!
Yeni Türk Ticaret Kanunu ile bütün işletmelere teknolojiyi kullanarak şeffaf bir sunum sağlamaları için yükümlülükler getiriliyor. Hiç de yeterli değil! Öte yandan dikey e-ticaret girişimleri ile geleceğin ekonomik dengelerinde daha sağlam yerler bulmak mümkün. Devletin bu girişimleri beslemesi öncelikleri arasında olmalı.
Elde çanta pazarlama devri bitti. E-ticaret ile ulaşamayacağınız müşteri ve kitle yok! Sınırlar kendiliğinden kalktı. Geçmişin doğal kaynakları yetersiz olduğundan fakirlik çeken ülkeleri akıllarını kullandığı takdirde büyük ülkelerle eşit şartlarda…
Kuluçka merkezleri ve melek yatırımcılara teşvik koşulları devletten destek görse, üniversitelerden destek almak ve işbirliği kurmak yaygınlaşsa Türkiye her sektörde atılıma kalkacak dinamizme sahip! Tek koşul genel strateji silahını “bilgi ve iletişim teknolojileri” üzerine kurmak!
Peki Türk halkının eğilimleri ne durumda? Nüfusun neredeyse tamamında cep telefonu var diyebiliriz, AB ülkeleri arasında en uzun konuşma süresine sahibiz. 2 yılda % 30’dan % 50’ye ulaşmış bir internet kullanımı var… Sosyal medya ile kendini gerçekleştiren, nispeten az da olsa internetten alışveriş yapan 15-35 yaş aralığı çoğunlukta akıllı telefon kullanıcıları otobüs ve yollarda gördüğünüz gibi inanılmaz bir ivmede…
200-300 sene süren sanayi devrimini dünyaya bir markada kendimizi ispat edemeden geçirdik. Sadece montaj lokasyonu olduk! 3-4 saatte gidilen ülke sayısı en fazla Türkiye’dedir herhalde; dünya atlasını karşınıza alıp bir baktınız mı? Bu jeostratejik konumu kullanmak için bir bakanlık dahi kurulabilir.
Fakirlikten kırılan, sömürge yıllarını daha dün geride bırakmış Hindistan ile Pakistan o profildeki nüfusuyla bugün ne konumda? Düne kadar bilgisayar ve iletişim sektöründe backoffice olmuş, “al ve yap ama sorgulama” düsturu ile iş yapmış Hindular ya da Pakiler… Şimdi bakıyoruz; yıllar boyu taşeronluğunu yaptıkları işi öğrenmişler, duruşlarını değiştirip dünya pazarlarına yayılıyorlar.
Ne enerjisinden ne turizminden faydalandığımız doğal kaynaklarımız, ekonomik değere dönüşemeyen yeraltı zenginliklerimiz… Demek illa ki bunlara sahip olmak gerekmiyor. Rahmetli Turgut Özal’ın zamanında “Ülkemizde petrol çıkmadığı için seviniyorum.” sözünü anlıyorum. Ne kadar zenginlik o kadar tembellik! Ne kadar zorluk o kadar bolluk! Neyse burada konuyu dağıtacak kadar malzeme çıkar…
Bilginin gücü geçtiğimiz günlerde ABD’nin siber saldırıları savaş nedeni olarak açıklaması üzerine tescillendi. Biz hala daha dağlara tepelere silah yığalım, 900 bin asker ile rekorlar kıralım.
Son olarak tartışma konusu olacak bir istatistik vermek istiyorum:
“2020’de Türkiye dünyanın en genç ülkesi olacak ama halen kapsamlı bir gençlik politikasına sahip değil…”
[…] http://www.martidergisi.com/degisen-it-elemani-ve-yoneticisinin-anatomisi/ […]