Akıllı telefon almaya direnen kişilerdenim. Bugün ne direnmesi ama diyorum… İlk akıllı telefonumu bir buçuk yıl önce almıştım. Onu tam olarak kullanmayı ancak bir yıldır becerebiliyorum. Yine de geçen gün evimizin üst katındayken bahçenin ucunda çalışan eşime seslenmek yerine –ki muhtemelen beni duymazdı ama olsun- kendimi WhatsApp’tan mesaj atarken buldum. Bu şoku henüz tam olarak üstümden atamadım.
Birimiz çocukları uyuturken diğerine bir şey sormak isterken de WhatsApp’ı kullanıyoruz. Malum ona seslenmek için kalkıp çıkarsak çocuklar uyumayacak. Ama söyleyeceklerimiz gerçekten bu kadar mı önemli? Sabahları kalkar kalmaz, benim gibi telefonu geceleri kapatıyorsanız açar açmaz bir süre bip ile dikkatinizi çekmeye başlar. Kim ne yazmış acaba? Eh, bunun sadece emaili yok ki artık. Bunun facebook’u, twitter’i, linkedin’i, whatsapp’i, instagram’ı var! Ciddi bir iş bu. İki dakikada hallolmuyor yani.
Çocuklarla birlikte bir dizi seyredelim derken elimiz sanki kendiliğinden akıllı telefona gider. Yok artık! O küçük alet olmadan ne yapacağımızı bilemez olduk! Telefonlar hayatımızı kolaylaştıracak, hayatımızı daha güzel kılan cihazlar olmalıydı. Hayatımızı elimizden alan değil.
Geçen gün bir makalede okumuştum, araştırmalara göre ABD’deki akıllı telefon kullanıcısı günde ortalama 2 saat telefonunda geçiriyor – ailesiyle ancak bir buçuk saat. Bu durum Türkiye’de daha da kötü olabilir mi? Sanki. Bunun için diyorum ki hep birlikte akıllı telefon kullanımımızı sınırlandıralım. Çocuklarımız için. Çünkü onlar bizi görüyor ve on yıl sonra onların elinde cep telefonları olup aynı şeyleri yapınca biz sinirlenmeyecek miyiz? “En azından yemek yerken şu aleti bir kenara koy ve bizimle sohbet et” demeyecek miyiz? “Kızım/oğlum ya televizyon izle ya da cep telefonunda yazış, bu ne iş öyle?” demeyecek miyiz? Yoksa hepimiz elimizdeki telefonlarla meşgulken çorbalarımızı kaşıklıyor mu olacağız…
- Sofraya otururken cep telefonunu uzağa bırakalım. Cazibesinden uzak olalım.
- Çocuklarımızla, eşimizle birlikte bir film izlerken telefonun internet bağlantısını veya en azından sesini kapatalım.
- Çocuklarımıza ayırdığımız vakitte cep telefonunu elimize almayalım.
- Belki her gün belli saatler arasında “cep telefonsuz zaman” yapabiliriz bile.
En iyisi otomatik haber verme seçeneğini kapatalım ya da ikonları ikinci ekrana kaydıralım. Ne gerek var ki her anda her şeyden haberdar olmamız? Vaktimiz olunca sırayla kontrol ederiz.
Çocuklarımıza örnek olmak bizim elimizde. Cep telefonlu hayatın nasıl olduğunu bizden öğreniyorlar. Bunu unutmayalım.