Bugün, yine soğuk bir kış gününde, öğle üzeri yürüyüş yaptık arkadaşımla… Bu sefer, dağda, buz tutmuş bir göl kenarındaydık. Gençler gölün üstünde paten yapıyorlardı, biz o kadar cesaretli olmadığımız için gölün çevresinde yürümeyi yeğledik. Sımsıkı giyinmiştik yine, zira güneşe rağmen hava -10 dereceydi. Konudan konuya atlayarak, gölün etrafında bir tur tamamladıktan sonra, ikinci turumuzda sohbetimizi çok sevdiğimiz etimolojiyle taçlandırmak kaçınılmazdı elbette…
BEN: Yarın akşam, bizim dernekte etimoloji üzerine kısa bir konuşma yapacağım.‘Etimoloji’ teriminin, Yunanca ‘etymon’ (gerçek anlam) sözcüğünden türemiş olduğunu söyleyeceğim. Ve tabii o ‘gerçek anlamı’ bulmanın pek de kolay olmadığından, hatta bazen imkânsız olduğundan, sözcüklerin hangi dile ait oldukları, ne zaman ortaya çıktıkları, ilk olarak hangi kaynakta kayıt altına alındıkları tespitinin zorluğundan, farklı köken yorumlarıyla karşılaşıldığından falan bahsederim… Tabii ki ayrıca, seninle yaptığımız sohbetlerde olduğu gibi dilimizdeki bazı kelimelerin kökenini açıklarım. Aklına gelen birkaç sözcük var mı?
ARKADAŞIM: Aklımda bir sürü sözcük var! Sen sor ben söyleyeyim dostum; hem de zevkle… Örneğin ‘berber’. Latince ‘barba’ (sakal) kelimesinden geldiğini, İtalyanca ‘barbiere’ sözcüğünden dönüştüğünü anlatırsın. ‘Entrika’ kelimesini severim, o da Latince ‘intricare’ (karmakarışık etmek) fiiliyle bağlantılı. İtalyanca ‘intrigo’ (engel) sözüne dayanıyor. 19.yy’dan itibaren Osmanlılarda yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanmış.
BEN: Güzel örnekler. Sağ ol. ‘İskele ve skala’ sözcüklerinden de bahsetmeyi düşünüyorum. Biliyorsun onlar da Latince ‘scalae’ (merdiven, basamaklar) kelimesinden kaynaklanıyor. İtalyanca karşılığı ‘scala’; ‘scala’ ölçek anlamına da geliyor, dolayısıyla biz aynı kelimeyi Türkçe’de ‘iskele’ ve ‘skala’ olarak iki farklı anlamda kullanıyoruz. Ne kadar ilginç! Türkçe’de kullandığımız ‘Iskarta’ kelimesi de hoş: İtalyanca ‘scarto’ (iskambilde kâğıdı atarak değersizleştirme; uzaklaştırma) sözünden dönüşmüş. Haah bir de ‘iskarpin’den bahsedeyim: İtalyanca ‘scarpino’ (ökçeli ayakkabı) kelimesi Türkçe’ye iskarpin olarak gelmiş. Ökçeden dolayı topuk tarafı yüksekçe ve öne doğru eğik olduğundan İtalyanca’da ‘scarpa’ (eğik, eğimli) sözüne uygun olarak adlandırılmış.
ARKADAŞIM: Bak ‘manifatura’ da dinleyicilerin ilgisini çekebilir. Latince ‘manus’ el demek ya, ‘manu’ ‘el ile’, ‘factura’ ise ‘yapılmış’ anlamında. Dolayısıyla Fransızca’daki ‘manufacture’ (el ile yapılmış) kelimesi dilimizde ‘manifatura’ olmuş. Geç Latince’de ‘manufactura’ deniyormuş. ‘Gardrop ve gardiyan’ sözcüklerini de anlat. Gardrobun Fransızcası ‘Garde-robe’. ‘Garder’ (korumak), ‘robe’ (giysi, kadın giysisi) demek oluyor. Bak ‘sözcük sözcüğü’ açıyor: ’Robe’ deyince, Fransızca’da olduğu gibi, Türkçe’de de kullandığımız ’robdöşambr’ da ‘robe’ ve ‘chambre’ (oda, yatak odası) kelimelerinden oluşuyor, yani ‘yatak odası giysisi’ gibi bir anlama geliyor diye anlatabilirsin. Yine Fransızca olan ‘gardien’ (gardiyan) kelimesi de aynı kökten geliyor.
BEN: Harikasın dostum. Ne güzel örnekler veriyorsun. Dilimizde çokça kullanılan bir kelime aklıma geldi şu anda; ‘şezlong’. Fransızcası ’chaise longue’ (şezlong okunur); Fransızca’da da aynı anlamda kullanılıyor. Fransızca ‘chaise’ (sandalye, koltuk) kelimesi ile Latince kökenli ‘longue’ (uzun) kelimelerinden oluşuyor.
Dostum, bence bu kadar etimoloji bilgisi yeter, ne dersin?. Dinleyicilerin kafasını fazla şişirmeyeyim yarın akşam. Hadi gel sana şu kafede bir kahve ısmarlayayım. Hem sıcacık kahvemizi içer hem de paten yapanları izleriz biraz.
Kalın sağlıcakla…
Nevin Tali Ölçer