Pollyanna ve Hayatın Gerçekleri

Pollyanna’yı bilmeyen yoktur, hatta her şeyden mutlu olma sanatçısı da diyebiliriz. Günümüzde Pollyanna ne derece gerçekleri yansıtıyor?

Hepimiz, ilkokul sıralarındayken, Pollyanna’yı okumuşuzdur, hatta sömestır tatillerinde romanın özetini çıkarıp, ödev hazırlamışızdır. Okurken size kitabın neler hissettirdiğini bilemem ama, Pollyanna’nın hayata bakış açısı, o yaşlarda etkilemiştir beni hep.

Çocuklara, içindeki bulunduğu durumun, güzel taraflarını öğretmeye çalışan bir kitaptır Pollyanna. Ve  “Ne olursa olsun, hayata devam ediyor” mesajını da içerir. Çocuklara daha iyimser ve daha az şımarık olmalarını da öğütlemekte, ‘iyi’ olmanın hayattaki önemini de vurgulamaktadır. Hatta, hayat koşulları ne kadar kötü olursa olsun, herşeye rağmen iyimserliğini kaybetmeyen bir kız çocuğunun, çevresini etkileyişini anlatır kitap.

Yaşadığı herşeyden ders çıkarma, içinde bulunduğu, her andan memnun olabilme sanatını, Pollyanna karakteriyle özdeşleştiren Eleanor Hodgman Porter, şimdiki çocukların yaşantılarını veya düşüncelerini bilseydi acaba, mutlu olma oyununu anlatan bir kitap yazar mıydı, bilinmez..

Neden mi böyle diyorum?

Iki gün once, sokağımda, iki küçük kız çocuğunun aralarındaki konuşmaya şahit oldum da, ondan.

Elinde, adını okuyamadığım için buraya yazamayacağım bir kitap tutan, saçları arkadan örgülü, esmer, 9-10 yaşlarındaki küçük kız, arkadaşına, okuduğu kitabı anlatıyordu. Ve şöyle diyordu: “Bu kitaptaki kız, Pollyanna kadar salak değil. Pollyanna’yı hiç sevmedim, tam bir gerizekalı. Bu, daha iyi, bunu oku bence”…

Küçük kızın söylediklerine tebessüm edebildim sadece. Hakikaten Pollyanna, küçük yaşta, bize, içinde bulunduğumuz durumu kabullenip, boyun eğmek durumunda bırakan, savaşmayan,  çok fazla mücadele etmeyen, sorgulamayan, sistematik bir roman kahramanı mı; yoksa hayata her halükarda, iyi tarafından bakmayı öğreten, mutlu olma sanatkarı mı?

Hangisi ilginç; yeni jenerasyonun edebiyata bakış açısı mı; yoksa, küçücük yaşta, hayatın mutluluk oyunu oynanacak kadar “pembe” olmadığını anlamak mı?

Pollyanna, “Olsun, vardır bunda da bir hayır” ifadesinin Amerikan edebiyatındaki şeklidir bir yerde.
Ancak, mutlu olma oyununu oynarken, bazen, hiç mutlu olunacak birşeyin kalmadığının farkına varırsınız.
Iraklı bir bebeğin bombalarla parçalanmış bedeni için, hala mutlu olunabilecek bir şey kalmış mıdır?
Açlık ve hastalık sebebiyle baygın düşen, vücudunda sinekler uçuşan siyah Afrikalı çocuklar, mutlu olmak için, ne ümit edebilirler? 99 depreminde, bütün ailesini, kollarını, evini herşeyini kaybetmiş bir çocuk, neye sevinmelidir ya da ?

Sokakta konuşmasına şahit olduğum küçük kız, bir yerde haklı.
Evet, Pollyanna’nın bakış açısı kötü değil ; ama günümüz şartlarında da yeterli değil maalesef.

Yazımı,  Nazan Öncel’in 2008’de çıkardığı, “Hatrına Sustum” albümündeki bir şarkıyla sonlandırmak istiyorum:

“Pollyanna, görüyorsun ya,
Pollyanna, ah böyledir dünya…
Bu kadar ceza, seni de bozar, beni de bozar, herkesi bozar
Bu kadar acı, yaza da yeter, kışa da yeter, topuna yeter”

Hayatınızda gerçek mutlulukların olması dileklerimle.

Zeynep Kıyak

 

Önceki İçerikDaha İyi Bir Dünyaya Duyulan Özlem
Sonraki İçerikSelim Güneş’in İlk Filmi ‘Kar Beyaz’
1981 İstanbul doğumlu, İstanbul aşığı olan bir İstanbullu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi, Halka İlişkiler ve Reklamcılık Lisans, Marmara Üniversitesi Medya Ekonomisi Yüksek Lisans mezunu. Editörlük ve kurumsal iletişim alanlarında üç yıl çalıştıktan sonra, insan kaynaklarına yöneldi, 12 yıldır profesyonel anlamda bu alanda çalışıyor. Çok klişe olacak belki ama “Çocukluğundan beri yazıyor” Ortaokul ve lise yıllarında yazıyla ilgili tüm il düzeyi yarışmalarda önemli dereceler kazandı. Üniversitede TÜHİD’in düzenlediği sosyal sorumluluk temalı yarışmada ekip arkadaşlarıyla “Genç İletişimciler” dalında Altın Pusula ödülünü aldı. Yazmayı bırakmadı. Sabah, Akşam gibi gazetelerde belirli dönemlerde yazıları; Kariyer.net’in blog sayfasında makaleleri yayımlandı. 2011’de Yasemin Sungur ile yolları kesiştiğinden beri Martı’da “Alternatif İK Sözlüğü”nü hazırlıyor. Bunun yanı sıra gündemle ilgili haber yazıları, röportajlar, farklı yazı dizileri üzerine yazmaya devam ediyor. MARTIDAŞ olmayı çok seviyor. Yeni projesi için yakında harekete geçecek ve bu yüzden çok heyecanlı…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz