“Daha zeki ya da güçlü olanlar değil, değişime en fazla ayak uyduranlar ayakta kalır.” Charles Darwin- 1809
Ufuk Tarhan, 1959 doğumlu, ODTÜ’lü bir ekonomist.
Dünyadaki en etkili 100 kadın fütürist arasındaki tek Türk.
Kendi ifadesi ile “kendini T-İnsan’a dönüştürerek daha mutlu, huzurlu olmayı, kazançlarını artırmayı başarmış Fütürist.”
Otoritesini, kendisini T’leştirme cesaretinden ve ulaştığı sonuçlardan alıyor.
Ufuk Tarhan’ın yazdığı T-İnsan, 2017 yılının Ocak ayında Ceres Yayınları’ndan birinci baskısını yaptı. Bu inceleme, kitabın yazarından imzalı ikinci baskısı üzerine yapıldı. Yayınevinin kitabı Kişisel Gelişim Serisi’ne dâhil ederek baskıya vermiş olması durumunu önce yadırgasanız da kitabı okurken hem yayınevinin hem de yazarın seçimini gerekçeleri ile birlikte anlıyorsunuz.
Tarhan, “Yeni dünyaya göre donanmış yetenekli insan, en kıt ve maliyeti en yüksek kaynak olacak” diyor ve yeni dünyaya uygun insan yeteneklerini de T Modeli ile özetliyor: Teknolojik, Tasarımcı, Tedarikçi İnsan. Kitabın en sevdiğim tarafı yazarın cinsiyetçi ayrımlardan uzak kalmayı benimseyerek İNSAN sözcüğünü kullanmış olması diyebilirim.
T-İNSAN: Gelecekçi bakış açısına, gelecek zekâsına sahip, kendi kendine öğrenebilen (otodidakt), tasarımcı düşünebilen, sorumluluk üstlenebilen, disiplinler arası düşünebilen, meraklı, yenilikçi, algoritmik düşünebilen bir yönetici ve alçakgönüllü, başarısızlıktan öğrenme adaleleri güçlü, vizyoner yönetici insan.
Tarhan’ın medium’u (araç-kitap) T-İnsan, taşıdığı ve iletmek istediği mesaj konusunda son derece açık ve yalın. Yazar, iletinin gönderenden alıcıya doğru tek yönde hareket ettiği medium modelini okurunun zihniyle iletişim kurduğu etkileşimli bir sürece dönüştürmekten açıkça keyif alıyor. Medium’unun biçim ve içeriğini okuyucusundan gelebilecek karşılıkları hesaba katarak şekillendiriyor. İletişim sosyolojisine sözlü ve yazılı kültür değerlendirmeleri ile kafa yoran Amerikalı felsefeci Walter J.Ong, bu medya modelli iletişim çabasını yazının koşullandırdığı bir arzu olarak tanımlıyor. Bu arzu Tarhan’da öyle güçlü fark ediliyor ki, yazarın seslenen kitap boyunca verdiği referans linkler ve karekodlar, aracın kendisi mesajdır diyen Marshall McLuhan’ı doğrular nitelikte paylaşılıyor. Bu linklerdeki paylaşımlar yazarın, öğrenme tasarımlarından oyunlaştırmaya başvurduğunu düşündürüyor; medium içine gizlenmiş media okurun merakını sürekli zinde tutup yazarın mesajlarını anlama kavuşturuyor ve belleklerde kalıcılık sağlıyor.
Yazar bir bakıma, toplumun sıkça eleştirilen okumama davranışına artırılmış okuma (augmented reality) olarak tanımladığı bir teknik kullanarak çare üretiyor. Kitabı okurken asla sıkılmıyorsunuz çünkü Tarhan söylemek istediklerini okuyucunun yaşam çerçevesine –bilerek ya da bilmeyerek- ustalıkla uyarlıyor. Okuyanı çözümlemelere boğmamak için de sözlü zihnin birleştirici gücüne güvenip, insanlık tarihinin ilk yıkıcı inovasyonu yazı’nın zorlayan dil kalıplarını kullanma kaygısı taşımadan, okuyucu ile konuşur gibi yazmayı tercih ediyor.
Peki, yazar sözlü kültür ile, alfabeyi içselleştirmiş yazı kültürünü çatıştırmamayı nasıl başarıyor? Tarhan, mesajlarını sözlü ortamda söylüyormuşçasına kâğıda döküyor; bunu yapmakta yetersiz kalacağını düşündüğü ya da anlatımını güçlendirmek istediği durumlarda da ikincil sözlü kültür çağının araçlarından karekodlarla ve linklerle yönlendirmelere (dijitalleşmeye) başvuruyor.
Yazar okurlarına neredeyse bütün mesajlarını, metinden yoksun olduğu için anımsana bilirliği tartışmalı olan sözlü kültürün dinamiklerinden faydalanarak iletmeyi seçtiği için, bu açıdan bakıldığında, T-İnsan’ın, gücünü sözlü kültürün psikodinamiğinden aldığını söylemek mümkün hale geliyor. Tarhan, okuyucusunu anlatının parçası haline getirmek için ona sıklıkla dinleyici rolü de vererek kendisi (yazar) ve (yazarın) mesajı ile etkileşim halinde olmasını / kalmasını sağlıyor. Her anlatışta mesaja yepyeni bir heyecan ve okuyucuya yepyeni bir etkileşim sebebi vermek için de artırılmış okuma olarak adlandırdığı tekniğin araçlarına başvuruyor. Bugün dilin yazılı niteliğine eklenen yeni unsur olan dijitalleşmeyi lezzet ve kıvam artırıcı olarak bolca ve usta bir şef gibi yerinde kullanıyor. Dijitalleşme sözün büründüğü teknoloji çeşitlerinden birisidir ve Tarhan medium’u T-İnsan’da dijitalleşmeyi hem araç hem de mesaj olarak kullanırken her yeni’nin o güne dek var olmayan eleştirisini doğurma riskini alıyor ve bu riskin sorumluluğunu da cesaretle üstleniyor.
Tarhan, hedefindeki verbomoteur (sözlü hareket eden) okuyucunun /dinleyicinin zihnine anlamı denetleyen kavramları sokup süreci bozmak yerine, sözlü kültür belleğinin doğasını daha gerçekçi değerlendiriyor.
Mesajlarını, ‘anımsayabildiğini bilirsin’ ilkesinden hareketle, düzenli yazılı bilgiler halinde derleyerek sunuyor, zira sözlü kalıplarla düşünme ve anlatım biçiminin, bilincimize ve bilinçdışına derinden işlediğini biliyor
Tarhan’ın geleceğe dair içerik üretmek için kullandığı atasözü benzeri deyişlerinden bazıları şöyle sıralanabilir:
- Gelecek tahmin edilemez, tasarlanır ve yaşanır.
- Yaşasın otodidaktik öğrenme, sürekli yeni beceri ve yetkinlik kazanma çağı.
- Ya hibridsin, ya kibrit!
- Fabrikatör vs webratör
- Gelecek peşimizde.
- Geleceğin alfabesi ATCG
- Gelecek güzel gelecek
- Bir şeyin her şeyini, her şeyin bir şeyini bilmek
- Kendinize özgeçmiş değil, özgelecek yapın.
- Gelecek kaygısına takılıp kalmayın; geleceğinizi kendiniz tasarlayın!
- Geleceğin başarılı insan model, T-İNSAN
- Sen de T-İnsan olabilirsin
- Hemen Başla
- Dönüşüm herkese lazım.
- Hareket Başlasın! Hadi! Hemen şimdi!
- Değişim kaçınılmazsa, zevk almayı bileceksin
- Ekran neslinin en önemli sorumluluğu dijitalleşmek- parmağını iyi kullanmak!
- Kendinizi yedekleyin.
- Hibridleşelim, geleceğimizi güzeltelim.
- Kendinden yeni bir sen yarat
- Tek yol T!
Tarhan bu cümleleri kitapta sözlü kültürün kalıplarını tekrarlar gibi sıklıkla kullanıyor. Medium (T-İnsan) ve geleceğe dair içerik üreten bilinçli mesajları düşünüldüğünde Tarhan’ın, yazı ve metinden çıkıp konuşma diline dönüşen ikincil sözlü kültürün çağdaş ve usta bir halk ozanı olduğu söylenebilir çünkü yazılı kelimeler sadece sözel bağlamda vardır halbuki sözlü anlatımda hareketler oldukça etkindir. Yazar tam da bu sebeple mesajlarını kitabın bütün bölümlerinde yazı ile sunmakla kalmıyor, karekod / video linkleri ile de zekice destekliyor. Bu şekilde, bilgiyi mekândan özgürleştiren Ufuk Tarhan, onu (bilgiyi) tekelinde tutan yazıya da bir anlamda meydan okuyor.
Ufuk Tarhan kitabında, 1983 yılında dilimize ‘yazıcı’ sözcüğünü hediye edişinin öyküsünü de samimiyetle paylaşıyor.
Kitabın Kapağı / Anlam Yüklü Yüzey
Metnin anlamına ulaşmak için görsellerin çok önemli olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Çünkü daha kolay okunabilir bir metin/ mesaj, binlerce kopyanın değerini artırır. Bu bağlamda, kapağın okurun düşünmesi üzerindeki etkisini güçlendirmek için kapaktaki stilize edilmiş görsel simge T harfinin görsel üstünlüğü kasıtlı bir seçim gibi duruyor. Bu görsel üstünlük, harfin mesaj ve bağlam içindeki konumunu sabitlemek üzere, okunur okunmaz özümlenecek biçimde düzenlenmiş. T-İnsan: Teknolojik, Tasarımcı, Tedarikçi İnsan.
Ayrıca, kitabın bugüne kadar piyasaya sürülmüş bütün baskılarının (on beş) kapak fotoğrafında yazar Ufuk Tarhan’ın, teknolojinin simgesi haline gelmiş gri metalik renkte, cazibeli bir dişi robot giysisi tasarımı içine yerleştirilmiş sarı saçlı başı ile gülümseyen yüzü mevcut. Tarhan’ın gelecek güzel gelecek bakış açısını yansıtan gülümsemesi, singularity ((tekillik) insanlarla makineler bütünleşecekler, tekilleşecekler diyen akım; yönderi Fütürüist Ray Kurzwell ) kavramını kıyamet beklentisi olarak kabul eden kimi kötümserleri ti’ye alıyor izlenimi /etkisi yaratmış.
Gelecek algısı olumsuzluklarla çerçevelenmiş olanlara tedirginlik veren bu gülümsemeyle birlikte kollarını T harfine yaslaması, belki de yazarın, gelecekte başarılı olmak için uzgördüğü T’leşmenin, insanlık kültüründe azalmaya, eksilmeye ya da seyrelmeye sebep olmayacağına, bilakis gelecekle anlamlı bir bağ kurmamızı sağlayacağına duyduğu güvenin işaretidir; neden olmasın?
Dijitalleşmedeki rizomatik ilerleyişin üretim araçları ile uyumlu hale getirilmesi durumunda verimliliğin artacağına sık sık dikkat çeken Ufuk Tarhan, kişisel dijital dönüşümü yaşam refleksi haline getirmemiz gerektiğinin altını defalarca ve belirgin ifadelerle çiziyor. Bunu yaparken de mesajını okura iletmek için seçtiği aracın (T-İnsan kitabı), başladığı ön kapak sayfasından bittiği arka kapak sayfasına kadar her alanını etkileşimli, hatırlanası görsel ve sözel öğelerle marjinal faydayı sağlayacak şekilde kullanma ustalığını göstererek örnek oluyor.
Geleceğe Dair İçerik Üretme Amacı Doğrultusunda Kitapta İşlenen Temalar
Dünyadaki en etkili 100 kadın fütürist arasındaki tek Türk olan Ufuk Tarhan, ‘’Dijital kimliğin olması ya da olmaması artık bir seçenek değil; dijital iz bırakmamanız da mümkün değil,’’ diyor. Gelişen her yeni aracın insanın kendisini ‘upgrade’ etmesine, yeni dünya düzenine uyum sağlamasına yarayacağını, bu sebeple geleceğe dahil olmak isteyen herkesin kendisini bu araçlara uyumlamakta gecikmemesi gereğini vurguluyor. Dönüşüm kaçınılmaz olduğuna göre dijital kimlik geliştirmek ve e-becerilerimiz yükseltmek için sosyal medyayı akıllı, akılcı, bilinçli ve sürekli kullanacağımızdan söz ediyor.
Yazar başından sonuna kadar bütün kitap boyunca gelecekte de insanlığı bekleyen gerçek ya da su sıkıntısı aldatmacası gibi yapay sorunlar olacağı ve bu sorunların üstesinden gelebilmek için olumlu bakış açılarına sahip olunması gereği üzerinde duruyor. Bunun tersini yapmak geleceğe dair umutlarımızı yok eder ve bizi, hiçbir zaman bugünkü kadar yavaş olmayacak denen değişim sürecinde yaşanabilecek olası zorluklar karşısında havlu atmaya sürükler ki bu da insanlığa olan inancı kaybetmek ve mücadeleden vazgeçmek anlamına gelir. Tarhan, hayat amacımızın rezonans kanunu (istekleri yönetme kanunu) ile gerçekleşeceğini bunun için geleceği, bugünle bağlantıyı kesmeden, hayat amacımız için her gün bir şeyler yaparak tasarlamak gerektiğini belirtiyor.
Yazar bunların dışında şu temalara da değiniyor:
- Medyanın rolünün değişmesi
- Sosyal medya /yönetimi
- Yetenek ve yeterliliklere odaklanma
- Merkeziyetçi yapıların geçerliliğini yitirmesi
- Otodidakt öğrenme
- Mekandan bağımsızlaşma
- Bağımsız içerikler
- Memetik
- Nano teknoloji
- Genetik
- İmovasyon
- Fomo (eksik kalma korkusu)
- Filantropi
- Paralel kariyer / çoklu kariyer / yeşil kariyer
- Joyo (eksik kalma zevki)
- Uzgörü
- Medya okuryazarlığı
- Dijital kimlik
- Webolution
- Fiziksel paranın ortadan kalkması
- Özgelecek
- Eğitimin geleceği
- Entropi
Özet
Platon, Sokrat ve Hegel’in idealizmi, Descartes ve Spinoza’nın realizmi, Sanders ve Dewey’in pragmatizmi, Nietzsche ve Sartre’nin egzistenyalizmi, Marks ve Engels’in materyalizmi ve postmodern fütüristler.
İnsanlık bir kriz ya da akımdan değil oldukça dinamik bir evrilme sürecinden geçiyor. Yeni nesil yetkinliklerin eski becerilerle bütünleşmesi ile geleceğe hazır hale gelebileceğiz. Bu amaçla, herkes yeniden öğreniyor; yeniden tasarlıyor. Bilgi kimsenin tekelinde değil; dolayısıyla, kavramlar ve yaklaşımlar hızla ve öngörülebilir bir düzene bağlı kalmadan değişiyor. Kimilerinin korkutucu beklentileri kimileri için fırsat niteliği taşıyor.
T-İnsan kitabında yazar Ufuk Tarhan, geleceğin tasarımına odaklanan bireylerin birbirlerinin bilincini nasıl ortaklaşa örgütlediğini/örgütlemeye devam edeceğini, anlamı nasıl yarattığını/yaratmayı sürdüreceğini hermeneutik bir okuma ile irdelerken, okuruyla birlikte olumlu bir gelecek felsefesine sadakatle tutunuyor.
Yazarın orijinal niyeti, insan ve teknoloji arasındaki karşılıklı ilişkileri gelecek ortak parantezinde bir araya getirmek ve bir metin olarak geleceği yorumlamaktır. Yazar bu yorumu, insanı ve onun gelecekteki yaşam alanı ile bu alanın alt yapılarını da (kurumlar, ekonomi, sosyal yapılar, kültür vb) birer metin şeklinde ele alarak yapıyor.
Tarhan, bireyleri ve toplumu değişime davet ve motive ederken üretim ve tüketim davranışlarının da teknoloji, tasarım ve tedarikçilik (bireyin kendi ihtiyaçlarını karşılama gücünü eline alması) kavramları çerçevesinde ele alınması gereğine dikkat çekiyor. Yani metinler (gelecek, teknolojik insan, tasarımcı insan, tedarikçi insan) arasında karşılıklı bağımlılıklar olduğunu, birinin okunması için diğerinin de anlaşılması gerektiğini belirtiyor.
Umulan değer ve fayda ise, insanların ihtiyaçları ve Ufuk Tarhan’ın anlatımı ile geleceğin azmettiricisi teknolojinin sundukları bir araya geldiğinde ortaya çıkacaktır.
Fomo’muza kuvvet!
Fatma Esin Kalyoncu
KAYNAKÇA:
- Ong, W.,J. (2014) Sözlü ve yazılı kültür: sözün teknolojileşmesi. (5. Basım). İstanbul: MetisYayınları
- Tarhan, U. (2017). T-İnsan (2. Baskı). İstanbul: Ceres Yayınları
- Erdoğan, İ., Korkmaz, A. (2010). Öteki kuram (3. Baskı) İstanbul: Erk
- Isaacson, W. (2017). Geleceği keşfedenler. İstanbul: Bkz Yayıncılık