“Edebiyat bazen bir hastalıktır: Tedavisi yine kendisi olan bir hastalık. Ne var ki etkisi herkeste farklıdır bu hastalığın. Örneğin Montano, yazmayı bırakan yazarlara dair romanını bitirdikten sonra tek bir cümle kuramaz hale gelir. Ona yardım etmek isteyen babası içinse gerçek hayat ve edebiyat birbirine girmiştir zaten. Şehirler ciltlere, günler sayfalara ve şahsi anılar edebi anekdotlara karışır. Her şey o denli birbirine girer ki, muzdarip olduğu derdi anlatan yazarın romanında türler bile iç içe geçer. Anlatıcımızın satırları yer yer günlüğe, bazı anıya ve çokça felsefi ve edebi spekülasyona bulandıktan sonra sıkı bir alıntılar antolojisi olabilecekken sıra dışı bir romana dönüşür.”
Kitabın kapağından alıntıladığım gibi yer yer bir günlük, zaman zaman bir antoloji gibi okunsa da aynı zamanda iç içe geçmiş yarı gerçek yarı kurgusal bir anlatıyla (yarı otobiyografik) karşı karşıyadır okur. Enrique Vila~Matas’ın anlatıcı kimliği ile “…edebiyatın ayaklı belleği olduğumu hayal etme oyunu oynuyorum; …” (s. 70) diyerek etkilendiği bir dizi yazar ve yapıtlarını romanının kurgusu içinde doğrudan kullanmıştır. Bu yöntemle hikayesinin akışında okurunu sadece kendi dünyası ile değil, söz konusu yazarların dünyası ile de tanıştırmaktadır.
Bu romanın tek bir hikayesi olmadığından, bu yazıdan sonra Montano Hastalığını okumak isteyenlerin merakına engel olmamak adına içeriğini özetlemiyorum. Ancak yazar, romanın neredeyse her sayfasında etkilendiği bir yazarın romanından/şiirinden/güncesinden doğrudan alıntılar ya da o yazarla ilgili görüşlere yer verir.
Ben de bir okur olarak Enrique Vila~Matas’ın sunduğu bu zengin edebi antolojisinden bir okuma listesi* oluşturdum. Bu listeyi oluştururken Vila~Matas’ın yer verdiği her yazardan sadece kendi etkilendiğim yazarları seçtim. Seçtiğim yazarların bazılarının yapıtları romanda birebir geçmekte, bir kısımının yapıtlarını ise kendi beğenime göre (okumuş olduğum ya da okumak istediğim) seçtim.
Edebiyat içinde kaybolmak ya da hasta olmak isteyenler için:
Hamlet (W. Shakespeare)
Yazmak (Marguerite Duras)
Kuruntular Kitabı ve/ya Kuşlar Sanatı (Pablo Neruda)
Moby Dick (Herman Melville)
Günlük ve/ya Batak (André Gide )
Genç Werther’in Acıları (Johann Wolfgang von Goethe)
Babil Kütüphanesi (Jorge Luis Borges)
Bir Genç Kadına Mektuplar (Rainer Maria Rilke)
Kayıp Cennet (John Milton)
Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine (Arthur Schopenhauer)
Fahrenheit 451 (Ray Bradbury)
*Listede yer alan yazar isimleri roman ilerledikçe okurun karşısına çıktığı sıralamaya göre yer almaktadır.
Günlükler ve/ya Şato (Franz Kafka)
Huckleberry Finn’in Maceraları (Mark Twain)
Huzursuzluğun Kitabı (Fernando Pessoa)
Kayıp Zamanın İzinde (Marcel Proust)
J. Alfred Prufrock’un Aşk Şarkısı (T.S. Eliot)
Parıltılar (Walter Benjamin)
Sinek Azabı ve/ya Körleşme (Elias Canetti)
Cennetin Bu Yanı (Scott Fitzgerald)
Günce (Henri Frederic Amiel)
Bir Dahinin Güncesi (Salvador Dali)
Niteliksiz Adam (Robert Musil)
Finnegans Wake ve/ya Ulysses (James Joyce)
Bir Yazarın Güncesi (Virginia Woolf)
Günlük 1 ve 2 ve/ya Trans-Atlantik (Witold Gombrowicz)
Yabancı (Albert Camus)
Bir Hüzün Güncesi ve/ya “Sinek” başlıklı öyküsü (Katherine Mansfield)
İnsanın Esareti (William Somerset Maugham)
Yaşama Uğraşı (Cesare Pavese)
Görünmez Kentler ve/ya Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu (Italo Calvino)
Tuna Boyunca (Claudio Magris)
Yazmak Üzerine Notlar (Jules Renard)
Monsieur Teste (Paul Valery)
Büyük Taş Yüz (Nathaniel Hawthorne)
Tanner Kardeşler (Robert Walser)
Yol Günlüğü (Michel de Montaigne)
Vertigo (W. G. Sebald)
Bekleyiş Unutuş ve/ya Karanlık Thomas (Maurice Blanchot)
Enrique Vila~Matas kendisinin belirttiği gibi gerçekten de “edebiyatın ayaklı belleği” değil mi?