Geçtiğimiz günlerde okumayı tamamladığım James Clear’ın Atomik Alışkanlıklar kitabıyla ilgili fikirlerimi sizlerle paylaşmak istedim. Atomik Alışkanlıklar, bilimsel araştırma, örnek ve gözlemlere dayanan son yıllarda alışkanlıklar üzerine yazılmış olan en iyi kitaplardan biri.
Kitabın başlarında geçen “kötü alışkanlıklardan kurtulup iyi alışkanlıklar edinmek için, kolay ve etkisi kanıtlanmış bir yöntem” şeklindeki iddialı cümle, “Öyle miymiş gerçekten” diyerek beni içine çekti ve kısa sürede altını çize çize kitabı tamamlamamı sağladı.
Kitabın temelini işaret, istek, tepki ve ödülden meydana gelen dört aşamalı alışkanlıklar modeli ve bunlardan doğan davranış değişikliği yasası oluşturuyor. Modelde yer verilen adımlara ilk kez 1930’larda Burrhus Frederic Skinner’ın ele aldığını, yakın zamanda Charles Duhigg’in geliştirdiğini de buraya ekleyelim.
Bu modelin adımları ise şöyle sıralanıyor:
Görünür kıl
Alışkanlık kazanmak istediğimiz şeylerin öncelikle görünür olması gerekiyor. Yani kitap okuma alışkanlığı kazanmak isteyen birinin yanında hep kitap bulundurması gibi.
Cazip kıl
Edinmek istenilen alışkanlığa başlamadan önce hoşumuza gidecek bir şey yapabileceğimizi öneriyor. Kitap okuma alışkanlığı kazanmak isteyen kişinin, okumaya geçmeden önce kendisine sevdiği bir içecek hazırlaması buna örnek verilebilir.
Kolaylaştır
Bir davranışın alışkanlık haline dönüşmesi için küçük adımlarla başlanması gerektiğini savunuyor. Yine kitap okuma alışkanlığı üzerinden gidersek, kişinin okuması kolay veya ilgisini çeken kitapları tercih etmesi buna girebilir.
Tatmin edici kıl
Alışkanlığı tamamladığımızda kendimizi ödüllendirmemiz gerektiğini de ekliyor. Biten her kitap için bir motivasyon çetelesi tutup ona bir tik atabiliriz örneğin.
“Her davranışın bir yüzey seviyesinde isteği, bir de altta yatan, daha derin bir güdüsü vardır.”
Kitapta alıştığımız önerilerden çok daha farklı ve mantıklı tekniklere, bilimsel örneklere rastlamak mümkün. Aslında kendimizi geliştirme, alışkanlık kazanma veya bir alışkanlığı bırakma gibi eylemlerin hepsi bizde bitiyor. Yani bu mantık üzerinden ilerlediğimizde bizi bizden başka kimse değiştiremez gibi görünüyor. Ancak doğru yolu ve tekniği bilmek ve bu türde kitaplardan destek alarak yararlanmak da oldukça önemli.
“Bu, bütün insan davranışlarının ardındaki geri bildirim döngüsüdür: Dene, başarısız ol, öğren, farklı şekilde tekrar dene. Pratikle işe yaramaz hareketler silinir ve işe yarayan eylemler pekişir. Alışkanlık böyle oluşur.”
Kitapta sonuç odaklı olmaktan ziyade süreç odaklı olunması gerektiğinden bahsediliyor. Süreçlerimizi nasıl iyileştirebileceğimiz, büyüttüğümüz meselelere hangi uygun şartlarda nasıl çözümler üretebileceğimizin de altını çiziyor. Ayrıca bize iyi gelmeyen alışkanlıklarımızı nasıl düzeltebileceğimizi, hangi küçük adımları atmamız gerektiğini, nasıl daha iyi alışkanlıklar elde edeceğimizi de yaşanmış örnekler ve bölüm sonunda uygulanacak yöntemlerin özet tablosuyla açıklıyor. Kitap, eleştirdiği şeylerin çözümünü sunarken nasıl bir yol izleyeceğimizi, maddelere ve bölümlere ayırarak anlatıyor.
“Bir sorunla tekrar karşı karşıya kaldığınızda beyniniz onu çözmeyi otomatikleştirdiyse başlar. Alışkanlıklarınız düzenli olarak yüzleştiğiniz sorunları ve stresi çözen bir dizi otomatik çözümdür.”
“Zaman, başarı ve başarısızlık arasındaki boşluğu büyütür. Zamanı neyle beslerseniz zaman onu katlar. İyi alışkanlıklar zamanı müttefikinize dönüştürür. Kötü alışkanlıklar ise düşmana…”
Keyifli okumalar…
Zeynep Kıyak