Beynimiz neye benziyor?
Nasıl daha başarılı oluruz?
Hangi yöntemleri kullanmak beynimizi daha etkin kullanmamıza yardımcı olur?
Vücuttaki en sevdiğim organlardan biri: BEYİN!
Peki nasıl çalışıyor?
Hangi melodi ile düşünüyoruz biz?
Beynin gelişimdeki en belirgin yapı taşları şöyledir: Başarılı bir eğitim, insanın öncelikle kendini tanıması ve keşfetmesi ve nasıl öğrendiğinin farkına varması.
Öğrenci koçluğunda, öğrencinin kendini tanımasını ve keşfetmesini sağlamakla birlikte hangi öğrenme modeli ile düşündüğünün farkına varmasını da sağlıyoruz.
İnsan beyni aslında yaradılış itibari ile bir öğrenme programıyla yüklüdür. Ancak bu programın kullanıcı el kitabı mevcut değildir. Zaman geçtikçe öğrenilen bilgi ve becerilerin modası geçmekte ve kullanılamaz hale gelmektedir.
“Beyin neye benziyor?” diye sorsalar, şu cevabı verirdim: Beyin, bir orkestradır.
Bir orkestra nasıl bir çok enstrümandan oluşuyorsa, beyin de birçok düşünce biçimine göre çalışır. Nasıl her enstrüman farklı biçimlerde çalınıyorsa, öğrenme biçimi de bireyden bireye farklılıklar gösterir. Mesela benim beynim bir keman gibi çalışıyorsa ve ben onu davul gibi çalmaya çalışırsam sizce başarılı olabilir miyim? Tabii ki hayır.
Kemandan istediğim sesi çıkarabilmem için, önce o kemanı nasıl çalmam gerektiğini öğrenmem gereklidir.
Öğrenci koçluğunda da öğrencinin öğrenme modelini bulmak için birçok yöntem ve teknik kullanmaktayız. Yüz yüze ve bireysel yapılan bu görüşmeler, her iki tarafı da memnun edecek gelişmeleri ve adımları da beraberinde getiriyor.
Hala emin değil misiniz? Çocuğun düşünme modelini keşfetmesini sağlamamız, sürecin sona ermesi değil, başlaması anlamına gelir.
Şimdi biraz SU hakkında düşünelim. Çok fazla düşünmediğiniz taktirde su, yıkanmak, içmek ve duş almak için kullandığımız bir şeydir. Fakat biraz daha derin düşündüğümüz zaman, suyun sürekli olarak şekil değiştirdiğini fark ederiz. Önce buharlaşarak bulutları oluşturur, sonra yağmur olup sıvı haline geçer. Su hala sudur, ama biçimi değişmiştir.
Bence beyin içinde, farklı bilinç halleri arasında hareket eden düşünce de sürekli olarak biçim değiştiriyor. Bilgisayarla az çok ilginiz varsa, bilgisayar bilgiyi işlemek için Fortran, Pascal, Basic vs. gibi farklı diller kullanması gerektiğini bilirsiniz.
İnsan beynini bu kadar etkileyici yapanda düşünmek için üç farklı dil kullanmasıdır.
Görsel
Işitsel
Kinestetik
Gelin bu üç düşünce kanallarını tanımlıyalım.
Görsel: Dış dünyayı ve iç görsel imgeleri görmek, görüleni yaratabilmek. Okumak, resim yapmak, yazmak, tasarlamak gibi.
İşitsel: Dış dünyayı ve iç sesleri dinlemek, duyulanı ifade etmek. Konuşmak, şarkı söylemek, mırıldanmak, müzik yapmak gibi.
Kinestetik: Dış dünyayı ve kişisel duygulanımları, fiziksel bir takım belirtileri hissetmek, hareket edip, eyleme geçmek. Dokunmak, hareket etmek, denemek, el becerileri sergilemek gibi.
Etkili biçimde öğrenmek için insanın her üç kanalını da açık tutması gerekir. Kuşkusuz aramızdaki farklar, hangi kanalı daha iyi kullanmamızla değil, bunları hangi sırayla kullandığımızla ilgili. Bilgi ancak öğrenme süreci belli bir sırayı takip ederek gerçekleşmişse kolaylıkla hatırlanıyor. Altı farklı kombinasyon elde etme şansımız var.
Görsel- İşitsel- Kinestetik ( GİK)
Görsel- Kinestetik- İşitsel ( GKİ)
İşitsel- Kinestetik-Görsel ( İKG)
İşitsel- Görsel- Kinestetik ( İGK)
Kinestetik- Görsel- İşitsel ( KGİ)
Kinestetik- İşitsel- Görsel ( KİG)
Bu modeller herhangi bir işi gerçekleştirme şeklimize de yansır. Bununla birlikte, herhangi bir konuyu nasıl en verimli ve en rahat şekilde öğreneceğimizi belirler. İnsan, zihninde düşünce modelini seçerken en etkin ve en verimli şeyi sağlayan algısal yolu izlemektedir.
Bazı çocuklarda erken yaşta bu belli olmakla birlikte bazılarında sinirsel olarak tam olgunluk dönemine gelmesi gerekir ve zaman alır. Yani bu durum çocuktan çocuğa göre değişir.
Çocuklarımız büyüyüp geliştikçe lütfen onlarla ilgilenin, onların nasıl düşündüğü hakkındaki düşüncelerinizin de gelişip değişmesine izin verin.
Yasemin Sungur’un dediği gibi “Gelişimde, sevgi ile kalın”
Kaynaklar :
Çocuklar Nasıl Öğrenir? Dawna Markova & Anne Powell
Popüler Bilim Dergisi – Online Yayınlar