2 Ekim 2019’da Bursa Kitap ile Sohbet ilk sezonuna başladığında, hepimiz “kitabın bir araya getirdiği güzel insanlar” idik. 40 hafta süren yolculuğumuzun sonunda, bunun çok ötesinde bir yere ulaştık birlikte: Birbirimizin kitapdaşı, sırdaşı, yol arkadaşı olduk.
22 Temmuz 2020’de gerçekleştirdiğimiz sezonun son buluşmasında, birlikte geçirdiğimiz bu dönemin bende yarattığı duyguları, paylaşımlarımızın keyfini, kitapların etkisini, kitapdaşlık ruhunu ve bu grupta olmanın anlamını yazarak ifade etmeye karar verdiğimi paylaştım. Ardından tüm kitapdaşlarımdan, bu yazıyı yazarken yararlanabilmek ve yeni sezonda dikkate alabilmek için görüş ve duygularını bana göndermelerini rica ettim.
İşte bu yazıyı, sevgili kitapdaşlarımın ve Bursa Kitap ile Sohbet lideri olarak benim görüş ve duygularımın bir sentezi olarak hazırladım.
Büyülü ve uzun soluklu bir yolculuktu bizimkisi. Birbirimizden çok şey öğrendik. Kitabın meselelerini, metaforları, vurucu cümleleri konuşurken, yazarın ve kitaptaki karakterlerin hayatını hissettik, sohbetlerimizde onların hayatını da yaşadık ve yaşamımızdan ortak bir zaman verdik birbirimize. Kitabı, düşünceyi, hayali, yaşamı paylaştık. Paylaştığımız bütünü daha da büyüttük, yeni kitaplarla yeni kazanımları yeniden paylaştık. Kendimize ve birbirimize iyi gelmenin verdiği yaşama sevincini yüreklerimizde ve zihinlerimizde hissettik.
Aynı kitapla ilgili farklı bakış açılarının paylaşıldığı, yeni bilgiler edinmenin coşku yarattığı, fark etmenin gücünü hissettiğimiz, paylaşmanın mutluluğunu yaşadığımız özel anlar biriktirdik. Yeri geldi duygulandık, düşündük, yeri geldi güldük, eğlendik. Fırsat buldukça kutladık birbirimizi. Fiziksel ya da dijital buluşmalarımızın keyfini çıkararak… Bu dostluk bağı sayesinde sıkıntılı anlarımıza beraber çözümler bulduk. Sıcak, içten, duygulu, bilgi ve aktif paylaşımlarla dolu keyifli sohbetlere imza attık. Özgünlüğümüzü hissettik. Dinlemenin güçlü formülünü ve son zamanlarda zor bulunan bir başka şeyi de bu sohbetlerde bulduk: Saygıyı. Başkalarına saygı duyarak da birlikte var olabileceğimizi tekrar keşfettik.
Edebiyatın tadına varırken diğer sanat dallarının da hayatımızı nasıl renklendirdiğine tanık olduk. Müzik, şiir, sinema, tiyatro, resim, süsleme ve heykel gibi konulara da değindik, kitabın içeriğine göre tarih, mitoloji, psikoloji, felsefe ve tabii ki bilim konuştuk. Film ve farklı kitap önerileri ile bakış açılarımızı daha da derinleştirme fırsatı bulduk.
Zaman zaman kitaplarımızın yaratıcılarını da Yazar ile Sohbet’lerimizde ağırladık. Okuduğumuz kitabın yazarı ile tanışmak, ona kitabın meseleleri hakkında sorularımızı sorma ve görüşlerimizi iletebilme ayrıcalığını yaşamak, kitabın yazım öyküsünü yazarından dinlemek müthiş bir deneyimdi bizler için.
Okuma disiplinimiz gelişti, etkin okuma yöntemlerimizi paylaştık, birbirimizin yöntemlerinden ilham aldık. Farklı tarzlarda kitapları okuyup meselelerini konuşarak çeşitliliğin güzelliğini yaşadık, “resmin bütününü” görebildik; belki kendi seçimimizle okumayacağımız, hatta bilmediğimiz yazarları tanıyarak esnekliğimizi, bütünsel bakış açımızı geliştirdik. Birimizin söylediği bir sözcüğün bile hayatımızda çok şey değiştirebildiğini fark ettik, birbirimizin gelişim sürecini harekete geçirdik.
Bu geniş perspektif sayesinde metinler arası köprüler kurmanın ve karşılaştırmalı edebiyatın gücünü hissetme fırsatı bulduk. Okuduğumuz kitapların sıralamasındaki büyüyü fark ederek, öğrenmenin sonu olmadığını deneyimleyerek, yeni öğrendiğimiz bilgi karşısındaki şaşkınlığımızı paylaşmanın keyfini sürerek vardığımız nokta belki de şöyle özetlenebilir: Konuştuğumuz kitapların “kendimizi ve hayatın bütününü görmemizi” sağlaması. Varılan bu muhteşem noktaya, yavaşlayarak, dengede durarak ve paylaşarak, yol arkadaşlığı sayesinde daha hızlı ulaştığımızı, farkındalık yolculuğumuzun daha da etkili olduğunu belirtmek isterim.
40 haftanın öncesinde, yakın tarihteki olaylar bile oldukça uzak gelirken, artık uzak geçmişte yaşanan olaylar bile bize “yakın” geliyor çünkü her bir olayın bütünü nasıl oluşturduğunu ve önemini fark ediyoruz. Tüm coğrafyalar ve uzak ülkeler okuyup konuştuğumuzda yakın oluyor. Çin’den Norveç’e, Hindistan’dan İsviçre’ye ve ülkemize uzanan edebiyat ırmağını takip ediyor, sularında coşkuyla yüzüyoruz. Pırıl pırıl sularda parlayan güneşle aydınlanıyoruz. Aydınlanmak bizim için bütünüyle görmek ve olanı kabullenmek demek aslında. Biz edebiyatla “olan”ı anlıyoruz, olanı kabullendikçe dünya yavaşlıyor sanki ve gerçek güzel yüzünü gösteriyor. An’ı yaşamanın tadını çıkarıyor, keşifler yapıyor, geleceğin içinde kaybolmadan, endişe etmeden, sorumluluk alarak yaşamayı seçiyoruz. Varlığımızın kökeninin tek bir zihinden geldiğini fark ediyor, tüm kitapları “tek” imiş gibi hissederek okumanın gücünü yaşıyoruz.
Hayatta her şeyin birbirine bağlı olması gibi, her birimizin mutluluğu da kitapdaşlık ruhu ile çoğalıyor, sıkıntısı da paylaşılınca azalıyor.
Kitap ile Sohbet lideri olarak, hayatımın sosyal girişimcilik tarafında, enerjimi, birikimimi ve dikkatimi kitaplara ve kitapdaşlarıma yönlendirmiş olmaktan dolayı çok mutluyum. Gelişerek, öğrenerek, bildiklerimi sevgiyle paylaşarak yapıyorum işimi.
Çok sevdiğim Yalnızca Yavaşladığında Görebileceğin Şeyler isimli kitapta yer alan şu sözün deneyimlemek muhteşem bir duygu: “Sen şefkatli, basit ve gerçek olan kalbinden konuş. İnsanlar seni anlar ve severler.”
Severek, özenle ve önemseyerek yaptığım bu işe saygı gösteren ve sohbetlerimiz ile gelişen ve geliştiren, paylaştıklarımızı daha da büyüten sevgili kitapdaşlarıma, gurur duyduğum, birlikte geliştiğimiz, büyüdüğümüz sevgili BKM Ailem’e, daha iyi bir dünyada anlam yaratarak, sevgiyle var olma ve var etme etme hayalimi destekleyen, kendi keşif ve öğrenme yolculuğumu, hayatımın her anında benimle olan kitaplarla ve kitapdaşlık ruhu ile zenginleştirme imkanı sağlayan Martı Kitap Kulübü kurucusu sevgili Yasemin Sungur’a yürekten teşekkür ederim. Kitap ile Sohbet Liderliği eğitimi yaparak bu yolculukta kitaplarla ve kitapdaşlarla olmamızı sağladı.
Bir şeye hazır olduğunuzda ona uygun insanlar çıkar ya karşınıza. İşte, bana öyle oldu. Şimdi sıra sizde… “Hazır olan” tüm okurları “kitapdaş olma yolculuğu” na davet ediyorum. Yazın bize, arayın bizi, kitapdaş olalım. Yeni keşifler, paylaşımlar, yeni yolculuklar başlasın yeni sezonda.
Nazım Hikmet’in Davet şiirindeki duygularla aramıza davetlisiniz siz sevgili okurlar:
“Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşcesine…”
Kitapdaşlığın sevgisiyle, tekrar görüşmek üzere.
Yasemin Şahin
Bursa Kitap ile Sohbet Lideri & Yönetim Danışmanı
* Bursa Kitap ile Sohbet buluşmalarımız hakkında bilgiler:
Gün ve Saat: Her Çarşamba akşamı saat 20.00
Yer: Online ya da BKM Kitap
Katılmak ya da bilgi almak isteyenler için iletişim 0532 7438243