Hücre Nedir? Babamın Yattığı Yer…

22 Ocak 2012 tarihinde Ankara’da düzenlenen bir toplantı ile Nevşehir ve Adana, ilk teleskopuna kavuştu.

Bugüne değin konser, tedavi, başvuru, sınav, ziyaret, alışveriş, eğlence, tayin gibi bir kuşadası escort çok çeşitli sebeplerde Ankara’ya giden Fen ve Teknoloji Öğretmenleri 22 Ocak 2012 tarihinde paylaşmak için bir ilki gerçekleştirerek kendi imkân ve bütçeleri ile Ankara’da toplandılar.

Burcu Yeniceli İnevi ve Fatih Akyüz liderliğinde, 280’e yakın öğretmen o gün Sınav Koleji’nde bir araya geldi ve fen derslerini ve öğrencilerin derslere olan ilgisini nasıl artırabileceklerini tartıştılar, bilgi paylaşımında bulundular. Kar altındaki Ankara’da yapılan toplantıya hemen hemen Türkiye’nin bütün illerinden fen ve teknoloji öğretmenleri katılmıştı.

23 Ağustos 2011’de YÖK eski Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın Ulusal Basında şöyle bir haberi yer almış idi: “Fizik, kimya, biyoloji gibi bölümlerin yanı sıra meslek yüksekokullarında bazı bölümler var ki; mesela Su Ürünleri ile ilgili bölümler maalesef öğrencileri çekememiş, biz bunları açmamaya, açtıklarımızı da bir şekilde birleştirmeye çalışacağız.
Sıfır öğrenci alan bölümler var. Artık onlara ek kontenjan vermenin bir anlamı yok, çünkü öğrencileri cezp etmiyor.”

23 Ağustos 2011 – 12:09O O gün 280’e yakın fen ve teknoloji öğretmeninin, escort bayan fen derslerine ilgiyi nasıl artırırız konusunu tartıştığına şahit oldum. Anadolu’dan katılan bir öğretmenin öğrencisi ile arasında geçen diyalog ise beni çok etkilemişti.

Öğretmen: Hücre nedir?
Öğrenci: Babamın yattığı yerdir öğretmenim.
Peki o gün Astronomi (gökbilimi) yani temel bilimlerin atası ne kadar oradaydı acaba?

Matematiğe olan sevgim ve ilgim hep tamdı ama ortaöğretim ve lise zamanında fizik, kimya ve biyoloji dersleri vasatın altında bir öğrenciydim. Hatta 1992 ÖYS’de Fen’den – (eksi) net yapmıştım. Teleskop yaparken ya da gökyüzünü incelerken şunlara benzer cümleleri sık sık kullanırım: “Hııııı bak şimdi anladım şu kaldırma kuvvetini, bak şimdi anladım şu iç bükey aynaları…”

Atölyeme gelen öğrenci arkadaşlarla ise şu diyaloğu hep yaşarız:
“Derslerin zayıfsa gel canım buraya, ben sana formüllerle odak uzaklığını anlatamam ama yaparken ayna yaparken bunu anlamış, kavramış olur. Burada fiziği de, kimyayı da, matematiği de kavrama imkânı bulursun.”

Ne yazık ki, insanlar bilimi okullarında çalıştıkları bir konu olarak görüyor ve son sınavlarını verdikten sonra geride bırakıyorlar. Oysa bilim, bir konu değildir, bir perspektiftir, bir bakış açısıdır. Astronomi ise aslında her zaman hayatın bir parçasıdır, zamanla, büyüdükçe terk edilmemelidir.

Okullarımızın eğitsel materyaller konusundaki durumlarını bir kenara bırakalım. Zira gökbilimi alanında ilk çağlardaki insanları da düşünürsek evreni tanımak, anlamak, öğrenmeye çalışmak için gerekli materyalin başımızı kaldırdığımızda orada durduğunu hepimiz biliyoruz. Ve yine eğer az bir araştırma yaparsak, elimize kâğıt kalem ve makası aldığımızda el planetaryumu, güneş saati, güneş sistemi modellemeleri ve buna benzer çalışmalar yapabildiğimizi de biliyoruz.

O halde temel bilimlerin atası astronomi nerede? Elbette bu soruyu başta kendime soruyorum. Çünkü öncelikle kendi yaptıklarımdan sorumluyum.

O gün Kuşadası’ndan katılan öğretmenimiz Mert Koçer’in astronomiye olan ilgisi sebebi ile hiç aklımıza gelmeyecek astronomi olaylarını derse katarak nasıl diğer Fen konularını ilgi çekici hale getirdiğine de şahit oldum.

Evet, tek dünya, tek gökyüzümüz var. Yeryüzünün kadar gökyüzünün de çocuğu olduğumuzu arada bir hatırlar ve başımızı gökyüzüne kaldırır isek aslında her şey orada… Değil midir ki, şu an yazıyorsam ve yazma ihtiyacı bile göç, avlanma ve hasat zamanlarını belirlemek için güneşin doğuşu batışını, yıldızların dizilişini yazarak başlamış… O halde evren her yerde, fen bilimleri hayatımızın hep içinde…

Uzun lafın kısası geçtiğimiz ayki yazımızda bahsettiğimiz Haziran 2011’de DenizBank’ta çalışan babaların çocukları ile yaptıkları 2 adet teleskop o gün o paylaşım toplantısında evrenin ben buradayım diye kendisini hatırlatması amacı ile 2 ilimize gitti. Nevşehir Derinkuyu C. Recai Gizer İ.Ö.O. ve Adana Seyhan Cumhuriyet İ.Ö.O. öğrencileri 2. Yarıyıl açılışını, öğretmenlerinin elinde gördükleri teleskoplar ile yapacaklar. Dilerim toplantının devamı sonraki senelerde de yapılır ve bizler de daha çok teleskop hediye etme fırsatı buluruz.

O gün konferans salonunda öğretmenler fen dersleri konusunda paylaşımda bulunurken, o günün tek çocuğu ise dışarıda özgürce eline geçirdiği teleskopun tadını çıkardı. Kim bilir aklından neler geçirdi. Kim bilir hangi hayallerinin gerçek olabileceğine inancı arttı. Teleskopu eline alıp incelemeye başladıktan sonra cebinden bir kâğıt çıkardı ve bu benim icadım diye çizmiş olduğu makineyi gösterdi. Kim bilir, belki onu gerçek yapabilecek olmaya inancı arttı.

Yazımı öğretmen ve öğrencimizin hoşgörüsüne dayanarak deney yapılırken geçen bir anekdot ile noktalamak istiyorum.

Deney yapan öğrenci: ‘Ben deney, deney ben. HAYAT DENEYDİR’…

(Yaşar K.)

Önceki İçerikHayal, Zenginliktir
Sonraki İçerikKarlı Gün

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz