Gerçek, Sadece Gerçekten İstemek Demektir! 4

Gerçekten istersek, olur mu? Gerçekleşme ihtimali yüzde kaçtır? İlgimiz neredeyse, enerjimiz de orada mı? İsteklerinizle ilgili olarak, enerjinizi doğru ve yerinde nasıl kullanabilirsiniz? İsteklerimizi var etmenin yöntemlerini, Kazım Yurdakul Martı için yazdı.

Geçtiğimiz sayıdan devam ediyoruz:
5- Enerji Çalışmaları & Koçluk Çalışması
“İsteyince nasıl gerçek olur?” bunu somutlaştıralım.
Gerçek “istek” oluşturmak veya var etmek, insan hayatında, çoğu zaman farkında olmadan gerçekleşen süreçler olsa da, yukarıdaki bilgilerle bu süreçleri çözümleyip tekrar edebilmemiz mümkün. Nitekim çözümlediğimizde, görüyoruz ki, “istek” iki açıdan çalışarak var edilebilir. Bu iki açı aslında insana dair bir eşitliğin iki yani… “İlginiz neredeyse enerjiniz oradadır”… Yani bir “istek” le ilgili olarak enerjinizi yoğunlaştırmanın doğru yollarını bilerek enerji çalışmaları yaptığınızda da; ilginizi o istek üzerinde arttırdığınızda da aynı sonuçları alırsınız.

gerçek1

Yani aslında, somut düzlemde, yazarak çizerek, doğru şekilde, doğru kriterleri ele alarak yapılan hedef çalışması olan Koçluk ile direkt enerji üzerinden yapılan enerjiyi doğru yönetme çalışmaları aynı amaca hizmet eder.

Şimdi bütün bu bilgilerin toplamında daha öz biçimde, gerçeği var etmenin kriterlerini sayalım. Yani bugün gerçek kabul ettiklerimizin, dolayısıyla hayatımızda gerçek olarak var etmek istediklerimizin de kurallarını sayalım. Bir nevi hayat modellemesi yapalım. Bugüne hayatınızda var olanların nasıl var olduğunun modelini çıkartalım ki, aynı model bu yazıyı okumanızla birlikte, isteklerinizi var etmenin de yöntemi olsun.

I)- Seçim Yasası
Hayat seçimlerimizdir. Kendimiz ve seçimlerimizin dışında sebepler arayışı, çözümsüz ve durağan hayatı da beraberinde taşır. Gerçekten; yani tüm sorumlulukları, gereklilikleri ile birlikte ve aşağıdaki 3 kuralı da kale alarak seçim yapmak, isteklere doğru yönelen yolun ilk taşlarını oluşturur.

a) Ölçüt kuralı
Seçtiğinizi net olarak bilmek ve ifade etmeyi içerir. Örneğin bu açıdan, “zayıflamak istemek” bir seçim değilken, “54 kilo olmak istemek” bir seçimdir. “İyi bir işe sahip olmak”, hatta “başarılı bir işadamı olmak” birer seçim değilken, “ayakkabı sektöründe, yılda 100.000 ayakkabı üreten bir atölyenin sahibi olmak” bir seçimdir.

b) Anlam Kuralı
Bir seçim ancak, kişinin içselliğine ve kendi değerlerine hitap ediyorsa gerçek bir seçim olabilir. Diğer türlü, “istediğimizi zannettiğimiz şey” olmaktan öteye gidemez. Örneğin çoğu kadın zayıflamak istediğini zanneder. Ama kendi deyişleriyle de hep bir erteleme söz konusudur. Gerçek olan şudur ki, bu kadınlar aslında içsel olarak kendilerinden hiç de rahatsız değilken, çevresel etkiler, yani eş-dost ve özellikle de medyanın da etkisiyle bütün çevrede “doğru kadın= fit kadın= güçlü kadın= vs…” bağlantısı kurulduğundan, zayıflamak istediklerini sanırlar. Ama biraz önce de değindiğimiz gibi, bir hedef eğer içsel bağlantısı yoksa hiçbir zaman gerçek olmaz. Tam tersinde ve doğru açıda ise, içsel motivasyonunun isteği (ihtiyacı) ile yola çıkanı ise kimse geri tutamaz.

gerçek2

c) Uyum kuralı
Seçimlerin en dar dairemizden başlayarak çevresel faktörlerle de uyumu, o seçimin kaderinde önemli rol sahibidir. En başta söyledik hatırlarsanız: “Her şey bir bütündür ve bir üst bütünün parçasıdır”. E, dolayısıyla, seçimimiz etkilenecek ve etkileyecektir. Bu hesabı da yaparak hareket etmek, seçimimizi gerçeğe yaklaştıran önemli öğedir.

II) Şimdi Yasası
Zaman konusundaki fizik biliminin araştırmalarına hiç girmeden dahi şunu söyleyebiliriz ki; zihinsel yapı “-ecek,-acak” içeren dili ve onun içeriğini hep ileriye atar. Tüm zihinsel mekanizmanın çalışmaya başlaması, tek gerçek zamanda olur: Şimdi’de. Dolayısıyla dilde isteklerimizle ilgili “gelecek” dili yerine “şimdi” dilini kullanmak yine önemlidir. Bütün fizik araştırmaları ve dolayısıyla hayatı irdelediğimizde de görürüz ki, “Ol” ma “Şimdi” dedir. “Gerçek” sadece “şimdi” de…

III) Abdallık (saflık)Yasası
Burada değinmek istediğim ise, zihni abdalca kullanmak… En başta bahsettiğimiz gibi, “yüreğinin götürdüğü yere gitmek”… Bir diğer deyişle söylersek; Robin Sharma’nın deyimiyle: “Ferrarisini satanın bilge olacağı”…
Yani, insan ancak, bilinç dediğimiz kısıtlı mekanizmanın filtresine girmeden düşünebilirse (yani sadece duygularıyla); ve yine o bilincin dayattığı egosal öğelerden (sahibiyet) sıyrılabilirse, abdallaşır ve gerçek gücünü kullanabilir. Abdal’a malum olması durumu, anlattığımız sebeplerle, düşünsel enerjinin en yüksek düzeyde çalıştırılıyor olmasından kaynaklanır.

gerçek3

IV) Olumluluk Yasası
Ve tabii olumluluk… Dilde ve dolayısıyla, o dille yaptığımız düşünme eyleminde… Çünkü hatırlayalım ki duygularımız da o binlerce kaydedilmiş düşünceden oluşur, her nasıl kaydedildilerse…

Ama burada değinmek gerekir ki; olumluluk ile kastedilen sadece iyi olmak değil. (Ki hormonsal sistemi doğru çalıştırması açısından mutlu ve iyi olmak önemlidir)

İnsan zihninin yapmama, kurtulma, bırakma üzerine bir mekanizması yoktur. İnsan zihni, yaşam ve ulaşmaya programlıdır. Daha doğru bir deyişle diyalektiği böyledir. O sebeple de dilinizde ya da düşüncenizde, isteklerinizi, istemediklerinizin bırakılması, yok edilmesi üzerinden anlatmak ve düşünmek, sadece o istemediklerinizin var olmasını sağlar. Yani ben size “10 saniye mavi düşünmeyin” dersem, “maviyi” düşünür; “şu korkularınızdan artık kurtulun” dersem de o korkuları hayatınızda daha fazla var edersiniz. Bunun yerine bir örnek olarak doğru cümle: “Artık neleri sevdiğinizi daha fazla düşünün“ olabilir.

Kısaca bilgilerimi paylaştım sizlerle ve hatırlatırım ki; bu makalenin başlangıcı daha önceki 3 sayıdadır. Ama tabii ki sorabilecek ya da söyleyebilecek çok daha fazla detay var. Umarım keyif alarak okudunuz. Umarım, o daha fazla detayı birlikte sorgulayabilir ve öğrenebiliriz. Lütfen aşağıdaki adreslerimden bana sormak istediklerinizi, ya da söylemek istediklerinizi ulaştırınız.
Aydınlık Çağı’n kaotik başlangıcına da denk geldiğimiz bu günlerde, biliyorum ki ışık ile önderlik eden sizlere ve sizlerinde daha fazla bilmesi ve olmasına ihtiyaç duyar evren…

kazim@kirmizidanismanlik.com.tr
Facebook: Uzman Psikolog Kazım Yurdakul

Önceki İçerikGüney Hindistan ve Andaman Adası
Sonraki İçerikMutluluk mu? Şans mı?

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz