Eklektik sözcük kökeni olarak, Yunanca “eklektikos; en iyiyi seçmek” ve “elektos; seçmek” ten geliyor. Daha çok ve ağırlıklı olarak, sanat, psikoloji, felsefe, din, askeriye gibi alanlarda kullanılmış. Eklektik yaklaşım farklı sistemlere bağlı olan ögelerin en iyi parçalarını taraflarını toplayarak, onlardan farklı bir şey yapmayı ifade ediyor. Kelime kökeni; Türkçe’de eklemek-takmak, Lidya dilinde ise “yine takmak; eklegein” kelimelerinden geliyor.
Eklektik yaklaşım; farklı şeyler, unsurlar, dizgeler vb. arasından seçki yapılarak, bunların bağdaştırılmasını ve yeni bir biçimde, sunumda, durumda vb. kullanılmasını anlatıyor.
İlk kez kullananlardan biri Stoik filozof Panaetius.
Ordan burdan, yamalı bohça…
Yazının buraya kadar olan kısmında kelimelere bağladığım linklere de göz atmışsanız, zaten anladınız siz onu… Eklektik yaklaşım; ordan, burdan, şurdan alıntılarla kimilerinin “yamalı bohça”, kimilerinin “seçiciliğin en keyifli ve de relax hali” diye özetlenebilir…
Ve bu noktada yazımın başlığı çok anlamlı hale gelir… Çünkü bence bir sürü diğer adı olmasına rağmen aslında, “Eklektik Çağ”dayız.
Tam da böyle yamalı bohça gibi, ordan, burdan, her yerden, her şeyden toparladıklarımızı, gördüklerimizi seçip, ekleştirip, yeni, yeniden bir şeyler yapmaya, bulmaya, yaratmaya, farklı amaçlar için kullanmaya çalıştığımız deli dönemlerden geçiyoruz…
Telefonu, fotoğraf makinasını, video kamerayı, radyoyu, daktiloyu, kâğıdı, kalemi, mikrofonu, boya fırçasını, hesap makinasını, bilgisayarı, modemi, lambayı, kulaklığı, casino online elektriği, tasarımı vb. onlarca farklı amaçlar için yaratılmış, değişik işlerde kullanılan şeyi alıp, ufacık cep telefonlarına, ayakkabımıza, gözlüğümüze vb. koyuyor, onlara; akıllı telefon, giyilebilir teknolojik ürünler, phablet, google-glass, konuşan ayakkabı vb. diyoruz…
Ofiste, işyerinde çalışır görünüp; sosyal medyada sohbet, kavga, muhabbet ediyor, aşk-meşk yaşıyor, gırgıra, şamataya vuruyor, oyun oynuyor, freelance işleri tamamlamaya çalışıyor… Evde, kafede, piknikte, denizde, tatilde ise mail okuyor, rapor yazıyor, proje çiziyor, tasarım yapıyor, sabahlara kadar gözlerimiz akana kadar iş yetiştirmeye çalışıyoruz.
Evde iş, işte evi yaşıyor, tatilde her ikisini de yapalım diye çoğu zaman hiç birini beceremiyor ya da her ikisinin de eş zamanlı tadını çıkarmayı biliyoruz…
Kısacası öyle zamanlarda geçiyoruz ki tanımlamak içim “eklektik” den daha uygun bir şey bulamıyorum. Onu buna ekle, şunu da şuraya koy, bunu da yana tak… Bağdaştır bağdaştırabildiğin kadar…
Eklektik Çağ’da en iyilerini seçme becerisi geliştirmemiz dileği ile…